Bana olan bakışlarını birden çektiğinde bende kendime gelmeye çalışıyordum ama onunla uyuyacak olmam buna izin vermiyordu elbette. İkimizde konuşmuyorduk, böyle giderse sabaha kadar beni ayakta bekletecekti. Yanımdan geçip dolabına doğru yürümeye başladığında bende odasını incelemeye başlamıştım. Odasındaki tek renk siyahtı, başka bir renk yoktu. Yatağı büyük pencerenin önündeydi ve karşısında mükemmel bir manzara vardı. Yatağın solunda büyük bir dolap, dolabın bittiği yerden hemen sonra banyo kapısı vardı. Kolumu cimciklemesiyle kendime gelmiştim. Yüzümü ona döndüğümde elinde bir kaç giysi vardı.
"Al bunları banyoda giyin" emir cümlelerinden nefret ederdim ama şu an utancımdan öleceğim için banyoya girmiştim. Benden daha uzun ve kalıplı olduğu için verdiği giysiler baya büyük gelmişti bana. Sevdiğim adamla uyuyacağım ama şu şapşallığıma bakın. Uzun bir süre kendimi inceledikten sonra banyonun kapısını açmış ve çıkmıştım. Baran çoktan yatağa uzanmış, iki elini kafasının altına koymuş tavanı izliyordu. Utana sıkıla yanına gittim, kendimi liseli kızlar gibi hissediyorum lanet olsun. Yavaşça yanına uzanmıştım, bende onun gibi tavanı izliyordum.
Ne kadar zorlasam da kendimi bir türlü uykuya dalamamıştım. En son cesaretimi toplayıp onunla konuşmaya karar verdim.
"Ablamla nasıl tanıştınız" sesimi duyunca sanki burada olduğumu unutmuş gibi afallamıştı. Yatakta yan döndüm ve ona bakmaya başladım, o ise hala tavana bakıyordu.
"Müvekkiliydim ve tanıştık" hukukla ilgili neye ihtiyaç duymuştu da ablamı tutmuştu avukat olarak.
"Neden peki" sorularımdan sıkıldığını açıkça belli ediyordu bana. "Çünkü şirketin girdiği bir ihaleyle ilgili sorunlar vardı oldu mu" usulca kafamı salladım bu sefer. Yavaş yavaş uykum gelmeye başlamıştı zaten.
"Neden bana karşı bu kadar sertsin peki" bu sefer o da bana doğru dönmüştü şimdi yüz yüzeydik. "Çünkü ben ablanın nişanlısı olmama rağmen sen benim iznim olmadan beni öpüyorsun, ne yapabilirim başka" dedikleriyle kalbime bir ağrı girmişti. Ciddi surat ifademle ona bakmaya başladım. "Merak etme bundan sonra olmayacak, ben öncekiler için özür dilerim" şaşkınca bana bakıyordu. "Ne oldu kendine yeni birini mi buldun"
"Ben senin sandığın gibi biri değilim, sadece haklısın ablamın nişanlısına asılmamam lazımdı" alayla suratıma bakıyordu.
"Ya da Mirza denen herifin aklını çeldin ve benden vazgeçtin" onun için cidden bir sürtüktüm galiba.
"Belki de" deyip ona sırtımı döndüm. Çünkü gözlerim bana karşı olan tutumuna daha fazla dayanamamış dolmaya başlamıştı. Kendimi ona kanıtlamaya çalışmam bile başlı başına büyük bir saçmalık olurdu, ne yaparsam yapayım bana inanmıyordu gözleri. Yavaşça uykuya teslim etmeden hissettiğim tek şey boynuma vuran bir nefes ve belimi saran kaslı kollardı. Daha önce de böyle şeyleri hayal ettiğim ya da rüya gördüğüm için yine onlardan birine yorup uykuya olan son direnişimi kesip kendimi bıraktım...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMAN YANGINLARI
Fiksi PenggemarAblamın evleneceği erkeğe deli gibi aşık olmamla başladı hikayemiz