medya: Baran paşamız dhdhhdhd
Sabah kapının çalmasıyla uyanmıştım aklıma Mirzanın beni almaya geleceği gelince hemen doğrulup kapıya doğru gitmiştim. Kapıyı açtığımda bana sinirli sinirli bakan adamı görmüştüm. "Özür dilemeni bekliyorum ufaklık" ben tam Azat abiye bakacakken onun odasından çıktığını fark etmiştim. Mirza nereye baktığıma bakarken bir anda ikisi de sadece birbirlerine bakmaya başladılar. Bense gözlerimi iki adamın üzerinde gezdiriyordum ama onlar heykel gibi dikilmiş sadece bakışıyorlardı. Hangi hint dizisinin içine düştüm ben amk. O an aklıma Mirzanın anlattıkları gelmişti. Adı Azat demişti...
"Mirza bu Azat abi, Azat abi buda Mirza" sesimi duyduklarında kendilerine gelmişlerdi. "Şey hazırsan gidelim buradan" Mirza endişeli sesiyle söyleyince onu anlamıştım, burada durmak istemiyordu. "Azat abi her şey için teşekkürler beni aramayı unutma" gülümseyip evden çıkmıştım, gamzeli beyefendi önden önden yürüyordu. Arabaya bindiğimizde kafasını direksiyona koymuş nefesleniyordu. "Acıyor" sesi fısıltı gibi çıkmıştı. "O muydu" bilmeme rağmen sormak istiyordum. Kafasını kaldırmış öylece ileriye bakıyordu, yavaşça kafasını sallamıştı evet anlamında. "Seni eve bırakayım, yalnız kalmaya ihtiyacım var" onu anlıyordum sanırım belki de anlamıyordum. Azat abinin anlattıkları aklıma gelince duraksadım. Mirza beni aldattı demişti, Azat ise terk etti...İkisini yüzleştirmem lazımdı ama şimdi yapamam, şoku atlatmaları gerek. Kafamı arabanın camına yaslamıştım, altımızda giden yolları izliyordum. Evime gidiyordum artık yalnız yaşayacağım evime, ablam Baranla yaşayacaktı bense yalnız. Camı biraz indirip içimdeki ateşi söndürmesini bekledim ama olmuyordu.
"İçini soğuk hava söndüremez, ilacın seni yakandadır" Mirza ilk defa konuşmuştu yola çıktığımızdan beri. Camı daha çok açtım, en sonuna kadar. Başımı ve gövdemin çoğunu camdan dışarıya çıkarıp kapıya oturdum. "Arel düşeceksin iner misin oradan"
"Daha hızlı sür lütfen" o da oyunuma katılmış olacak ki arabayı hızlandırmıştı. Rüzgar tüm gücüyle yüzümü esir alırken, sarı perçemlerimin arasından geçtiğini hissetmek bana huzur veriyordu. Kollarımı iki yana açtım ve bağırdım, tüm gücümle. "SEVİYORUM, YALNIŞ OLSADA SONUNA KADAR AŞIĞIM BEN" etraftaki insanlar deliymişim gibi bakıyordu ama ben zaten aklımı kaçıralı çok olmuştu. Geri arabanın içine girdiğimde Mirzanın güldüğünü gördüm. "Daha çok gülmelisin gamzeli dev" bana bakıp acı çektiği belli olan bir tebessümle onay vermişti. En sonunda evin önüne gelmiştik. Arabadan benimle birlikte inmişti. İki elini omuzuma koyup yüz yüze gelmek için eğildi. "Güçlü ol olur mu" ellerimi boynuna dolamıştım.
"Her şey düzelecek sana söz veriyorum, benim için olmasa bile senin için olacak abi" onu arabasına bindirip göndermiştim. Cebimden evin anahtarını çıkarıp açıyordum ki, kapı birden açıldı ve biri beni içeri çekti. Karşımda gördüğüm kişi ise en son beklediğim kişi bile değildi. "Senin ne işin var burada" ellerini kollarıma koyduğu gibi beni duvara çarpması bir olmuştu. Öldürseydin hayvan herif. "Baran ne yapıyorsun sen" burnundan soluyordu, boynundaki ve alnındaki damarlar belirginleşmişti. "Neredeydin tüm gece, her yerde seni aradım ve sen yine şu lanet adamın yanında çıktın" Mirzadan bahsediyordu. "Onun yanında değildim" sırtımı duvardan ayırıp tekrar çarpmıştı. "Gördüm, sarıldığınızı"
"Evli bir adam olarak karınla ilgilenmen daha doğru olmaz mı enişte"
"Senin gibi bir ibneden beklendiği gibi zorla kendini öptürüyorsun ve sonra gece başkasının kollarına gidiyorsun" sinirleniyordum, beni delirtmeyi iyi başarıyordu.
"Öyleyse sana ne ha sana ne, ben ibneysem sana ne, giren bana giriyor amk sen niye bu kadar deliriyorsun" şimdi tüm gücüyle kollarımı sıkıyordu. "DÜZGÜN KONUŞ" onu tüm gücümle üstümden itmeye çalışıyordum ama olmuyordu. "Git evimden hem de hemen" sakinleşmeye çalışıyordu. "Aranızda ne var söyle" emir cümlelerinden nefret ederdim ama bu adam her kuralımı çiğnetiyordu bana. "Seni ilgilendirmez dedim sana Baran" yüzünü yüzümün dibine sokmuştu, nefesleri dudaklarıma değiyordu. Eğer konuşursa dudaklarımızın değeceği kadar bana yakındı ve o konuşmaya başladı.
"Sen benimsin Arel Bozdağ bunu kafana kazı" dediği şeyden sonra kapıyı çarpıp evden çıkmıştı. Kendimi yere bırakmıştım, çift kişilikli herif tüm dengemi alt üst etmişti. Beni kıskanması, konuşurken dudaklarıma değen dudakları, benimsin demesi...Gerçekliğine inanamıyordum sevdiğim adam, eniştem bana sen benimsin demişti. Bana ibne deyip çok hakaret etmişti oysa. Kalbim dayanamıyordu artık tüm bu olanlara. İçimde kötü bir his vardı artık sanki hiç geçmeyecekmiş gibi. Özür dilerim abla ama ben bugün ilk defa nefes aldığımı hissettim, Özür dilerim....

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMAN YANGINLARI
FanfictionAblamın evleneceği erkeğe deli gibi aşık olmamla başladı hikayemiz