XXXV

2.4K 224 306
                                    

Esmer adam öylece giden gencin arkasından bakıyordu. Titriyordu ancak sinirden değil. Peter'ın gözlerindeki bakış çok eskilerden tanıdıktı. Kendi babasına da öyle bakardı O da kendi babasından nefret ederdi ve bu hiç değişmemişti. Olmuştu işte korktuğu şey başına gelmişti.

"Tony bütün bunlar ne demek oluyor?" Steve put gibi duran adama yaklaşıp sorduğunda Tony cevap vermemişti. Onun yerine laboratuara inen merdivenlere yöneldi. Natasha "Stark, bir açıklama yapmak zorundasın." deyince durdu ve arkasına döndü.

"Herhangi bir şey yapmak zorunda olduğumu düşünmüyorum Romanoff ve aile içindeki sorunlarımın da sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum. Şimdi isteyen gidebilir, kalırsanız da beni rahatsız etmeyin." Tekrar merdivenlere yönelip aşağı inerken "Ama baba-" diyen sarışın genci "Sonra Harley." diyerek geçiştirdi. Laboratuvara inip kapıyı kapattı ve kendini genelde dinlemek için kullandığı geniş koltuğa attı.

"Jarvis laboratuvara girme yetkisi olan herkesin izinlerini iptal et ve beni rahatsız etme."

"Emredersiniz efendim."

Esmer adam parmakları ile şakaklarını ovdu. Hızlanan kalp ritmi, sıklaşan nefesleri ve titreyen bedeni ile sakinleşmek zor oluyordu. Derin bir nefes alıp verdi. Bunu birçok kez tekrarladı. "Hadi ama Stark! O seanslara boşuna gitmedin ya. Sakin ol biraz, sakin. Nefes al nefes ver."

Titremesi azalıp nefesleri düzene girdiğinde ayağa kalkıp ilerideki küçük tezgah yöneldi ve kahve yapmaya başladı. Panik atakları artık eskisi kadar olmasa da yaşanıyordu. Neyse ki yıllar süren tedaviden sonra ilaç kullanmadan başa çıkabiliyordu. Kahvenin olmasını beklerken karşıda duran camdaki yansıması ile göz göze geldi.

"Tıpkı bana benziyorsun." Esmer adam kafasını camdan çekip yan tarafa kendisine bakan adama çevirdi. Elleri siyah takım elbisesinin cebinde, gözlerinde her zamanki kibirli ve ezikleyen bakışlarla Howard Stark pardon kafasının içinde bir türlü öldürmeyi beceremediği Howard Stark kendisine bakıyordu.

"Hayır, benzemiyorum." diye cevap verdi olan kahveyi fincana doldururken. Bu durum artık onun için öyle normalleşmişti ki garipsemiyordu.

"Ah evet benziyorsun, yoksa sevgili torunumdan o yumruğu yemezdin, değil mi?"

"Hak ettim!"

"Evet ettin. Yine de bir çocuğun babasına karşı yapmaması gereken bir hareket. Mesela sen bana asla saygısızlık yapamazdın."

"İnan bana bir yumruğu bile hak etmezdimln. Berbat bir babaydın."

"Sen de pek harika sayılmazsın. Peter'ı terk ettin, ben bile o kadar kötü değildim." Tony sinirle ona bakıp tekrar koltuğa gitti ve oturdu.

"Korkuyordum," diye mırıldandı "Çok korkmuştum. Mary ona iyi bakar sandım, yanılmışım."

"Neden korkuyordun benim gibi olmaktan mı? Peki söylesene değişen ne? Yine bana benzedin. Önünde sonunda varacağın nokta yine benim."

"Ben. senin. gibi. değilim.!" Esmer adam sinirden sıktığı dişleri arasından konuştu. Hayatı boyunca Howard Stark gibi biri olmamaya çalışmıştı ancak çoğu yönden ona benziyorken bu çok zordu. Bunun farkında olduğu için Peter'ı istememişti, onu bırakmış yanına hiç gitmemişti. Çünkü giderse bir daha bırakamazdı oğlunu.

Mary'nin ona aldırmayacağını bildiği için Peter 2 yaşına gelene kadar Happy'ye onları takip ettirmişti. Onlar mutlu ve güzel bir aile olmuşlardı ancak her geçen gün oğluna gitme arzusu içinde büyürken bunu fazla uzatmamış ve hayatlarından tamamen çekilmişti. ikisinden de bir daha haber alamamış ya da sormamışdı.

Re-Hope (SpideyPool)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin