BÖLÜM 2; EN TATLI TUZAĞINI KURDU ACELESİZCE...

7.4K 557 285
                                    

Yeni bölümden merhaba Canlar,

Önceki bölüme yaptığınız yorumlar için çok teşekkür ederim. Cevaplamak istedim ama Wattpad izin vermiyor.🤦🏻‍♀️

Okurken yaptığım değişiklikleri hemen fark etmişsiniz😍, bu durum beni çok sevindirdi.

Sanırım değişikliğin en net hâllerinden birini bu bölümde göreceksiniz.
Aden ve Dağhan'a bir de böyle bakın, sonra yorumlarda buluşalım.😉

Aralarındaki elektrikten bahsedelim mi mesela?

Tamam, bölüm öncesi daha fazla konuşmadan çekiliyorum aradan.
Kalpten sevgiler ve çokça öpücükler ❤️💋

Sonraki bölümde görüşünceye kadar... 🌼

***


Bölüm 2; Tatlı Tuzağını Kurdu Acelesizce...

*When i saw you – Mariah Carey

Ağzından çıkan birkaç kelimelik bir onayla, hayatında bu kadar değişim yaşanacağını söyleseler, bir süre öncesine kadar Aden buna güler geçerdi. Oysa gülünecek tek bir yanı kalmamıştı. Fotoğrafların ve sergiye katıldığının haberi ülkeye yayılmakla kalmamış, çığ gibi üzerine yığılmıştı. Ailesinin işi dolayısıyla katıldıkları davet ve galalarla daha önce de magazin programlarında adının geçtiği olurdu ama bu olanlar bambaşkaydı. Sergiden sonraki sabahtan itibaren magazin muhabirleri, Aden'i gördükleri her yerde üzerine atılmışlardı.

Devam eden aylarda da durum çok farklı değildi ama en azından ilk günlerdeki baskılı yaklaşım sona ermişti. Hâlâ karşılaştıklarında kameralar çalışıyor ve kısa bir hâl hatır soruluyordu. Ara sıra giydikleri puanlanıyor ya da nerede görüldüğüne dair minicik alanlarda adı geçiyordu. Neyse ki daha çok çocuklar ve hayvanlar için yaptıklarından bahsediliyordu. Böylece geçen aylar Aden'i insanların nazarında evimizin kızı konumuna taşımıştı, günleri de rutin düzenine geri dönmüştü.

Tanıdık çevrelerinde ailelerinin ardından oyunculuk yapmayı seçenler de vardı, dans edenler, şarkı söyleyenler de. Yetenekleri elveriyorsa neden olmasındı ayrıca? Bunda garipsenecek bir durum yoktu. Aksine deneyip de olmaması ihtimali yüzünden hayallerinin peşinden gidemeyen birçok insandan çok şanslıydılar onlar. Aden de önüne gelen teklifi, gönlünde yatan yardım için kullanmıştı. Bunu doğru şekilde duyurabilirse içi rahatlayacaktı.

Henüz birkaç dakika önce, art arda yaptıkları iki kastrasyon(kısırlaştırma) operasyonundan çıkmış, temizlenerek kahvesini almıştı ki telefonu yanı başında kıpırdanmaya başladı. Arayan, üzerine kamera yerleştirmiş gibi molalarına ya da boş anlarına nokta atışı yapabilen Ekin'di.

Telefonu kulağına yaklaştırıp "Efendim," diyemeden Ekin konuşmaya başladı.

"Cicim, senin kesin işin vardır. Senin yoksa da benim..." Verdiği es sırasında büyük olasılıkla saatini kontrol ediyordu. "Tam olarak beş dakika sonra gelecek bir düğün çiftim var. O yüzden kısa kesiyorum."

"Epey kısa oldu, Ekin. Bunca cümle sıralayana kadar sadede mi gelseydin ki?" Telefonun diğer ucundaki bıkkın bakışlar gözünün önüne gelince eğlenmeden edemedi. Ekin'in en kısa kesen hali buydu işte!

"Önce son dakika bilgisi! Seninkiler buradaydı. Önce hararetli bir çalışmalar, bir şeyler yaptılar. Sonra İnciciğim telefonunu annene uzattı, beraber baktılar. Meğersem hatun, geçen hafta sen derneğe gittiğinde çekilen üçünüzün olduğu bir fotoğraf paylaşmış. Kaynana gibi kaynana be, bir de sen oğlunu alaydın!"

Aden, böyle bir fotoğraf çektiklerinden bihaberdi. Birlikte poz vermediklerinden de emindi. "Üçümüzün fotoğrafı mı varmış?" diye saf saf sorması da bu yüzdendi. Kaynana meselesine zaten hiç girmeyecekti.

DÜŞ KAPANI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin