BÖLÜM 16; ILIK, TATLI BİR RÜZGÂR SOĞUK KIŞIN İZLERINE SAVAŞ AÇTI...

3.8K 346 154
                                    

Mutlu akşamlar Canlar,

Bölümü okuduğunuz saat?

Bölümü okuduğunuz tarih?

Nasılsınız?

Birkaç gündür yeni başlayanları görüyorum ve çok mutlu oluyorum. Hoş geldiniz canlar, umarım keyif alıyorsunuzdur. Oylarınızı ve yorumlarınızı görmek, çok kıymetli. Ailemizin büyümesi çok güzel.

Ve geçtiğimiz haftayı atlamış da olsak, bu haftaya DÜŞ KAPANI PATİLİ HAREKETİ'NİN yeni fotoğraflarıyla başlıyoruz.
Ricamı kırmamanız ve beni duymanız umut oluyor, teşekkür ederim. Yeni dostlarımız bölüm sonunda sizi bekliyor.

Perşembe görüşünceye kadar kendinize çok dikkat edin, mutlu ve sağlıkla kalın. Hepinize kalpten sevgiler, kocaman öpücükler💕💋

Kişisel ig: gulcin.ozbek
Hikâye ig: gulcinozbekhikayeleri
Twitter: gulcin_ozbek
Aklınıza gelen tüm platformlarda kullanıcı adım aynı aslında🤭 askfm de  dâhil, dilediğiniz yerden ulaşabilirsiniz. Sohbet ya da soru için her zaman beklerim.💕

***

Bölüm 16; Ilık, Tatlı Bir Rüzgâr Soğuk Kışın İzlerine Savaş Açtı...

*Twice – Christina Aguilera

Aden, ona açılan kolların arasına sığındığı andan itibaren zaman kavramından âzade hissetti kendini. Adama âşık geçirdiği onca yılın avuntusuydu sımsıkı sarılan kolları, sıcacık şefkati... Korkuların aklını terk edişi sanki ılık bir rüzgâr esintisiydi, kara bulutlar gibi tepesine üşüşmüş düşünceler yumağını dağıtmıştı.

"Eğer sahip olduğumuz bu güzelliği mahvetmemeyi becerebilecek kadar şanslıysak, birlikte yapacağız Dağhan," dedi usulca.

Gecenin birikimi ve ailesinden gelecek haberlerin tedirginliğiyle başlamıştı gözyaşları ama Dağhan'ın söyledikleriyle bambaşka bir hâl almıştı. Adamın yakarır gibi yardım isteğiyle kalbi göğüs kafesine sığmayana dek büyüdü, büyüdü. Sevmek istiyordu, Dağhan. Onunla olmak istiyor, iznini bekliyordu. Nasıl hayır derdi, nasıl görmezden gelirdi?

Ne zaman sonra derin bir soluk aldı, Aden. Dağhan'ın göğsüne yaslı yanağının altındaki ıslaklığa yerleşti eli.

"Affedersin, uzun zamandır böyle dağılmamıştım. Sanırım bir noktadan sonra tam olarak ne için ağladığımı bile unuttum," dedi. Hem kocaman bir yalandı hem de bir o kadar doğruydu söylediği.

Adamın parmakları, saçlarındaki sabitleyicilere rağmen özgürlüğünü ilan etmiş birkaç teli dalgın hareketlerle düzeltiyordu. "Haddinden fazla gerildin, bütün bir geceyi stres altında geçirdin. Daha iyi hissetmene yardımcı olsun yeter."

"Böyle zamanlarla başa çıkma yöntemim ağlamak olmaz genelde... O yüzden nasıl hissettirdiği konusuna aynada yüzümü gördükten sonra karar verirsem daha iyi olur," dedi gecenin ağırlığını dağıtmaya çalışarak. Yanağının altındaki elini hafifçe hareket ettirdi, göğsündeki ıslaklığı işaret ederek. "İçimi dökerken seni de es geçmemişim."

"Aynalar büyük yalancıdırlar, aldırma sen onlara. Bana gelince, ıslaklıkla baş edebilirim. Şikâyetim yok," dedi, Aden'e ayak uydurarak. Kadının gözyaşlarının dinmesi, onu da biraz olsun rahatlatmıştı.

Nihayet başını kaldırıp da Dağhan'ın yüzüne baktığında, hiç ara vermeden sırtında aşağı yukarı hareket eden el de durdu. Elleri adamın yanaklarına uzandı. Yumuşacık ve sevgiyle dolu öpücüğünün arasında, "Teşekkür ederim," diye mırıldandı.

DÜŞ KAPANI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin