Seviyorum

15.3K 499 94
                                    

Ben daha ne olduğunu anlamışken ablam masaya oturtmuştu bile. Utanacağım bir şey yoktu ama ben yine başım eğik oturuyordum. Sonuçta karşımdaki adam benim onu sevdiğimi ve gay olduğumu biliyordu. Tek umudum bunu ablama söylememesiydi. Biz masada otururken garson gelmiş siparişlerimizi alıyordu.

"İki türk kahvesi ve limonlu kek..."

Birden gözler bana dönünce panik olmuştum.

"Ben sıcak çikolata ve çikolatalı kek alayım o zaman"  Garson gittikten sonra derin bir nefes aldım ve başımı kaldırdım. Birden gözlerim kahveleriyle buluşunca içime bir sıcaklık yayıldı. Belki onun gözünde sevgim, aşkım hevesti ya da basit ama bilmiyordu ki ben sadece onun varlığıyla dahi bu iğrenç hayatımı yaşamaya razıyım. Ona olan duygularımdan bahsetmek, düşünmek bile tebessüm kaynağım. Gözleri hala gözlerimdeydi. Birden ablam sessiz ve garip ortamı bozmaya karar vermişti sanırım.

"Hayatım işler  nasıl, sence nişan ve düğüne mani olur mu" Sende ne meraklıymışsın be ablam. Baran düşünüyordu, kafasında bir şeyler tarttığı belliydi. Benim ona olan umudum devam ediyorken, benim onu sevdiğimi bilirken bile evlenecekti ablamla. Bu yaşıma kadar ailem dahil herkes ablamı ön planda tutmuştu. Kıskanmıyorum onu ne kadar desem bile hayatım boyunca en çok onu kıskandım ben.

"Hayır hiç bir problem olmayacak meraklanma sen aşkım"  Bunları gözlerime baka baka söylemişti. Benden nefret ediyor.  

"İyi bari neyse seni kardeşimle tanıştırayım, biraz serseri gibidir ama kalbi yumuşacıktır"  Biliyorum beni çok seviyorsun abla. Baran birden elini bana uzatınca kalbim maraton koşmuşum gibi atmaya başlamıştı. Resmen savaş açmıştı bedenime, dışarı çıkmak üzereydi. Bende yavaşça elimi uzattım ve onun elini kavradım. Birden sıkmasıyla canım acısa dahi gülümsememi koruyordum.

"Baran Yeşilkaya memnun oldum"  

"Arel Bozdağ bende memnun oldum hem de fazlasıyla"  Ben ezik biri değildim ve bu adama baya yüz verdiğimi bugün yüzündeki sahte gülümsemeden anlamıştım. Garson gelip siparişlerimizi bıraktığı an hayattan soyutlanmıştım. Çünkü bu hayatta Barandan daha çok bir şeyi seveceksem oda çikolatadır. Tatlımı yerken kendi kendime tatlı mırıltılar çıkarıyordum ve her çatalda gözlerimi yumup tadını çıkarıyordum. Birden ablamın koluma dokunmasıyla irkilmiştim. Kafamı kaldırmamla bugün kaçıncı olduğunu sayamadığım defa gözlerimiz buluştu. Kendimi toparlayıp ablama döndüm hemen. Bana gülümseyerek bakıyordu.

"Seni çikolata canavarı kaç yaşına geldin ama hala düzgün yemeyi bilmiyorsun"  elindeki peçeteyle ağzımın etrafını silmeye başlamıştı. Bilmiyorum belki ben ablama dışarıdaki insanlar yüzünden haksızlık yapıyorumdur. Tüm ilgi onda olduğu için. 

"Biliyorsun Cansu sadece konu çikolata olunca duramıyorum"  hızlıca koluma vurduğunda acıtmıştı.

"Sana kaç kere abla de diyicem peki ben"   dudaklarımı büzüp en tatlı halime soktum kendimi. Zaten görünce hem yumuşamıştı. "Tatlını bitir hadi" 

Gözlerimi ablamdan alıp tatlıma döndüğümde üzerimde bakışlarını hissediyordum. Kendimi cesaretlendirerek kafamı kaldırdım. Bu hareketimle bende olan bakışlarını hemen ablama çevirmişti. Biraz sohbet ettikten sonra bizi eve bırakmayı tekil etmiş, ablamda hemen kabul etmişti tabi. Şimdi deli gibi sevdiğim adamın arabasındaydım, arka koltukta. 

"Sence nişanı bu hafta sonu yapsak olur mu" ablam soruyu sorar sormaz kafamı kaldırmış onlara odaklanmıştım. Baran dikiz aynasından bana bakmış ardından "Sorun değil uygun sanırım" demişti. Neden bu kadar çabuk evlenmek istediklerini anlamıştım. Ama benim sorunum bu hafta sonu olacak nişandı. Onlar bir birlerine yüzük takarken şahit olmak istemiyordum. Araba durunca eve geldiğimizi anlamıştım. İnmek üzereyken Baran birden ablamı tutmuş ve gözlerimin önünde dudaklarını öpmüştü. O an sanki küçükken annemin en sevdiği bardak takımından bir bardak kırmışımda o cam kırığı kalbimi oyuyor gibi hissediyordum. Gözyaşlarım bana ihanet etmeden arabadan hızla indim ve koşarak eve girdim. Odama girer girmez kendimi yatağa atmış ve gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Çok istemiştim  bu duygunun yok olmasını. Her gece allaha yalvarmıştım binlerce kez . Ama olmuyor ne yok oluyor ne de peşimi bırakıyor. Kaç saat ağladım bilmiyorum ama en sonunda uykuya teslim oldum....

ORMAN YANGINLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin