"Ya da babanın sırf senle evli kalmam için beni Arelle tehdit etmesi, bunların hepsini bilmeli değil mi?"
Baran ne demeye çalışıyordu, Cansu neden onu durdurmak için bu kadar direniyordu ya da arkadaşım neden ilk defa abisini savunuyordu? Aklımda onca soru varken evimde olan kişilerde gezdiriyordum gözlerimi. Ben farklı farklı bir sürü senaryo düşünürken Baran bana doğru yaklaşıp ellerimi kavradı.
Vücudum kaskatı kesilmiş ne olacağını bekliyordum öylece. "Sadece bana inan olur mu?" kahvelerini mavilerimden ayırmadan söylediği şeyle hafifçe başımı salladım.
"Sana konuşmayacaksın dedim." Cansu tekrar bağırmaya başladığında ben hala Baran'ın gözlerindeydim.
"Seni sevdiğimi söylerken asla yalan söylemedim Arel, sen liseye giderken sana çoktan aşık olmuştum. İlk başta sadece sempati duyduğumu sandım, kardeşimin arkadaşını izliyorum dedim hep kendime ama en sonunda kabul ettim, kalbimin neden seni gördüğünde hızlandığını. Bizden olmaz diye düşündüm sen küçücüktün ben sana olan duygularımı kabullendiğimde daha 17 yaşındaydın bunu yapamazdım. 18 olduğunda ise cesaretimi toplayamadım."
Duyduklarım başımın dönmesini sağlarken dediği şeyler ve yaptığı şeylerin çelişkisini düşünüyordum. Bir sürü sorum vardı ama konuşma yetimi kaybetmiş gibiydim resmen.
"Düşündüm aylarca ama asla bir sonuca varamadım sonra sen liseden mezun oldun ve ben bir daha seni göremeyecek olmanın korkusuyla nefes dahi alamadım haftalarca. Sonra şirkette birkaç sorun olduğu için bir avukatlık bürosuna gittim. Ablan, şirket için anlaştığımız avukattı odasına girdiğimde masasında bir çerçeve gördüm. Fotoğrafta sen vardın Arel, ben seni bulmanın sevinciyle o an ne yaptığımı dahi bilmiyorum."
Bugüne kadar ikimizin de birbirimizi sevme ihtimali ile ellerimi tutan ellerini daha sıkı kavradım.
"Ablana sordum ve kardeşi olduğunu öğrendim. Bana karşı o kadar dostça yaklaştı ki ben birine anlatıp rahatlama düşüncesi ile aklımda sana karşı olan tüm duygularımı ona anlattım. İlk başlarda arkadaşça yaklaşmaya devam etti sonra bir gün bana bir şeyler imzalattı. Ertesi gün ofisime geldiğinde her şeyin bambaşka olduğunu anladım."
Tüm bunlar bana fazla geliyordu. Baran, benim onu ilk tanıdığım zamandaki gibiydi yine.
"Şirketten büyük bir hisseyi benden almışlardı, inan sana olan aşkımı haykırmaktan asla korkmadım ama ablan sürekli babanın homofobik olduğunu, seni öldürebileceğini ya da her gün döveceğini söyleyip durdu. Ben sadece seni korumak istedim uzaktan bile olsa seni severdim. Ancak ablan daha çoğunu istedi bir şeyler öğrenmişti, senin bana aşık olduğunu o da biliyordu artık."
Gözlerim ablam dediğim kadına kaydığında koltuğa oturmuş saçlarının ellerinin arasına aldığını gördüm. Gelen sesle tekrar Baran'a dönmüştüm.
"Beni tehdit etti sürekli ama en sonunda onunla evlenmem karşılığında hem şirketin hisselerini vereceğini hem de seninle görüşebileceğimi söyledi. Kabul etmekten başka çarem yoktu babam şirketin hisselerini kaybettiğimi öğrenemezdi ve ben seninle yakın olma fikrini sevmiştim. Anla beni o kadar çaresizdim ki, sen o zamanlar İzmir de yaşıyordun ve baban senin orada okumana kararlıydı. Cansu ise bana babanı ikna edebileceğini söyledi senin bu şehirde okuman için."
Çok güzel bakıyordu bana gözleri. Bu zamana kadar bunları benden saklaması hataydı.
"Çok çaresizdim, sen olmadan ölecek gibiydim ve ablan olmadan sana ulaşamazdım. Tabii Esra'ya sorabilirdim ama senin telefon numaranı değiştirdiğini öğrendim."
Gözlerim dolduğunda fısıldadım. "Seni hatırlatan her şeyi hayatımdan çıkarmaya çalışıyordum."
Bir elini yanağıma koyup okşadığında konuşmasını bekliyordum. "Sonra seni buraya getirdi, kafede buluştuğumuz ilk an deli gibi titriyordum, kalbim yerinden çıkacak gibiydi hele senin de beni seviyor olman. Ama ablan her seferinde yine yapacağını yaptı bu sefer işin içine babanı dahil etti, o adam ise sürekli beni seninle tehdit ediyordu. Çok bunalmıştım kendimi bir kafesin içinde gibi hissediyordum ve o kafesin anahtarı sadece sendeydi."
Gözümden akan yaşı parmağıyla silip devam etti. "Kafeden çıktığımızda sen arabadan inecekken onu öpmemi söyledi ne kadar saçma da olsa senin için yaptım meleğim, özür dilerim ama yemin ederim ondan başka temasımız olmadı. Senin üzüldüğünü gördükçe benim dik duruşum yıkılıyordu bu yüzden seni kendimden uzaklaştırmak için iğrenç yollara başvurdum. Sana asla söylemeyeceğim şeyler söyledim ben. Ardından o adam girdi hayatına benim sana dokunmam yasakken, sen her seferinde üzerime gelirken delirdim Arel."
Yaşadığı şeyler boğazımda düğüm etkisi yaratırken tek yaptığımız ellerimiz kenetliyken onun konuşması benimse dinlememdi.
"Kıskandım, çok kıskandım. Korktum o kaybolduğun gün, düğün gecesi kaybolduğun zaman, nişan gecesi o adamla gittiğin gün çok korktum. Senin benden vazgeçtiğini artık bir başkasını sevdiğini düşünmek beni öldürdü. Dayanamayıp sana geldiğim gün beni kabul ettiğinde dünyanın en mutlu adamı olduğum andı. O videoyu çekmemin tek sebebi vardı, biliyorum yanlıştı, alçakçaydı ama sanki o video olmasa sen benden gidecek gibiydin."
Gözlerim tekrar Cansu'ya kaydığında iğrenerek bana baktığını fark ettim. "Yemin ederim yaptığım her şeyin, dediğim her şeyin bir açıklaması var. Sadece seni sevdim ben."
Gelen sesle tekrar ablama döndüğümde kumandayı yere fırlatıp kırdığını anladım. "Gerçeği öğrendin şimdi bu evden defol."
"Bu ev benim de evim." dediklerimle histerik bir kahkaha attı.
"Benim babamın parasını verdiği ev senin evin olamaz." dedikleriyle donarken Baran bana sarılmıştı hızla. "Bu ne demek."
Yüzünde acınası bir ifade vardı şimdi, aynı zamanda sırıtıyordu. "Babam senin öz baban değil sevgili üvey kardeşim. Madem gerçekleri söylüyoruz bugün her şey açıklığa kavuşsun. Amcam ve babam hep kavga ederlerdi çünkü amcam yani senin baban her zaman en iyisiydi, tabii ölümlü dünya bir gün ölüverdi işte baban. Tüm mirasını sana bırakmıştı, babam ise iflas etmişti ve senin de bizden başka kimsen yoktu. Babam yaşından dolayı parayı alabilmek için bir sürü yola başvurdu ama en sonunda sen 18 yaşına girdiğinde imzaladığın belgeler sayesinde artık tüm mirasın benimdi. Şimdi defol hayatımızdan fazlalık."
Baran eğer bana sarılıyor olmasaydı duyduklarımdan sonra bayılırdım. Vücudum titrerken yine krizin eşiğinde olduğumun farkındaydım, ellerim titrerken onun sesini duydum. "Hatırlıyor musun kokumun seni sakinleştirdiğini söylemiştin buradayım Arel ve artık seninleyim."
"Hepiniz evimden çıkın."
"Bana bak Arel'in parasıyla aldığın evden bizi kovamazsın amınakyoim." arkadaşımın söylediklerinde sonra Cansu'nun kahkahasıyla daha da sinirleniyordum. "Artık tek kuruşu ve kimsesi olmayan bir zavallı."
Esra üstüne atlayacakken bağırdım. "Yeter." kollarını bana saran adamı itip ayakta kalmaya çalıştım.
Kimseyi görmek istemiyordum hiçbir şey duymakta istemiyordum. Bu yaşananlar çok fazlaydı nefesimi kesecek kadar hem de. Adımlarımı kapıya yönelttiğimde Baran'ın sesini duydum. "Asıl zavallı sensin bunu o kafana kazı."
Artık mutlu olsunlar amk demi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMAN YANGINLARI
FanficAblamın evleneceği erkeğe deli gibi aşık olmamla başladı hikayemiz