Plan

4.1K 228 18
                                        

Yazardan;

Baran salonda oturmuş bundan sonrasını düşünürken annesi ve kardeşi sofrayı hazırlıyorlardı. Merdivenlerden gelen ses ile başını yukarıya doğru çevirdi, ilk önce sarı tutamlar gözlerine çarparken tatlı kokusu çeldi aklını daha sonra su mavisi gözleri görüş açısına girdi, en başından beri onu boğan okyanuslar. Üzerinde kendine ait kıyafetleri vardı, boyları neredeyse aynı olduğu için üzerinde tam olmuşta ama biraz bol gibiydi sadece. 

Arel, mutfağa uğrayıp yardım etmek iste bile onu zorla odaya göndermişlerdi. Salona girdiğinde üzerinde dolanan kahveleri fark etse bile uzak bir köşeye oturmuştu sadece biraz düşünmeye ihtiyacı vardı. Baran ise uzağa oturmasına çok az kırılsa bile sesini çıkartmamıştı. 

Çalan telefon ile ayağa kalkıp bahçeye çıktı. "Efendim Serdar." hacker olan arkadaşından iyi haberler duymaya ihtiyacı vardı. 

"Şu dediğin şirketin, sisteminin güvenlik kilitlerini kırdım. Tabii biraz zor oldu ama burada benim gibi bir arkadaşa sahipsin bunun için şükür namazı kıl. Neyse şimdi ki aşama ne?" 

Serdar'ın dedikleri ile gülümserken ona ne yapması gerektiğini bir bir anlatıyordu. "Önce kırdığın şifrenin yerine yeni bir güvenlik sistemi koy şifre Arel olsun." cümlesini der demez arkadaşı araya girmişti.

"Oğlum, sen salak mısın, götümü yırttım lan bilmem kaç harfli şifreleri kıracağım diye sen gelmiş sevdiğin adamın adını mı koyuyorsun mal." 

"Onlar şifreyi kırmayı akıl edene kadar tüm kasadaki paraları Arel'in üzerine yapacağım zaten orasını bana bırak." 

"Baran, bu işte başımız belaya girerse sana boydan girerim. Son sözüm ve ciddiyim lan." 

Serdar ile olan konuşmasını bitirdiğinde salona geri dönmüştü, tek yapması gereken yarın Cansu'yla buluştuğunda boşanma evraklarını imzalatmaktı. Yemeğe oturan yüzleri görünce, annesinin yanına Arel'in ise karşısına oturmuştu. 

Yemeklerini yediklerinde sofrayı Baran toplamaya başlamıştı, bulaşıkları yıkarken arkasında birini hissetti. Dönüp baktığında ise güzel çehreyi görmüştü. "Yardım edebilirim istersen." 

"Bugün sıra benim ve sen dinlensen daha iyi olur." aslında esmer olan sana kıyamıyorum demek yerine ona izin vermiyordu o kadar. 

Arel başıyla onaylayıp salona döndüğünde esmer olan bulaşıkları yıkamaya devam ediyordu. Bulaşıkları bitirdiğinde ellerini kurularken mutfak kapısının sesini duydu. Esra yanına gelmiş ona bakıyordu.

"Arel'e bir şey mi dedin?" daha diğeri ağzını açmadan kardeşi devam ediyordu. "Sanki durgun gibi biraz." 

"Bugün öğrendikleri ona fazla geldi büyük ihtimalle, bir süre onu alttan al ve fazla üzerine gitme." kardeşi yavaşça kafasını sallamıştı. Birlikte mutfaktan çıktıklarında ise Arel'in kapalı olan televizyonu izlediğini gördü. 

Onun bu ani değişimini garipsese bile bir şey demiyordu çünkü düşünmeye ihtiyacı olduğunun farkındaydı. 

Saat iyice geç olduğunda uyumak için odalarına çekilmişlerdi. Baran, onunla yatacağı için heyecanını bastırmaya çalışırken onun başka odaya doğru gittiğini gördü. "Arel." adını seslenmesi ile ona dönen gözlere bakıyordu. Ona doğru geldiğinde kendini ilk anda ki gibi cesaretsiz hissetti.

"Birlikte uyuruz diye düşünmüştüm." Arel kollarını onun beline dolamış ve başını da geniş göğse yaslamıştı. 

"Biraz düşünmeme izin ver, yalnız kalayım." orman kokusu onu iyice mayıştırırken zorla da olsa sevdiği bedenden ayrıldı.

"İstediğin kadar zamanın var ama birlikte düşünsek olmaz mı?" esmer adamı ilk defa böyle uysal görüyordu ama kararlıydı, Baran yanında olduğunda düşünme yetisini kaybediyordu bu yüzden onu istemese de reddetti. 

Baran yine ondan ayrı uyumanın mutsuzluğu ile uykuya dalarken, Arel ise öğrendiği gerçeklerle boğuşurken uykuya dalmıştı. 

Baran sabah erkenden kalkıp evden çıkmıştı. Önce kendi şirketine uğradı, Serdar ile son kez gözden geçirmesi gerekenler vardı. 

"Günaydın." arkadaşı yüzünü bilgisayardan kaldırmadan hafifçe başını sallamıştı. "Evrakları hazırladın mı?" 

Yazıcıdan çıktılar çıkarken, Serdar hepsini toplayıp ona uzattı. "İstediğin her şeyi hallettim tek yapacağın o kadından bir imza almak, kağıtların arasında boş kağıtta var ona da imza atmasını sağlayabilirsen her şeyi yaparız." 

Kağıtları kontrol ettikten sonra bulaşacakları kafeye gelmişti ama daha buluşma saatlerine vardı. Ne kadar o kadının yüzünü görmek istemese de Arel için bunu yapmak zorundaydı. Onun elinden aldıkları her şeyi onlardan alacaktı.

Masaya oturup evrakları son kez inceliyordu, planı ne kadar saçma olsa da bunu yapacaktı. Sonunda Cansu geldiğinde, karşısına oturana kadar bekledi. 

"Baran Yeşilkaya demek sonunda yollarımız ayrılıyor ha." 

Baran evrakları önüne koymuştu ve kaşlarını çatmış ona bakıyordu. "İmzala da bu iş hemen bitsin." 

"Sanki sana çok meraklıyım." Cansu önüne aldığı evrakları incelerken Baran  tedirgindi, araya sıkıştırdıklarını fark ederse kötü olurdu. 

"Çabuk oku ve imzala işim var." 

Cansu birkaç sayfaya daha göz ucuyla baktığında adının olduğu her yeri imzalamıştı, evrakları Baran'ın önüne atarken onun yüzünde olan gülümsemeyi boş verip kafeden çıktı. 

Esmer adam telefonunu eline alıp Serdar'ı aramıştı. "İşlemi başlat, kasalarında olan tüm para Arel'in hesabına geçecek." arkadaşı onu onaylarken Baran keyifle arabasına binmiş evine gidiyordu.

Kahvaltıya yetişeceğinden emindi. Evin kapısını heyecanla çalıyordu, kardeşi kapıyı açtığında onu itip içeri geçti. 

"Çok ayıp terbiyesiz adam." kardeşi sitem ederken onu umursamadan misafir odasına doğru gitti. 

Yataktaki yastığa dağılmış sarı tutamları eşsiz bir tablo gibiydi ama eksikti, yüzüstü yattığı için yüzünü göremiyordu. Yatağın yanına oturup büyük elini kokusunda mest olduğu saçlarda gezdirdi, biraz eğilip ufak ufak öpücükler kondurmuştu. 

"Arel." uyandırmak için adını seslenirken çocuğun kıpırdanıp yan döndüğünü anladı, Elini yanağına koymuş okşarken ağzının kenarından akan salyayı umursamıyordu. "Pis çocuk." 

"Sen kime pis diyorsun?" mavi gözler gün ışığına alışmaya çalışırken duyduğu cümleye savunma yapıyordu. 

Baran yüzüstü yatmaktan kızaran yanağa ufak bir öpücük kondurup ayağa kalkmıştı. "Ağzının salyasını sil de kahvaltı edelim." 

Arel duyduklarıyla kafasının altında olan yastığı alıp esmer adama fırlatmıştı. Yüzünde ise çok güzel bir gülümseme vardı.


Kontrol etmeden attım yanlışım varsa kusuruma bakmayın...

merak ettikleriniz varsa sorun, biraz karışık olduğunun bende farkındayım...

ORMAN YANGINLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin