medya: Baran beyciğim
Sabah ablamın mutfakta çıkardığı sesler sayesinde gözlerimi açmıştım. Ben daha uyuma planları yaparken kapıyı çalmadan odama dalmış ve bağırmaya başlamıştı.
"Arel hadi uyan, öküz gibi uyudun zaten"
Beni sinir etmeyi sadece sabit dururken bile başarabilir. "İzin verseydin uyuyordum ama sabahtan beri her şeyi kırıp döktün"
"Kalk hadi sevgili enişten kahvaltı etmeye gelecek, hadi" Lafını uzatarak odamdan çıkmıştı. Eniştem tabi ya en sevdiğim hem de. Yavaşça yataktan kalkıp günlük işlerimi halletmiştim. Üzerime beyaz bir boğazlı kazak altıma ise siyah eşofmanımı çekmiştim. Sonuçta bana gelmiyor sevgili eniştem. Odamdan çıktım ve isteksiz bir şekilde merdivenleri inip salona geldim. Kendimi koltuğa attığım gibi kafamı koltuğa yaslamıştım. Annem ve babamı özlemiştim mesela ama buraya gelme sebepleri bile ablamdı, gitme sebepleri onun olduğu gibi. Onlar asla biricik kızlarının isteklerini geri çeviremezler. Bense çocukluğumdan beri tüm aileden dışlanan çocuğum. Hatırlıyorum da bir kere doğum günümü hatırlasınlar diye iki gün boyunca doğum günü şarkıları söylemiştim. Ablamın ise tek bir doğum günü atlatılmamıştı. Bunu anladığım gün bende kendimi soyutlamıştım onlardan. Ailemin durumu iyiydi bu yüzden ben ve ablam bu evde yalnız yaşıyorduk. Ailem ise İzmir'de yaşıyor. Tam da sevgiyi dışarıda aradığım dönemlerde karşılaşmıştım Baranla. İnsanlara karşı o kadar iyi ve nazikti ki benim her şeyden önce buna ihtiyacım vardı. Ben düşüncelere dalmışken kapı sesiyle kendime geldim. Ablam koşarak kapıyı açmaya gitmişti. Aman bu da ne koca meraklısıymış. Baran tüm ihtişamıyla kapıdan içeri girmişti. Üzerinde yine her zamanki gibi siyah takım elbisesi vardı. Onunla ilgili en çok istediğim şey sadece bir kere sarılabilsem, kokusu nasıldır acaba, kalp ritimleri...Ablam ona sarılınca bende eniştem ayağına yaklaşıp ellerimi boynuna dolayınca bedeni ani hareketimle kasılmıştı. Kimin umurunda ki şu an cennetimdeydim ben, saklı cennetim. Ellerimi daha da sıklaştırmayı çok isterdim, onu asla bırakmamayı ama...
"Hadi gelin sofraya geçelim" eğer ablamla evlenecek olmasaydı....
Ondan ayrılır ayrılmaz çatık kaşlarıyla karşılaşmıştım. Ama ben yüzümde en güzel gülüşümle ona bakıyordum. Yanımdan geçip giderken tıslarcasına "Ya sabır" dediğini duymuştum. Birlikte sofraya oturunca yemeğe başlamıştık. Ablam sürekli bir şeyler konuşurken ben sadece onu izlemekle meşguldüm. Yemekleri yedikten sonra Baran gitmek için ayaklanmıştı. Ben tekrar enişte ayağına boynuna atlayacakken ablam kazağımın yakasından tutmuş ve beni geri çekmişti. Bu kızdan nefret etmem için bir sebep daha, tam sevecem yine bir hainlik.
Dünün aksine bugün çok mutluydum. Baran tüm dengemi alt üst etmişti. Birden telefonuma gelen mesajla donup kalmıştım. Numarasını kafede buluştuğumuzda ablam sayesinde almıştım. Şimdi de beni aşağıda ki parkta beklediğini söylüyordu. Üzerime hırkamı alıp dışarı fırlamıştım. Bir alt sokaktaki parka neredeyse koşarak gidiyordum. Vardığımda bankta sırtı bana dönük biçimde oturuyordu. Arkandan sarılmak için nelerimi vermezdim Baranım. Sessizce yanına gidip oturduğumda yüzüme dahi bakmadan konuşmaya başlamıştı.
"Bana karşı olan hareketlerine dikkat edeceksin velet, senin saçma duygularınla uğraşamam"
Beni hem dünyanın en mutlu insanı yapıp sonra öldürüp, üzerime toprak atan kişinin aynı olması o kadar yakıyor ki canımı.
"Benim duygularım saçma değil Baran, ayrıca ne var biliyor musun enişteme yeterince samimi davranmadığımı fark ettim"
Yüzündeki şaşkın ifadeyle bana bakıyordu şimdi. "Ne demek istiyorsun yine sen"
Alaylı ve sahte olduğu bariz belli olan gülümsememle yüzüne baktım.
"Götü kolla Baran Yeşilkaya"
umarım severek okursunuz.....
![](https://img.wattpad.com/cover/246170354-288-k887913.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMAN YANGINLARI
FanficAblamın evleneceği erkeğe deli gibi aşık olmamla başladı hikayemiz