BÖLÜM 17; GEÇMİŞİN KÂBUSLARI KAYBETME KORKUSUYLA UYANDI...

4K 320 116
                                    

Canlar merhaba,

Nasılsınız?

Bölümü okuduğunuz tarih?
Bölümü okuduğunuz saat?

Perşembe görüşünceye kadar hepiniz kendinize çok dikkat edin. Sağlıkla ve mutlu kalın.

Yürekten sevgiler, kocaman öpücükler❤️💋

Kişisel ig: gulcin.ozbek
Hikâye ig: gulcinozbekhikayeleri
Twitter: gulcin_ozbek

***

Bölüm 17; Geçmişin Kâbusları Kaybetme Korkusuyla Uyandı...

*City Of Stars – Ryan Gosling Emma Stone (La La Land)

Aden, yüzünde tüm dünyayı sonsuz bir gün ışığına boyayacak gülümsemesi ve gözyaşları arasında ona bakarken, Dağhan'ın tam anlamıyla nutku tutulmuştu. Kadının mutluluğunun sebebi olabilmenin yaşattığı hazzı tadıyordu. Aden'in beline ve sırtına sıkıca doladı kollarını, arkasına yaslanıp daha yakınına çekti.

"Bu sarılmanın anlamını, evet olarak alıyorum."

"Ben çok daha fazla kelime kullanabilirdim ama evet olarak alman da yerinde olur."

Dağhan, kadının 'az' kelime kullanımı karşısında göğsünü titreten bir kahkaha attı. "Peki, tek kelimeyle de olsa cevabın konusunda anlaşabildiğimize sevindim o hâlde."

"Kelime tasarrufu yapmayı düşünemeyecek kadar şaşkın oluşum seni eğlendiriyorsa ne mutlu bana," dedi tatlı bir alayla.

Aden'in mutluluğunun en büyük sebebi, hayalini hayata geçirme yolunda bir adımın daha aşılmasıydı. Dağhan'ın ortak olmak için çaba göstermesi ve sahiplenmesi de bir o kadar kıymetliydi. Değeri paha biçilemez bir hazineyi ayaklarının önüne serseler, yaşadığı bu ana değişmezdi.

"Bu sabah uyandığından beri kullandığın kelime sayısı, kliniğe geldiğim güne kadar senden duyduklarımın toplamından fazladır, Aden. Eh, biraz eğleniyorum tabii bu durumda."

"İki cümlemden birinde huysuzluk etmeye başladığınızı unuttunuz mu, Dağhan Bey? Ayrıca sonrasında fena çözüldü çenem, kabul edelim!" Aden kollarını çözmeden yüzünü görebileceği kadar geri çekildi ve adamın kahkahasıyla bir kere daha büyülendi.

"Benim dışımda herkese gülücükler dağıtmandan mutlu olamadığım için suçluluk hissetmeyi reddediyorum."

Dağhan, anın kayıtsız keyfine bıraktı kendini. Aden, onun olmak için kendine izin vermediği her şeydi. Neşeyle, hayallerle doluydu ve yanındayken adama da öyleymiş gibi hissettiriyordu çok zaman. Dağhan'ı özgürleştiriyordu. Tek sorun adamın açıkça görebilecek kadar kalbini aralamaya henüz cesaretinin olmamasıydı.

"Ve ayrıca... 'Bey' meselesine geri dönmüyoruz, Aden!"

Aden bilmiş ifadesiyle kaşlarını kaldırarak meydan okudu. Adamın kollarından sıyrılıp koltuğa oturdu. "Buna, eskizlerime ve yaptığım başvurulara, aldığım izinlere nasıl ulaştığını anlattığında karar vereceğim."

"Babanı ve avukatını ikna etmem gerekti. Biraz da hileye başvurduk," dedi. Aralarındaki mesafe hepi topu birkaç santim de olsa Dağhan, yakınlıklarına çok çabuk alışmıştı. Birbirlerine temas etmemelerinden pek hoşlandığı söylenemezdi.

"Bu hile değil, düpedüz arkamdan iş çevirmek! Kimsenin bana bir şey söylemediğine inanamıyorum!" Aden, sahte bir kızgınlıkla gözlerini kısarak konuşsa da bu durumdan epey eğleniyordu. "Babamdan beklerim ama bana doğruyu söyle, avukatıma ne teklif ettin de kandırdın?"

DÜŞ KAPANI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin