Last Light - 86Denizin ortasındaydım, Alanguva'nın adasından biraz uzaktaydım. Hava kapalıydı, yağmur yağmak üzereydi.
Sabahın ilk saatleri soğukluğunu hissettiriyordu. Etrafı dürbünle sıkıca kontrol etmiş, sonunda en doğru noktayı vurmuştum. Hem karayı hem de adayı vurabilirdim. Kamera kayıtlarında Alanguva'nın arazisine geldiğini görmüştüm ama arazisindeki korumalı sisteme erişememiştim yine tabi.
Ve Alanguva karadaki evinden çıktı. Üstünde soğuk havaya rağmen sporcu atleti ve eşofman dışında bir şey yoktu. Anlaşılan koşuya çıkmıştı. Evinin verandasında durdu, cebinden telefonu çıkardı.
Bence tam zamanıydı. Derin bir nefes aldım, Alanguva'nın yakışıklı başı tetiğimin ucundaydı. Aldığım hazla sırıttım, son nefesini al Ateş Alanguva.
Tam ateş edecektim ki, dürbünümün önünde duran kuşa küfür ederek açımı değiştirdim. Ancak bu açıyı değiştirmem bana biraz pahalıya patladı. O saliselik dikkat kaybımda, nasıl olduysa fark edildim.
Bir kilometreden daha uzak bir mesafeden, tekne kurşun yedi. Hemen ardından da kurşun yağmuruna tutuldum. Tekne batacak, yaralanacaktım. En iyi ihtimal küçük bir yaralanmayla denize atlardım.
Küçük teknede saklanabileceğim hiçbir yer yoktu, böyle açık bir hedefken ıskalama ihtimalleri yoktu.
Sağ omzumun altında hissettiğim acıyla, beynimi biraz daha toparladım. Kurşun yemiştim. Kendimi hızla suya attım. Uzun süre nefesimi tutmam gerekiyordu, kafamı çıkardığım an ölürdüm.
Tam üç dakika otuz saniye boyunca, yaralı kolumla nefesimi tutarak yüzmeyi başardım. En sonunda daha fazla nefessizliğe dayanamayarak kafamı çıkardım. Derin derin soluklandım. Kör noktalarındaydım.
Acı dayanılmaz bir hal alırken, kendimi zorlayarak yüzmeye devam ettim. Tarık beni karada bekliyordu, ona gitmesini söylemiştim ancak ilk defa inatçılığı işe yaramıştı. Hızla gitmem gerekiyordu, Alanguva'nın şuan deniz kara hava bırakmadığına emindim.
Nerede hata yapmıştım? Ölecekti bugün!
Drone ile fark edilmiş olmalıydım, konumumu çok güzel ayarlamıştım! Alanguva kadar korunan bir adam görmemiştim. Dışarıda değil de özellikle arazisinde dudak uçuklatan bir sisteme sahipti. Biraz daha kan kaybedersem bilincimi kaybedecek ve boğularak ölecektim.
Gücüm tükenirken hızımı arttırdım.
Ve en sonunda Tarık'ın beni beklediği kara parçasına ulaşmıştım. Beni fark ettiğinde hızla denize daldı. Bana kadar yüzdü ve daha fazla yorulmamam için beni sıkıca tuttu. Yağmur yağmaya başlamıştı.
"Tüm deniz kan olmuş! Şu haline bak." Sesi titrerken, korkudan zorlukla yüzüyordu.
"Koluma tampon yap, kanım karaya dökülmesin."
"Lan öleceksin hala neyin derdindesin." Dedi ama beni dinledi. Tişörtünü çıkararak sıkıca bağladı sağ omzuma. Denizden çıktığımda yürüyecek gücüm kalmamıştı.
Beni kucağına almaya çalıştı ancak izin vermedim, onu ittirerek arabaya bindim. Hep kendi başımın çaresine bakmıştım ancak bu sefer Tarık olmasa ölüme çokta uzak olmadığımı biliyordum.
"Hızlıca rıhtıma sür, geldiğin yoldan dön. Tekerlekleri değiştirmeyi unutma." Hayretler içinde baktı bana.
"O kadar kan kaybetmişken nasıl her şeyi düşünüyorsun amına koyayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞPARE (+18)
ActionKorkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi...