Karanlık

6.7K 309 49
                                    

Tüm gece düşünmekten gözüme bir damla bile uyku girmemişti. Bunu nasıl yapabilirdi aklım almıyordu. Ben sadece aşık olmuştum ne kadar insanlara göre yanlış olsa da ne eksik ne fazla aşık olmuştum. Tüm düşüncelerim, hislerim ona aitti, benim dünyam onun etrafında dönüyordu.

Kendimi bok gibi hissediyordum. Hayatımda kırılabilecek bir sürü şey varken her seferinde kalbim kırılıyordu. Sabah güneş doğmaya başladığında daha fazla yatakta yuvarlanmanın anlamsız olduğuna karar kılıp balkona çıkmıştım. Havanın buz gibi olması gram etkilemiyordu beni, içimdeki ateşi söndürebilecek bir soğukluk yoktu. 

Bir süre sonra gökyüzünden kar tanelerinin düştüğünü fark etmiştim. Bu dünyadaki en güzel şey olabilirdi benim için. Kısa bir süreliğine dünyada olan tüm kötülüklerin üzerine örtülen beyaz bir örtüydü. İyiliği temsil ederdi, saflığı... Yüzümdeki aptal sırıtmayla yüzüme vuran kar tanelerini hissediyordum şimdi. Yeryüzüne inen her bir kar tanesi eşsiz derler, bir gün birinin beni bir kar tanesi olarak görmesini istiyorum. Onun için bu dünyadaki en eşsiz ve özel kişi olmayı. 

Aklıma gelen isimle tüylerim ürpermişti. Tekrar içeriye döndüğümde aslında yine yatağıma yatacaktım ama guruldayan karnım buna izin vermiyordu. Mutfağa geçip kendime özensizce bir şeyler hazırlamıştım. Salona gidip televizyonu açmaya çalıştığımda açılmamıştı, kalkıp ışığı kontrol ettiğimde elektriklerin olmadığını anlamıştım. Aklıma dolan anılarla tekrar gerçek yüzüme vurmuştu.

Karanlığın ortasında parlayan siyah gözler, sırtımda gezinen elleri ve dudaklarımı öpen dudakları. Hayatımın en güzel günüydü, onun da beğendiğini düşünmüştüm çünkü ilk defa o bana adım atmıştı. Bilemezdim beni elinde oyuncak yapmak istediğini.

Karanlıkta oturamazdım hep korkmuştum karanlıktan zaten. Telefonum şarjı azalırken ablamı aradım genelde o öderdi faturalarımızı.

"Ne var Arel" yanından kim olduğumu soran adamın sesi kulaklarıma geldiğinde gergince nefes almıştım.

"Faturaları ödedin mi elektrikler yok evde"  alayla kıkırdama sesi geliyordu. "Artık o evde yaşamıyorum ben neden ödeyecekmişim" anlaşılan ödememişti ve tarihi geçirdiğimiz için kesilmişti. "Daha bankadan para çekmedim bu seferlik ödeyemez misin hava kararmak üzere, korktuğumu biliyorsun" 

"Biliyorum bilmez miyim" sinirden boynumdaki damarların çıktığını hissediyordum. "Tabi insan sebebi olduğu şeyi bilir" kızgın sesi kulaklarıma dolmuştu bu sefer.

"Tamam öderim ama bugün gelmez sende Esraların evine git" kendi ablamın evi varken neden bir yabancıya gidecekmişim aq.

"Sana gelsem olmaz mı, ayıp olmasın insanlara" 

"Dediğimi yap" demiş ve yüzüme kapatmıştı telefonu. Gitmek istemiyordum ama korkum baskın geliyordu. Kapıdaki kot ceketimi alıp evden çıktım. Etraftaki beyazlığı görünce mutlu olmuştum. Küçükken saklambaç oynarken ablam elimden tutup beni evimizin bodrumuna sokmuştu, o gelene kadar çıkmamamı söylemişti bana. Tüm geceyi o karanlık bodrumda geçirdiğim günden beri karanlık kabuslarım olmuştu ama ablam hiç gelmedi. Annem fark edip gelmişti sanırım. Ben korkudan titrerken ablamın arkadaşıyla gülüşerek oynadığını görmüştüm. Annemle babam yine bana kızmışlardı. Ne söylersem söyleyeyim bana inanmamışlardı. 

Düşüncelerimle Esranın evinin önüne gelip kapıyı çalmıştım. Kapıyı açacak kişinin ablam olmasını beklemiyordum aslında. "Girsene içeri" huzursuzca içeri girmiştim.

"Kim gelmiş" arkadaşımın sesini duyunca rahatlamıştım. Kafasını odadan uzatıp beni gördüğünde koşarak gelip boynuma sarılmıştı. "Özlemişim lan şerefsiz" daha görüşmeyeli iki gün olmuştu, ciddi misin der gibi yüzüne bakıyordum. 

Elimden tutup beni salona çekmişti, koltukta oturan adam midemin kasılmasına sebep oluyordu. "Arel gelmiş abi" salak kız imalı imalı konuşunca Baran kaşlarını çatarak bize bakmıştı.

"Sen neden böyle solgunsun, hasta mı oldun" elini alınıma koymuş ateşime bakıyordu. 

"İyiyim ben ama odana gidelim mi" anlamasa da kafasını sallamıştı. Baranın bakışlarını üzerimde hissetsem bile Esranın peşinden gittim.

"Neyin var anlat bakalım anana" dediği şeyle gülmüştüm. "Ha şöyle oğlum gül azcık" 

"Kötü bir şey oldu ama baya kötü" tüm olanları anlattığımda birine anlatmanın verdiği hisle rahatlamıştım. "Ne demek lan bu, bas baya seni elinde tutmak istiyor şerefsiz herif" 

Ayağa kalkmış volta atıyordu. "Kullan bunu" ne demek istediğini anlamadığım için salakça yüzüne bakıyordum. "Seni ilk başlarda cinsellik için isteyecek ama başkası olmasın demiş seni bildiğin kendine istiyor, kullan bunu onu kendine aşık et" 

"Sen ben ne zaman bu odaya gelsem o muhteşem fikirlerini ne zaman konuşturmayı kesersin" 

"Oğlum sen salak mısın benim öküz abim senin ablanı bir kere bile kıskanmadı lan" 

"Bana umut verme" 

"Yemin ederim bak kıpkırmızı rujlar mı desen minicik elbiseler mi tık yok abimde" dediği şeylerle gülmüştüm 

Telefonuma gelen mesajla elime alıp baktım sevgili arkadaşım da hemen başımda duruyordu. Barandandı mesaj.

"O kadar dar giyinmişsin ki götün selektör yakıyor millete" daha şokunu atlatamadan bir mesaj daha gelmişti "Akşam misafir odasını hazırlayacaklar sana bekle beni uyuma" ben şokla ekrana bakarken salak kız yanımda zıplayıp duruyordu. Şoka girmiştim sanki kollarımdan tutup sarsmaya başladı beni.

"Ben sana söyledim oğlum söyledim en başında da şimdi de, nasıl mükemmelim allahım" egosu konuşuyordu şuan salağın.

"Sarrrrrrrrı titrettttttmişsin abimi bakıyorum" 

Kapı tıklatılmış annesi bizi yemeğe çağırmıştı. Aşağı indiğimde masada bana bakan adam cidden beni sevebilir miydi...Neden olmasın.

ORMAN YANGINLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin