24.Bölüm: SAHTE SEVGİLİLER

663K 30.5K 101K
                                    

Bol bol yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın ateş parçalarım!

David Arkenstone - Call Of The Sea

Flunk - Queen Of The Undergound



24.Bölüm: SAHTE SEVGİLİLER

Görüyordum, sarı gözlerindeki tehlikeyi, dudaklarındaki zehri, zihnindeki tilkiyi. Ateş Alanguva çözmekte zorlandığım, zorlandığım için de eğlendiğim bir bilmece gibiydi.

Ne yapmaya çalıştığını anlamaya yakınlaştığım an bir manevra yapıp, beynimin içindeki tabuları darmaduman ediyordu. Ateş Alanguva, adı kadar yakıcı, zekası kadar yıkıcıydı. Şimdi görüyordum sarı gözlerini izlerken, oynadığı oyunun her bir hamlesini.

Buzsuz viskisinden, koca bir yudum aldığında belirgin yanaklarının iç kısmı içe doğru kıvrıldı. Biten kadehini bıraktı, arkasına yaslanırken ateşinin yansıdığı sarıları üstüme çevirdi. Uzun saatlerdir yolculuk yapıyorduk, pek konuşmuyorduk.

Pusat, Ateş'e küstü ben Pusat'a. Garip bir üçgenin içindeydik. "Adaya varır varmaz Beril'e ulaş, güvenlik seviyesini arttırsın, yokluğumu fırsat bilmesinler. Ferda'ya olan şey tekrarlanırsa bu sefer herkesi kovarım." Dedi sıkıntılı bir şekilde. Pusat onu pek takmayarak oyununa devam etti. "Duyuyor musun Pusat?" Sesi yüksek çıkmıştı.

"Sen git özelimizi millete anlat, duymuyorum hiçbir şey."

"Siktir oradan milletmiş!" Diye söylendim ters ters ona bakarak.

"Anca küfür et amına koyayım." Telefonunu elinden bıraktı Pusat, diklendi.

"Sen kimin amına koyuyorsun yavşak!" Derken tekme attım bacağına. Kaçmaya çalışsa da başarısız olmuştu, bacağına sağlam bir tekme yemişti.

Pusat bana doğru uzanmıştı ki Ateş'in sert sesi uçağı doldurdu. "Çocuklaşmayın! Pusat Aşkın'la düzgün konuş, bir daha küfür ettiğini duymayacağım." Dedi oldukça katı bir şekilde.

"Önce o etti!" Diye işaret parmağıyla beni göstermişti. Ateş konuşmayı uzatma gereği duymadan bakışlarını tabletine çevirdiğinde bende, kısık gözlerle bana bakan Pusat'a döndüm. Elimi göğsüme bastırarak dudaklarımı sessizce oh oh diye oynattığımda Pusat biraz daha delirdi.

Hostes biten şişemizi yeniledi, Alanguva da en az benim kadar içiyordu. Saatlerdir oturmaktan sıkılmıştım, Pusat'la uğraşmakta sarmıyordu.

"İnternetin de yok uçakta, ne yapıyorsun o kadar o tablette?" Diye söylendim bardağımda kalan son yudumu da içerek. Hostesin getirdiği şişeden yine doldurduğumda Ateş ters ters bana baktı. Elindeki tableti bıraktı.

"Birkaç teknolojik yenilik dizayn ediyorum." Dedi beni şaşırtan bir şekilde açıklama yaparak.

"Nasıl bir yenilik?" Alanguva'nın icatları beni heyecanlandırıyordu.

"Yürüyen uçak." Dedi Pusat, k harfini h gibi söyleyerek espri yaptığını sanarak. Ve buna kendi kendine güldü. Ateş'le aynı anda attığımız ters bakışı da pek takmamıştı, hala çok eğleniyordu.

"Sahiden neden uçağında internet yok? Ölü adamı konuşturuyorsun da bunu mu yapamıyorsun?"

"Dar gövdeli uçaklarda bu kolay ancak bu tip uçaklarda riskli, birkaç kez denetmek istedim sistem oluşturmayı ama pilotumuz fazla katı." Diye açıklama yaptı, eliyle hostesi çağırırken.

ATEŞPARE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin