Bol bol yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın ateş parçaları 🔥
Shut Up and Listen - Nicholas Bonnin
In My Mind - M86
Askti Bu - Redd
My Final Symphony - Layto
57.BÖLÜM: SANAT ESERİ
Ateş Alanguva
Saatler önce...
Karanlık bittikten sonra geriye aydınlık mı çıkar? Yoksa karanlığın sonu da kendi gibi boşluktan mı ibaret? Hep iki seçenek olurdu, her karar sonuca giden bir yol mudur? Yoksa yolun sonu en başından belli midir? Peki o seçeneklerden biri karanlıksa ama ya diğeri de aydınlık değilse? O zaman kim suçlu olurdu? Kararı veren mi yoksa bu kararı yaratan şartlar mı?
Aşkın karanlık değildi, Aşkın boşluk değildi ama Aşkın aydınlık da değildi. O sadece karar vermek zorunda kalmıştı ama iki seçeneği de hiç aydınlık olmamıştı. Ne kadar o aksini iddia etse de bu onun suçu değildi. O isteyerek şu an olduğu kişiyi dönüşmemişti, önce zorunda kalmış, sonra da istediğini sanmıştı.
Aşkın'ın hiç seçme şansı olmamıştı.
O öyle sansa da, değildi işte. Ve belki de kendini canavar sandığı dünyanın asıl avı oydu.
Acıdan göğsümde titrerken, ölmek isterken bile ağlayamayışı bunun en büyük kanıtıydı. 'Keşke ölseydim Ateş,' deyişi kulaklarımda yankılandı. Yaşamasını en çok istediğin insanın acıyla bunu demesini duymak hiç de kolay değildi. Bunu demesine sebep olan herkesi, tek tek öldürmek istiyordum. Önce de Kaptan'dan başlamak istiyordum ama lanet bunak yine bir deliğe girmişti.
Ellerimdeki kanı, Pusat'ın uzattığı sıcak havluya silerken Pusat'a baktım. "Gerçekten mi? Sıcak havlu mu?" dediğimde omuz silkti.
"Şimdi millete vurmaktan yara olmasın, yumuşasın pamuk ellerin."
Elleri bağlı duran Kaya buna keyifle gülerken ona ters bir bakış attım.
"Pamuk ellerim? Ciddi misin amına koyayım?"
"Koyma! Sen de iyice Aşkın'a benzedin amına koyayım!" dedi Pusat küs şekilde ve birkaç adım geriledi.
Elimdeki kanı sildikten sonra havluyu yere, az önceki cesedin hemen yanına fırlattım. Kaya'ya doğru eğildim, o da korkmadığını belli edercesine kafasını dikleştirdi.
"Seni sikerim!" Bağırışımla irkilmedi bile.
"Katilin sevgilisi katil olur demek." dedi Kaya küçümser şekilde.
Evet, asla bir avukat olmazdı.
"Onun hakkında düzgün konuşacaksın!" Sesim boş bodrumda gür şekilde yankılanıyordu. "Sen kendini ne sanıyorsun amına koyayım! Sen neyine güveniyorsun da Aşkın'ın kimliğini gidip polise anlatıyorsun!" dedim yerdeki ölü bedene bakarak.
"Senin gibi mi olsaydım? Üç maymunu mu oynasaydım?"
"Biliyordum," dedim nefesimi verirken.
"Neyi biliyordun?"
"Onu aslında hiç sevmediğini, eğer onu bir gün bile sevmiş olsaydın bunu yapamazdın." dediğimde kanlar içindeki yüzüyle güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞPARE (+18)
ActionKorkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi...