VII

2.9K 271 115
                                    

Eveet geri döndüm millet! Uzun süredir bölüm atamıyordum çünkü telefonum bozulmuştu ve bir kaç gün önce tamir oldu. Yorumlarınıza ve mesajlarınıza cevap veremediğim çok çok çok üzgünüm. Umarım bu uzun bölüm kendimi affettirmemi sağlar. İyi okumalar. Oy ve yorumu unutmayın lütfen...😘😘😘😘😘

Bu arada bu bölüm sedaderya1234 e ithaf edilmiştir.

Esmer genç açık olan apartmanın kapısından içeri girdi. Üçüncü kata çıkıp kahverengi kapının önünde durdu. Zile basıp biraz bekledi. Kapı açıldığında içerideki adam Peter'a gülümsedi.

"Merhaba Bay Francis. Müsait misiniz? Umarım rahatsız etmiyorumdur."

"Peter, hoşgeldin. Saçmalama tabiki rahatsız falan etmedin. Hadi içeri gel." deyip geçmesi için kenara çekildi yaşlı adam. Peter hafifçe tebessüm etti ve içeri girdi. Birlikte oturma odasına gittiler. Ev küçük ama tatlıydı. Kahverengi tonlar kulanılmıştı ve neredeyse her yerde karısı ile olan fotoğrafları vardı. Hepsinde oldukça gençlerdi. Karısını çok gençken kaybetmişti.

Etrafı inceleyen Peter'a "Bir şey içer misin?" diye sordu. Peter hayır anlamında kafasını sallayıp "Teşekkürler, bir şey içmeyeceğim ama kurabiyeniz varsa hayır demem." dedi.

"Elbette var burada bekle hemen getireyim." Bay Francis odadan ayrılırken genç adam yine düşüncelere dalmıştı. Küçüklüğünden beri ne zaman kafası bir şeye takılsa anlattığı ilk kişi bu adamdı. Aslında buraya gelme sebebi de buydu. Bay Francis ona her zaman ne yapması gerektiğini söyler ve yardımcı olurdu.

Elinde kurabiye dolu bir tabakla tekrar içeri döndüğünde Peter yaşlı adamı fark etmemişti. "Anlat bakalım." dediğinde kendine geldi ve kafasını kaldırıp yaşlı adamın mavi gözlerine baktı. "Efendim?"

"Anlat hadi, nedir seni böyle düşündüren şey?"

"Anlatmam gereken bir şey olduğunu nasıl anladınız?" Yaşlı adam güldü. "Çünkü ne zaman yanıma gelip bir şey anlatacak olsan hep böyle bakarsın. Biraz mahçup ve kaybolmuş gibi."

Peter'da karşısında ki adama tebessüm etti. Kendisini bu kadar iyi tanıyan birisi olduğu için mutluydu.

"Hala yeni hayatına alışamadın mı? Yoksa babanla aranda bir sorun falan mı var? Sana kötü mü davranıyor?" diye tahminde bulundu Bay Francis.

Peter hemen itiraz ederek "Hayır!" dedi. "Bana kötü davranmıyor. En azından annem kadar kötü değil ama iyi de değil işte." Yaşlı adam hafifçe kaşlarını çatıp "Nasıl yani?" diye sordu. Hiçbir şey anlamamıştı.

"Yani... Biliyorsunuz ben hep onu bekledim ve hayal ettim ama hiç hayal ettiğim gibi olmadı. Bana sanki oğlu değilmişim de bir yabancıymışım gibi davranıyor. Ona baba dememe izin vermiyor, kimseye onun babam olduğunu söylememe de izin vermiyor. Bana oğlum diyemiyor, hiç sarılmıyor ya da sevdiğini belli eden her hangi bir şey yapmıyor. Ona dolunabilecek kadar yakınım ama kilometrelerce de uzağım sanki. Bu çok..kırıcı. Bilmiyorum sadece, şey gibi yıllardır hiç tanımadığın birine içten içe hayransın ama onu tanıdığın zaman hiçte beklediğin gibi olmadığını görüyorsun ve hayal kırıklığına uğruyorsun. Çok karmaşık. Ne yapmam gerek bilmiyorum!"

Peter iç çekip arkasına yaslandı. Yaşlı adam ona anlayışla bakıp yanına oturdu. Elini omuzuna koyup hafifçe sıktı. "Bak evlat bütün bu olanlar senin için ne kadar yeni ve yabancıysa onun için de öyle. Ona biraz zaman ver. Eminim onunda kafası çok karışıktır. İçinde bulunduğunuz durum hiç kolay değil."

"Yani sadece zaman gerek, öyle mi?"

"Evet öyle. Hadi bakalım gül biraz. Takma kafana herşey önünde sonunda yoluna girer. Biraz kurabiye ye de moralin düzelsin. Bende ikimize kahve yapayım."

Re-Hope (SpideyPool)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin