Merhaba Canlar,
Bölümler ilerliyor ve okuyanların yeni eklenen kısımları sevdiğini gördükçe ben de çok mutlu oluyorum.
Okumayıp sadece devam bölümlerini bekleyenler, biraz geçmişi kaçırıyor gibi olacak ama elden ne gelir.
Oy ve yorum destekleriniz çok değerli, teşekkür ederim. Sessiz okurlar da katılırlarla şahane olurdu aslında. Biliyorsunuz yorumlar, oylar biz yazanlar için destek, ilham ve moral motivasyon için çok önemli. Unutmazsanız çok sevinirim.
Neyse efenim sizi bölümle baş başa bırakayım artık.
İg kişisel hesabım: @gulcin.ozbek
İg hikâye hesabı: @gulcinozbekhikayeleri
Twitter: @gulcin_ozbek***
Bölüm 5; Usulca Dileğini Fısıldadı Sonra...
*Say You Love Me - Jessie Ware
Aden, aile avukatı Mukadder Hanım'la birlikte Saral Grup toplantı odasına adımını attığında ilk olarak, içinde baş gösteren hayal kırıklığıyla tanıştı. Onları karşılamak için ayağa kalkan ve gülümseyen yüzlerin arasında Dağhan yoktu. İlk anlarda gözleri sıklıkla kapıya kaysa da samimi gülümsemesiyle herkesle tanıştı, sohbetlere içtenlikle katıldı.
Pınar durumun farkında değildi ama Erdem'in gözünden kaçmadı. Hatta Dağhan'ın, daha önce hiç şahit olmadığı altı boş, nedensiz çıkışlarıyla bağdaştırmadan edemedi. Belki büyük yanılıyordu ama bu ikisinin arasında bir şeyler döndüğüne bahse girebilirdi!
Kısa bir hoş beşin ve içecek ikramının ardından, toplantı masasına geçtiler. Pınar, kardeşinin tavrına olan kızgınlığını üzerinden atamamıştı ama profesyonelliğini elden bırakacak değildi. Şu an önceliği, Aden ile aralarında daha ilk andan bir pürüz olmamasını sağlamaktı.
"Adenciğim, ön protokolde, anlaşmaya varmamız durumunda imzaları Dağhan Bey'le atacağınız belirtilmişti ama öngöremediğimiz şekilde Dağhan Bey'in katılması gereken bir etkinlikle tarihler çakıştı."
Aden, Paris'te tüm dikkatleri üzerine çekmişti. İsmi Saral Grup'la birlikte anıldığında Türkiye'de gündeme oturacak ve piyasadaki yerlerini çok doğru bir çıkışla gerçekleştireceklerdi. Bir de meşhur iç çamaşırı defilesinin meleklerinden biri olursa, işte o zaman tam anlamıyla kusursuz olacaktı. İş bir tek, çok takdir ettiği bu genç kadını iknaya kalmıştı.
"Senin için de bir sorun olmayacağını umarak..." Pınar sözlerine devam ederken zarif bir şekilde uzattığı eliyle, kuzenini işaret etti. "Dağhan Bey'i, Genel Müdürümüz Doruk Bey ve ben temsil edeceğiz."
"Rica ederim, hiç sorun değil. Önceliklerimi ve burada bulunma sebebimi biliyorsunuz zaten. Eğer şartlarda bir pürüz yaşamazsak birlikte çalışmamız için başka bir aksilik olmayacaktır."
İçi rahatlayan Pınar, masanın üzerinde kavuşturduğu ellerini biraz gevşetebildi. "Öyleyse güzel bir başlangıç yaptık diyelim ve biraz detaylardan da bahsedelim. Toplantımıza bir an önce başlarsak öğle yemeğinde kutlama yaparız belki, ne dersiniz?"
"İşin ciddiyet gerektiren kısmından sonra yemek çok iyi olur. Hem biz de Aden'le işin şirket dışında kalan, zor ama bir o kadar da eğlenceli yanlarını konuşuruz," diyerek samimi gülümsemesiyle araya giren Erdem'e çevrildi tüm gözler. "Ama toplantıya başlamadan önce ufak bir telefon meselemiz olacak belli ki."
Aden masadaki herkesin yüzüne mahcubiyetle baktı. "Çok özür dilerim ama klinik ve acil vakalar dolayısıyla telefonumu tamamen kapatamıyorum." Ardından Pınar ve Doruk'a hitaben sürdürdü konuşmasını. "Dilerseniz avukatlarımız protokolü bir karşılaştırsınlar, ben de izninizle hemen gerekli yönlendirmeyi yapıp aranıza döneyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞ KAPANI (TAMAMLANDI)
Romansa*** Sevginin en benciliyle sınandı genç adam. Zırhı pas tuttu, kılıcı elinden alındı, aşk için verdiği savaştan mağlup ayrıldı. Şövalye ruhunu çaldı zaman. Umutlarını yitirdi, küstü, kapattı kendini. Sevginin bencillikten en uzağını kuşandı genç ka...