BÖLÜM 13; (PART II) YOK SAYDIĞI KALBİYLE ALDI KARARINI BİLMEDEN...

4K 410 251
                                    

Merhaba Canlar, ❤️🖤❤️

Bölümü okuduğunuz saat?

Bölümü okuduğunuz tarih?

Bölümümüzle sizleri baş başa bırakıyorum ve bölüm sonuna tabii ki Düş Kapanı Patili Hareketi fotoğraflarından bırakıyorum.😍

Hepinize kalpten sevgiler ve kocaman öpücükler❤️💋

Kişisel ig: gulcin.ozbek
Hikâye ig: gulcinozbekhikayeleri
Twitter: gulcin_ozbek

***

Part II

*Glen Hansard – Falling Slowly

Şirkete gidip de küçük bir hasar kontrolü yaptığında görmüştü ki birden fazla anlaşma tehlikedeydi. Fiyat pazarlığı aylar öncesinde yapılmış anlaşmalarda, malları teslim aldıktan ve işledikten sonra ucuz kurnazlık peşinde koşmak, Saral Grup'un itibarını zedelemekten başka işe yaramayacaktı. Madem kuzeni düzeni değiştirmeyeceğini söylediği hâlde üzerine oynuyordu, öyleyse Dağhan'ın da artık arkasını toplamasına gerek yoktu. Son defaya mahsus günü kurtarmış, ortamı sakinleştirmişti. Soğukkanlılıkla, kuzeninin bu işe uygun olmadığını ortaya sermişti. Gerisini büyükbabası düşünecekti.

Zira Dağhan'ın aklı hâlâ aynı yerdeydi. Beklediği mesaj ısrarla gelmiyordu. Akşamüstü olmadan tüm işlerini toparlayıp ardına bakmadan ayrıldı şirketten, çiçekçilerine uğrayıp zarif bir terrarium seçti. Aden'in evine doğru henüz yola çıkmıştı ki İnci Hanım'ın sitem dolu aramasına yakalandı.

"Aşk olsun oğlum, onca konuştuk dün gece ve bana, Aden'in hastalandığını söylemedin mi?"

"Öğrenmişsin ya, anne. Bunun için çocuk gibi azarlayacaksan beni, lütfen akşama bırakalım. Aden iyi miymiş?"

"Hâlsiz hissediyormuş epeyce, ateşi de yeni düşmüş. Bu kadar hırpalanmasına müsaade ettiğine inanamıyorum! Yarın babanla birlikte gideceğiz, sen de gelmek istersen haberin olsun."

Gaz pedalına fazla baskı uygularken aklında beliren görüntüler çok netti... Dağhan henüz yedi yaşlarındayken İnci Hanım'ın basit bir soğuk algınlığı ile başlayan rahatsızlığı birkaç gün içinde hayatlarını cehenneme çevirmişti. Annesinin üç ay boyunca felce benzeyen etkilerle yatakta olduğu günleri hâlâ hatırlıyordu. Aden'in üzerine titremesi, bunca korku yaşaması, pimpiriklenmesi de bu yüzdendi zaten.

"Şirketten erken çıktım, eve yakınım zaten. Bir çiçekçiye uğrar, ziyaret ederim." diyordu ki endişesinin, kızgınlığa evrilişi de tam olarak o andı.

"Çok iyi olur, eminim o da çok sevinir ama Adenciğim evde değilmiş, oğlum. Kliniğe geçmiş..."

Dağhan, ani yaptığı U dönüşü sırasında, konuşmanın bir kısmını tamamen kaçırdı. Hâlbuki dinleyebilse, o gün mutlaka Aden'in de bulunması gereken bir denetleme olduğunu ve kadının yetkililer gidene kadar klinikte bulunması gerektiğini öğrenecekti. Oysa Dağhan'ın aklında kalan kısım yalnızca hâlsizliği ve ateşi olduğuydu. Bir de kliniğe gidebilecek durumda olmasına rağmen atmadığı mesaj vardı tabii!

İnci Hanım'ın hattın diğer ucundan, "Dağhan, dinliyor musun?" isyanı kulaklarına ulaştığında ana dönebildi ancak. "Bana kızacaksın belki ama doğru düşünüp değerlendirmeni umarak söyleyeceğim, seni yönlendirmek için değil. Ayrıca bu gidişin sadece hasta ziyareti olmadığını bilecek kadar tanıyorum oğlumu."

"Niyetini açıklamana gerek yok, anne. Başladın madem, devam et lütfen."

"Bildiğin ve yaşadığın her şeyi bir süreliğine unut, aileni de tamamıyla rafa kaldır. Senden rica ediyorum, aklından geçenleri sadece ikiniz için değerlendir ve lütfen kestirip atma," diyerek bir nefeslik ara verdi, İnci Hanım. "Kolay olacak diyemem sana, belki hiç yürümeyebilir bile ama kalbinde her ne kaldıysa hepsini toparla da git ona. Kalbini kazanmak istiyorsan ancak bu şekilde yapabilirsin çünkü."

DÜŞ KAPANI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin