Dönüş

5.3K 271 51
                                    

Kontrol etmeden attım hatalarım varsa şimdiden özür dilerim...iyi okumalar




Baranın bana yaptığı itirafın üzerinden bir hafta geçmiş, onunla birlikte İstanbul'a dönmüştüm. Ne kadar yaptıkları aklımı kurcalasa da, ablamın onun çocuğunu taşıdığını bilsem bile o benim çölde bulduğum bir yudumluk suyum gibiydi. Ben ona muhtaçtım ya da sadece öyle hissediyordum.

Evime döndüğüm günden beri Baran her gün yanıma uğruyordu. Bu dünyada cenneti yaşıyormuşum gibi onun sevgime karşılık vermesi.

Akşam üzeri kapım çaldığında hızlıca kalkıp açmıştım ki karşımda Cansuyu görmemle gülümsemem silinmiş kaşlarım çatılmıştı. "Ablanı içeri davet etmeyecek misin Arel" içimde ona olan tüm öfkem gün yüzüne çıkmak istiyordu. Beni itip içeriye girdiğinde onu umursamadım bile. Ayakta dikilmiş bana bakıyordu.

"Her şeyi biliyorum kocamın aklını nasıl başından aldığını biliyorum" aramızda olanları bildiğine emindim zaten. Kollarımı göğsümde çaprazladım ve ona doğru bir adım attım. "Bende karnındaki bebeğin Barandan olmadığını biliyorum" yüzünde olan ifadenin hızla solup yerinin endişe ile dolduğunu gördüm. Hadi ama gerçekten mi sadece yem atmıştım oysa.

"Sen bunu neredenöğrendin" yani gerçekten çocuk Barandan değildi sakin ol Arel sevinç çığlıklarını ablanı postaladıktan sonra atarsın. "Kuşlar söyledi Cansucum, eee Baran bunu öğrendiğinde ne olabileceğini hayal ettin mi" sinirle kaşlarını çatmıştı.

"Sen annenle baban iğrenç bir gay olduğunu öğrendiğinde ne olacaklarını hayal ettin mi" sakince kafamı salladım ve bir adım daha yaklaştım ona. "Bugüne kadar sadece adımı bilen iki insanın emin ol beni reddetmesi bana koymaz"

"Barana tek kelime etmeyeceksin" rahat bir tavırla yanında geçip koltuğa oturdum. "Dememe gerek yok zaten sen ona hamileyim yalanını söylemene rağmen o beni seçti ama herkesin gerçekleri bilmeye hakkı var" tüm iğrençliği ile bana bakan kadından nefret ettim ablam olduğu için böyle olduğu için ondan nefret ettim.

"Ayrıca annemler benim nasıl iğrenç bir gay olduğumu öğrenecekse senin de iğrenç bir sürtük olduğunu öğrensinler değil mi ablacım" odada kendi etrafında tur atarken birden kitaplıkta ki her şeyi yere fırlatmaya başladı.

"Şimdi ne yapacağım Arel biliyor musun senin o aptal sinir krizlerinden bir tanesini de ben yaşamış gibi yapacağım" çantasını fırlatıp her şeyi yıkıp dökmeye başladığında ikinci durağı mutfak olmuştu.

İçeriden kırılan camların sesi gelirken ben hala koltuğumda oturuyordum. Lanet karı hem temizlik çıkarmıştı hem de masraf. Elinde cam bardakla mutfağın kapısına geldiğinde ne yapacağını izliyordum.

"Hayatımın içine sıçtın, kocamı elimden aldın. Çok eziksin kardeşim bu hayatta seni seven tek kişi bile yok" oturduğum yerden ayağa kalktım ve sertçe gözlerine baktım. "Yanılıyorsun abla daha geçenlerde kocan bana aşkını itiraf etti" dediğim şeyin hemen arkasından elinde tuttuğu bardağı bana fırlatmıştı.

Başımda hissettiğim acıyla elimi oraya götürdüm. Bir gün gerçekten bunlar yüzünden öleceğim amınakoyim. Kanı elimle durdurmaya çalışırken o iyice dibime girmiş beni ittiriyordu. "Rahat dur Cansu, defol evimden" sinirle bir kahkaha attı. "Bu evde benim sayemde oturuyorsun eğer ben istemeseydim bu ev olmazdı"

Doğru söylüyordu annemler bu evi o istediği için almıştı beni de yanında ablan oralarda yalnız kalamaz diye göndermişlerdi. Artık hiçbir önemi yoktu gözümde. "Cansu beni sinirlendirme" sakin durmaya çalışıyordum ama bende sınırdaydım.

Evin kapısı şiddetli bir şekilde çaldığında başım dönse bile açmaya gittim. Kapıyı açtığımda bana gülümseyen adam kanayan alnımı görünce endişelenmişti. "Alnına ne oldu böyle, iyi misin" hiçbir şey demeden içeri girip koltuğa oturduğumda şaşkınlıkla içeriye giriyordu.

"Cansu" şaşkınla ikimize bakmış ardından evin içinde göz gezdirmişti. "Bu nasıl oldu" sorduğu soruyla histerik bir kahkaha attım. Biz hangi entrika dizisinin içindeyiz abicim. Cansu timsah gözyaşlarıyla Barana sarılmış ağlıyordu.

"Arel banasaldırdı" cidden mi bu mu yani. Umursamaz tavrım ile Barana baktığımda onun alnıma baktığını fark ettim. Gözlerimiz kesiştiğinde kafamı hayır anlamında sallayıp konuşmadım. "Cansu bana doğruyu söyle ne oldu burada" ablam tekrar sarılacakken onu kollarından tutup durdurmuştu.

"Söyledim ya Baran, bana saldırdı" gözleri ikimiz üzerinde dolanırken kaşları çatılmıştı. "Peki o saldırdıysa neden o yaralı" demek ki Baran da isterse zeki olabilirmiş. "Sinir krizi geçirdi işte yine kendine zarar verdi" yalan senin götüne yuva yapmış amk.

"Kafama bardak fırlattı" durgun sesimle ikisi de bana dönmüştü. Baran onu bırakıp yanıma geldiğinde cebinden peçete çıkarıp alnıma bastırmıştı. Cansu sinirle ayaklarını yere vurup bir şeyler anlatırken ben sadece sevdiğim adama bakıyordum ve o alnımla ilgileniyordu.

"Baran beni duymuyor musun"

"Neden yaptınCansu" yüzünü ablama dönmüş konuşuyordu. Hastane odasında bana bakıp gülen ablama karşı bu sefer ben sırıtıyordum. Gün gelir devran döner böyle götüne girer aslanım.

"Yani ona inanıyorsun, ben senin çocuğunu taşıyorum karnımda Baran" ortamdaki gerginlik elle tutulur cinstendi.

"O kadar emin değiliz ondan da" ikisinin yüzü yine bana dönerken sevimlice sırıttım. Cebimden telefonumu çıkarttım ve oynatma tuşuna bastım. Cansuyu kapıda gördüğüm an tüm yapbozun parçaları yerine oturmuştu.

Hadi ama bugüne kadar okuduğum cinayet kitapları ve izlediğim entrika dizileri işe yaramalıydı. Ses kaydına aldığım her şeyi dinlettiğimde, tüm gerçekler gün yüzüne çıkmıştı.

Sıra bizim masalımızdaydı yani ben öyle düşünmüştüm...


ORMAN YANGINLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin