Bölümde rahatsız edici şekilde vahşet öğeleri vardır. Sahnenin başlangıcına ve sonuna (+18) işareti koyacağım. Yaşı küçük ve çabuk etkilenen okurların okumalarını şiddetle tavsiye etmiyorum.
The Godfather - Main Title
Kurbanlarımın gözlerindeki korku, hoşuma gidiyordu. Ölmeden önceki son çabaları, yakarışları, bir zavallıya dönüşmeleri bana zevk veriyordum. Çünkü onlarda beslenmişti acıdan ama masum insanlardan...
Ben kan severdim, canilerin kanını severdim.
Ve karşımdaki mahlukat tam da dişime göre bir kurbandı. Bu gece en vahşi cinayetimi işleyecektim.
Üç saattir baygın yatan herifi inceledim. Son nefesleriydi bunlar, son saatleri.
Yine bir izin günümde ava çıkmıştım. Karşımdaki adamın fiyatı oldukça yüksekti. Eski bir bakandı, eli altı yaşında. Beni tutmalarının sebebi, siyasette karıştığı yanlışlardı. Ama benim öldürme amacım çok farklıydı.
Her kurbanıma yaptığım gibi tüm elektronik cihazlarına sızmış ve kan donduran görüntüler bulmuştum. Karşımda sadece eski bir bakan durmuyordu. Yolsuzluk, cinayet, sübyancılık... Ne pislik ararsan vardı.
Ve gördüğüm görüntüler benim bile kanımı dondurmuştu.
Küçük bir çocuğa ettiği tecavüz videosu, çocuğun o videonun sonunda ölüşü ve kimsenin sesini çıkarmaması.
Karşımdaki adama bakarken videoyu tekrar ve tekrar izliyor, içimdeki ateşe biraz daha zehir ekliyordum.
Çocuğu araştırmış ve kimsesiz bir sokak çocuğu olduğunu öğrenmiştim. Kimsesiz olduğu için kimse öldüğünü bile fark etmemişti. Bu video on yıl öncesine aitti. Videoyu saklamamıştı, silmişti. Ancak teknolojik cihazlarda aslında hiçbir şey gerçekten yok olmazdı. O dönemki yazışmalarından çocuğun mezarını bulmuştum.
Karşımdaki canavar son nefesini verirken, polis çocuğun cesedini buluyor olacaktı.
Emindim ki tecavüz ettiği sadece bu çocuk değildi.
Çocuklara dokunuyorlardı pis elleriyle, kendileri zevkle yaşamına devam ediyor ancak o masum canlıların hayatlarını karartıyorlardı.
Gözleri aralanıyordu, uyanıyordu. Gözlerini birkaç kez kırpıştırdı ve en sonunda açtı. Korkuyla etrafını inceledi. Beni fark ettiğinde kaşları çatıldı, ancak sanki görünüşümden korkmamış gibi etkilenmişti.
Güldüm, birazdan onu çok güzel etkileyecektim.
Binamın bodrumundaydık, ses yalıtımı vardı. İstediği kadar haykırabilirdi.
"Neredeyim ben? Sen kimsin?"
"Tatlı bir kızın bodrum katında bağlısın." Dedim sevimlice gülümserken. Hareketlerim onu rahatlatmış gibi nefesini verdi.
"Bana bak küçük kız, oyun değil bu. Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" Küçük derken ki gözlerinden geçen o ışıltı hiçbir kanın bulandırmadığı kadar bulandırdı midemi.
"Biliyorum, bilmez olur muyum sayın bakanım? Çağatay Demirci'yi kim tanımaz? Ama en çok küçük çocuklar tanır. Değil mi?" Yüzündeki rahatlamış ifade saniyeler içinde yok oldu.
"Ne saçmalıyorsun sen? Oyun mu oynuyorsun? Nasıl bir işe bulaştığının farkında mısın?" Karşısındaki sandalyede doğruldum, elleri ve ayakları sıkıca bağlıydı. Arkadan bağlı olan elleri, işimi kolaylaştıracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞPARE (+18)
ActionKorkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi...