22.Bölüm: KANLI PİYON

663K 31.5K 76.6K
                                    

Bol bol yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın ateş parçalarım!

Keyifli okumalar...

Sneaker Pimps - The Chauffeur

Saltillo - A Necessary End



22.Bölüm: KANLI PİYON

Ateş Alanguva, daha önce tanıdığım adamlara benzemiyordu. Ürkütücü zekası benimkine benziyordu, bu yüzden bu ağda en dikkat edilmesi gereken ip onunkiydi. Ona güvenmiyordum, her an her pisliği yapabilirdi çıkarları için ama sorun değildi ona güvenmem gerekmiyordu. Öylesine biri değildi, masum hiç değildi, biz birbirimize benziyorduk.

Alanguva kendini Cebonayan lideri olmak istemediği yalanına inandırmıştı, tıpkı benim katil olmayı istemediğim yalanına bazen düşmem gibi. İnkar ediyorduk, kendimizi kandırıyorduk çünkü sonucunda dönüşeceğimiz canavardan korkuyorduk. Aslında o canavara çoktan dönüştüğümüzünse farkında bile değildik.

Alanguva bir piyon değildi ama şahta değildi. Kaleydi, sadece dümdüz ilerliyordu ama kendini şah sanıyordu. Bense zehirli bir piyondum, günün sonunda vezire dönüşeceğimi biliyordum. Bu dolambaçlı tahtanın tek kazanan taşı olacaktım.

Şimdiyse bu tehlikeli adamın salonunda rahat kıyafetlerimle oturmuş, elimdeki kumandayla televizyondaki kanalları geziyordum. Kucağımda hiç çekinmeden karıştırdığım mutfaktan bulduğum meyveleri doldurduğum tabak vardı. Ateş'se ikili koltukta rahat bir şekilde yayılmış, tabletiyle uğraşıyordu.

En son bir magazin kanalında durdum, televizyonda izlenecek hiçbir şey yoktu. Asla dizi izleyemiyor, her sahnede mantık arıyordum. Kült, kaliteli filmler dışında izlemeyi de sevmezdim zaten.

Tabaktan aldığım mandalinayı Ateş'e fırlattım. Ben kafasına çarpacak sanırken, elini kaldırdı ve çok rahat bir şekilde havada yakaladı mandalinayı. Ardından kafasını tabletinden kaldırıp bana çevirdi.

"Bu refleks bir sende bir Edward Cullen'da var. O nasıl yakalayış kral?" Mandalinayı geri attığında, bende yakaladım.

"Elma atsana." Kırmızı elmayı ona doğru attım, zorlanmadan yakaladı. Kırmızı elmadan koca bir ısırık aldı iştahla.

Saat gece yarısını geçeli çok olmuştu, saçlarım da çoktan kurumuştu. Kuruyan saçlarımı arkadan dağınık bir topuz yapmış, kaküllerimi elimle tarayıp düzeltmiştim. Ateş'se hala kız kardeşine yapılanların etkisindeydi. Konuşmasa dahi, sürekli derin derin dalmalarının altında yatan acıyı seziyordum.

"Sen güçsüz bir adam değilsin." Düşünceli bakışları bana döndü, şuan kendini her şey için yetersiz hissediyordu. O ne kadar kibrinden burnundan kıl aldırmasa da görüyordum. Tıpkı onun beni gördüğü gibi. "Tabi benim kadar mükemmel olamazsın, orası ayrı."

"Benim kardeşimi kaçırdılar, hem de ellerini kollarını sallayarak yaptılar bunu. Hata yaptığım yerler var."

"Sen hata yapmadın, onlar çok fazlalar. Koltuğunda gözü olan bir dünya insan var ve bunlar normal insanlar değiller, hepsi caniler. Senden daha caniler." Sözlerimle, küçümseyici bir ifade doldu sarılarına.

"Söz konusu ailem olduğunda, onların canilikleri benim merhametim kalır Aşkın." Ve Alanguva'nın tüm ailesini almışlardı, sadece kardeşi kalmıştı. Ateş Alanguva bu yüzden tehlikeliydi, kaybedecek bir şeyi kalmıştı ve onu kaybetmemek için her şeyi yapacaktı.

ATEŞPARE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin