Bol bol yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın ateş parçalarım. 🔥
Şebnem Ferah - Birileri VarEuphoria - Born To Die
Bonhes - You've Created a Monster
Younger Hunger - I Don't Know What To Say
Barış Akarsu - Kimdir O
Sezen Aksu - Seni Kimler Aldı
69.Bölüm: GÜNAHKARLARIN SON GÜNAHLARI
Ben V'ydim, bazılarının rüyası bazılarının kâbusu olan V. Duyduklarında ya hayranlıkla kalplerinin çarptığı ya da nefretten kalplerinin çarptığı o gerçek dışı varlıktım.
Evet, ben gerçek dışıydım. Ben gerçek olabilecek her şeyin dışında, mucizelerin ötesindeydim. Bu benim yeteneğim değildi, bu benim yaşam stilimdi.
Doğduğum gün bana tüm bu nefret ve sevgi aşılanmış, ikisiyle de savaşmam gerektiği öğretilmişti. Bu öğreti benim damarlarımda gezinen kanda, tüm genlerime işlenmişti.
Sevmek yasaktı, düşmek yasaktı, zayıflık yasaktı, yaşamak yasaktı ama kibir mubahtı, hırs mubahtı, öldürme arzusu baş tacıydı. Çünkü bir insanı değil, bir canavarı yaşatmak istemişlerdi.
İstedikleri de olmuştu.
Benden insanlığım alınmıştı, insan olabilmem için sadece bir şey kalmıştı ve şimdi onu da almaya çalışıyorlardı. Sadece çalışacaklardı.
Çünkü ben, benim bu halde olmama neden olan adamın çocuğuna aşıktım. Çünkü V'nin başına bu dünyada gelebilecek en korkunç şey gelmişti, aşk gelmişti.
Aşk canavarı öldürmemişti, güçlendirmişti. Çünkü bir canavarın âşık olması demek kıyametin kopması demekti. Bugün kıyamet kopmadı, bugün kıyamet yok oldu.
Ateş'in babası bir canavar yaratmıştı, Ateş de bu canavarı uyandırmıştı.
Peki şimdi bu canavara kim karşı koyacaktı?
Bir silahı hangi silah yok edebilirdi?
Tüm gece seviştiğimiz salonda gözlerim gezinirken boğuşma izi ya da bir ipucu arıyordum ama hiçbir şey yoktu.
Pusat'ı hemen buraya çağırmıştım, elbette yalnız gelmemiş ve peşine Tarık'la Deniz'i de getirmişti.
İçimde kopan fırtınaları bastırmaya çalışarak onları süzdüm. Üçü peş peşe eve girerlerken memnuniyetsiz görünüyorlardı, henüz olanlardan haberleri yoktu.
"Kargalar bokunu yemeden niye kaldırdın bizi?" dedi Tarık esneye esneye.
"Seni kaldırmadım ben." dedim ters şekilde.
"Tamam bebeğim, kızma hemen." dedi ve yanıma ulaşıp yanaklarıma sulu öpücükler bıraktı. "Bir şey mi oldu?" dedi benim tüm maskelerime rağmen hislerimi görürken.
"Bu ev ne ayak?" dedi Deniz etrafı incelerken. Her tarafta kurşun izleri vardı. "Çatışmaya mı girdiniz? İyi misiniz?" dedi endişeyle.
Pusat'ın bakışları masanın kırık bacağına kaydığında elini beline koyarak bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞPARE (+18)
ActionKorkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi...