Peter kafasını sıraya yaslamış düşünüyordu. Acaba babası haber vermediği çok kızar mıydı? Endişelenmiş miydi onun için?Belki de yokluğunu fark etmemişti bile. Sonuçta kendisini pek umursamıyordu.
"Bay Parker dersimde uyumayın lütfen." Öğretmenin sesiyle kendine geldi. Kafasını kaldırıp ona baktı. Ders kimyaydı ve Peter bir cümlesini dahi dinlememişti. "Üzgünüm efendim ben dinliyordum." Ama yalandan kim ölmüştü ki?
"Yaa öyle mi? O zaman tahtadaki soruyu çözmek senin ićin zor olmaz." Derin bir nefes aldı genç adam ve ayağa kalkıp tahtaya yöneldi. Bütün sınıf onu izliyor bazıları 'kesin rezil olacak' deyip aralarında gülüşüyordu.
Wade ve diğerleri ise merakla ne olacağına bakıyordu. Tabi ki dersi dinlemediğinin farkındaydılar ama bekledikleri gibi olmadı. Esmer genç yarım dakika kadar bir sürede soruyu çözdü ve geri yerine oturdu.
Bütün sınıf şaşkındı. Öğretmen hafifçe öksürüp "Aferin Parker."dedi. Diğerleri derse devam ederken Peter kafasını tekrar sıraya koyacaktı ki Wade'in sesi onu durdurdu.
"Kimya dersini yapabiliyor musun? Neden daha önce söylemedin?"
"Yapamıyorum ki. Sadece basit bir soruydu. Ayrıca yapsam bile neden bunu sana söyleyeyim."
"Çünkü senin hakkında her şeyi bilmek istiyorum ve soru basit falan değildi. O aptal öğretmeni birazcık tanıyorsam sırf sen çözeme diye en zor soruyu sormuştur. Ayrıca dersi hiç dinlemeden-"
"Bay Wilson,konuşmayı hemen kesmezseniz sohbette müdürün odasında devam edersiniz." Wade sözünü kesen öğretmene göz devirip önüne döndü. Peter'da tekrar uyku moduna geçti. Gece wade ile ilgilendiği için uyuyamamıştı ve uykusu vardı.
Esmer genç aslında zekiydi fakat bunu belli etmiyordu. Dersler onun için çocuk oyuncağıydı. Özellikle biyoloji ve kimya ya ayrı bir yeteneği vardı. Ama sınavlarda soruları baştan savma cevaplar ya da hić doldurmada kağıdını teslim ederdi. Okulu veya dersleri kafaya takmayı uzun süre önce bırakmıştı.
Zil çaldığında hep birlikte sınıftan çıktılar. Kantine inip yemeklerini aldıktan sonra boş bir masaya oturdular. Diğerleri kendi aralarında sohbet ederken peter sadece dinliyor ara sırada yorum yapıyordu.
Harry "Ee bu hafta sonu kimse toplanıyoruz?"diye sorduğunda dikkatini ona verdi.
Michelle meyve suyundan bir yudum alıp "Bende diye sözleşmiştik ama annem arkadaşlarını çağırmış. O yüzden olmaz."
Kafalar bu kez sarışın kıza çevrildiğinde o da başını iki yana salladı. "Abim kız arkadaşını çağırdı. Bızimkilerle tanışacaklar."
Wade tam bana gelin diyeceği sırada hepsi bir ağızdan "Olmaz! Evin çöplük gibi."diye söylendiler. Wade hepsine dil çıkardı. Sonra aklına gelen şeyle Peter'a döndü.
"Sizin evde toplanırız Pete. Hem ailen de evde değilmiş. Seyahatte olduklarını söylemiştin."
Esmer genç yerinde rahatsızca kıpırdandı. Onları evine çağıramazdı, babası kızabilirdi. Ayrıca daha dün gecenin hesabını verecekti. Birde bununla uğraşmak istemiyordu.
"Şey bilmem ki... Hem neden Harry'lere gitmiyorsunuz?"
"Birincisi,"diye söze başladı Gwen öne doğru eğilerek. "Gitmiyorsunuz değil gitmiyoruz. Sende geleceksin hani bizden birisin ya artık. İkincisi ise Harry'nin babası izin vermiyor böyle şeylere. Hatta elinde olsa bizimle bile konuşturmaz. Neymiş efendim dikkati dağılırmış. Derslerine odaklanması lazımmış bilmem ne bilmem ne! Yani kısaca gıcık herifin teki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Re-Hope (SpideyPool)
FanfictionPeter Parker'ı kimse sevmemişti. Ne annesi ne de babası. Sevgi nedir bilmiyordu tâki Wade Wilson hayatına girene kadar. ********** "Peter, biliyor musun popon çok güzel." "Ne?!" "Hayır dur bu olmadı. Başka bir iltifat bulmam lazım. Buldum! Biliyor m...