Kurtuluş

3.5K 182 16
                                    

bekletiyorum sizi ama özür dilerim...bu arada ettiğiniz küfürler çok yaratıcı okurken baya eğleniyorum...iyi okumalar 


Gece yarısını geçtiği için eve gitmeye karar verdiler, bardan çıktıklarında arabaya binmişlerdi. Azat ve Mirza kendi arabaları ile evlerine dönerken, Arel ve Baran kendi arabalarına binmişlerdi. Biraz ilerledikten sonra bir şeyin eksikliğini fark etmişti Arel.

"Baran, Esra'yı unuttuk." aniden dediği şeyle sevgilisi umursamamış arabayı sürmeye devam etmişti. 

"Unutmadık, ben bilerek bıraktım onu." Arel anlamaz gözlerle ona bakarken, Baran ona bakıp gülümsemişti. 

Bir eli direksiyonun hakimiyetini sağlarken diğer eliyle sevdiği çocuğun elini kavrayıp dizine koymuştu. Eve vardıklarında arabayı park etmiş ve kapıyı çalmak yerine anahtar ile açmışlardı. Evin ışıkları kapalı olduğu için Arel koridorun ışığını açmıştı önce.

Yavaşça, ses çıkarmadan odalarına çıktıklarında Baran içeri girer girmez kapıyı kilitlemişti. Sarışın olan üzerini değiştirecekken arkasından ona sarılan beden ile durmuştu, esmer eller tişörtün içinden çıplak ten ile buluşurken iki beden de düzensiz nefesler alıp veriyordu. 

Aynaya yansıyan yansımalarına bakarken Baran, beyaz tenlinin kulak memesini emmişti yavaşça. Arel'in elleri çıplak belini okşayan ellerin üzerinde yer alıyordu artık. Mavi gözlü olan gözlerini kahvelerle buluşturmuştu, yüz yüze bakıyorlardı. 

Gözleri tüm yaşadıkları duyguların sözcüsü olurken dudaklarının arasında olan az mesafeyi de kapatmışlardı. Arel kollarını Baran'ın boynuna sıkıca dolarken, Baran'ın elleri Arel'in sırtını okşuyordu. Dudakları bir yapbozun iki parçasıymış gibi uyumluyken gözleri kapanmış sadece hissettikleri duyguya yoğunlaşmışlardı.

Baran, sevgilisinin alt dudağı ile oyalanırken Arel ise onun üst dudağında can buluyordu. Çölde susuz kalmış ve ikisinin dudakları birbirine su olmuşçasına tutku ve duygu yoğunluğu ile öpüşüyorlardı. Sarı saçlı olan inlemesini esmerin ağzına bırakmıştı, ağzı aralandığı için Baran dilini sevgilisinin mağarasına itti. 

Dili her şeyi keşfetmek ister gibi ağzının her yerini turlarken Arel dillerini birbirine dolamıştı şimdi ise dilleri savaş halindeydi. 

Baran, Arel'i yatağa doğru ilerletecekken kapının alacaklı gibi çalması ile ayrılmışlardı. Esmer adam sinirle ellerini saçlarına geçiriyordu. 

Aşağıdan kapının açılma sesi ve ardından Esra'nın bağıran sesi duyulmuştu. "Şerefsiz Baran." 

Arel kapıyı açacakken Baran kolundan tutup çekmişti. "Boş versene sabaha kadar kudursun dursun, sürekli sevişmemizi bölüp duruyor." bu söylediklerine gülerken kahve gözler onu göz hapsine almış, kaşlarını çatmıştı. "Neye gülüyorsun sen?"

"Bir türlü sevişemememize gülüyorum." 

"En iyisi benim evime taşınmamız olur gibi." Arel gözlerini büyütmüş ona bakıyordu.

"Senin evin mi var?" bu sefer gülümseyen kişi Baran'dı 

"Arel, ben zenginim ya evlerim var." kolunu cimcikleyen çocukla canı yanmıştı. "Sen paranla hava mı atıyorsun?"

"Uyusak mı aşkım, hem yarın önemli bir gün." yarın boşanma davası vardı ve Baran her şeyi istediği gibi ayarlamıştı, bir terslik olmazsa tek celsede boşanacaklardı. Arel kafasını onaylar bir biçimde sallayıp üzerini değiştirmek için banyoya girmişti, Baran ise odada değiştirmişti.

ORMAN YANGINLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin