Öhm öhm, sevgili kaos isteyen okuyucularım, onlar kendilerini biliyorlar. Maalesef üzülerek söylüyorum yazarınız kaos yazmayı beceremiyor. Bundan önce yazdıysam muhtemelen fark etmeden olmuştur. Üzgünüm, ama deniyorum. Valla, yemin billahi. Bu bölüm olmadı gibi. Yinede beğeneceğinizi umuyorum. Yorum yapmayı unutmayın💙💙💙💙
"Kaç tane kazak koymuştun?"
"Üç."
"Ben bir tane daha koyayım ne olur ne olmaz. Kalın olan pijamalarını aldın değil mi?"
"Evet!"
"Pekala, böcekler için krem, yara bandı, küçük yastığın, bere, atkı... neden bir şey unutmuşuz gibi hissediyorum." Peter dişlerini fırçalamayı bitirip odasına geri döndü ve bavulunun başında duran Loki'ye baktı.
Kamp için Tony'den izin alabilmişlerdi, Loki'de gecenin bir yarısı gelip bavulunu hazırlamaya başlamıştı ve her şeyin tam olduğundan emin olmak için defalarca kez kontrol ediyordu.
"Bak son yirmi defadır olduğu gibi bir eksik yok. Ayrıca daha gitmemize altı gün var. Neden bavulu şu an hazırlıyoruz?" Loki ona dönüp kafasına ufak bir fiske vurdu. "Hazırlıklı olmak her zaman iyidir. Tabii ya hatırladım!" Bir anda bağırınca Peter irkildi. Loki ise hiç umursamadan dolaba yönelmişti. "Çorap koymayı unuttuk, ayakların üşüyecek sonra hasta olacaksın." Eline aldığı beş çift kalın çorabı bavula koyduktan sonra tekrar esmer gence döndü "Acaba bir tane daha mı koysam, emin olamadım."
Peter kafasını iki yana sallayıp bavulu kendisine doğru çekti ve kapattı "Sence de fazla endişelenmiyor musun? Alt tarafı bir kamp ayrıca yalnız gitmiyorum orada öğretmenler ve bir sürü öğrenci olacak"
Loki yatağa oturup iç çekti. Fazla endişeli davrandığının farkındaydı ama elinde değildi işte. Sonuçta orası bir ormandı, vahşi ve zehirli hayvanlar olabilir, yırtıcılar ile karşılaşabilir, kaybolabilir, üşüyebilir, hastalanabilir ve daha bunun gibi bir sürü şey olabilirdi.
"Ne düşünüyorsun bilmiyorum ama orada kurtlar, yırtıcılar ya da herhangi tehlikeli bir şey olacağını sanmıyorum. Zaten milli bir park yani birçok insan orada piknik, kamp falan yapıyor. Göreceğim en tehlikeli hayvan muhtemelen sevimli küçük bir tavşan olur."
"Tamam, tamam! İkna oldum gibi. Yine de dikkatli olmalısın. Neyse saat çok geç oldu ben gideyim sen de uyu." Loki kalkmış ve kapıya yönelmişti ki Peter onu kolundan tutup durmasını sağladı. "Şey.. acaba uyuyana kadar benimle kalır mısın? Yani şey so-sohbet falan ederiz."
Loki ilk başta garipsese de kafasını sallayıp 'tamam' dedi. Yatağa tekrar oturduğunda Peter da hemen yorganın altına girip onun yanına uzandı. "Ee masal falan anlatayım mı? Ne istersin?"
"Bebek miyim ben, ne masalı?"
"Ne yapayım o zaman? Gecenin bir yarısı oturduk burada ve senin yarın okulun var bu yüzden uyuman gerek."
"Uykum yok. Masalda istemiyorum amaa saçlarımı okşayabilirsin, bu iyi hissettiriyor." Loki kafasını geriye atıp güldü "Ah, birileri şımartılmak istiyor. Şimdi anlaşıldı senin derdin."
"Yoo ne alakası var?!" diye itiraz ederken çoktan başını Loki'nin kucağına koymuştu bile. Loki onun saçlarını okşarken gülümsedi. Aklına anıları gelmişti. "Bunu en son Thor'a yapmıştım dörtyüz yaşında falandık galiba, çok küçüktük."
"Bence Thor senden hoşlanıyor." Loki'nin eli Peter'ın dedikleri ile durdu. Kaşları çatılırken "Bu da nereden çıktı şimdi?" diye sordu.
"Bilmem onu sürekli seni izlerken yakalıyorum ve bakışları sanki böyle anlamlı gibi çok derin." Loki dudaklarını yaladı ve oturduğu yerde biraz kıpırdandı. "Saçmalama çocuk, biz kardeşiz. Muhtemelen kaçmamam ya da kötü bir şeyler yapmamam için beni izliyordur. Bakışları da derin falan değil. Yani o beni seviyor elbette hatta benim onu sevdiğimden daha fazla ama bir abinin kardeşini sevmesi gibi. Lütfen bir daha bu konuyu açma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Re-Hope (SpideyPool)
FanfictionPeter Parker'ı kimse sevmemişti. Ne annesi ne de babası. Sevgi nedir bilmiyordu tâki Wade Wilson hayatına girene kadar. ********** "Peter, biliyor musun popon çok güzel." "Ne?!" "Hayır dur bu olmadı. Başka bir iltifat bulmam lazım. Buldum! Biliyor m...