"Tamam kabul. Seninle öpüşürüm."
Dediğim şeyle şokla bana dönmüştü. Bana inanmıyor gibiydi. Bende kendime inanamıyordum. Onunla öpüşmeyi elbette istemiyordum ama anlamam gerekiyordu. Dediği gibi daha önce hiç bir erkekle yakınlaşmamıştım. Ama bir kızdan da etkilenmemiştim.
Birde son zamanlarda her ne kadar kabul etmek istemesemde Wade'in yaptıklarına veya dediklerine verdiğim tepkiler şüpheye düşmeme sebep oluyordu.
"Sen..ne dedin? Kabul mü dedin? Yoksa ben kafayı yedim de hayal mi görüyorum?"
"Hayır Wade hayal görmedin kabul ettim işte." dedim göz devirerek. Bir anda yatakta zıplamaya başladı.
"Evet biliyordum. Beni sevdiğini biliyordum."
"Saćmalama seni sevdiğim falan yok sadece anlamak için. Hem söz verdin dur dediğim an duracaksın."
Zıplamayı bırakıp dizleri üzerinde durdu ve beni de bir anda kaldırarak karşısında öyle durmamı sağladı.
Ellerini yanaklarıma koyup suratını suratıma yaklaştırmaya başlayınca sertçe onu ittim.
"Bırak be sapık. Vazgeçtim ben gider başkasını bulurum. Cidden bunu yapmayı düşündüğüme inanamıyorum. Bu benim ilkim tamam mı? İnsan biraz kibar olur. Hayvanın tekisin. Sana inanamıyorum. Birde bana aşıkmış. Aşık insan böyle mi yapar?"
Bir yandan bağırıyor bir yandan da kalkmaya çalışıyordum. Evet kabul etmiştim ama böyle kaba olacağını düşünmemiştim. Zaten korkuyordum o da beni daha çok korkutuyordu.
Kolumu tutup beni durdurdu. Tekrar ona bakmamı sağladıktan sonra "Üzgünüm, üzgünüm seni kotkutmak istemedim gerçekten. Dur lütfen." dedi.
Kısa bir süre ona baktım. Tabiki gitmeyecektim çünkü ondan başka şansım yoktu. Tanıdığım hiç kimse beni kendi isteği ile öpmezdi. Wade'den başka.
Geri dönüp yine karşısında durdum. "Eğer bir daha bunu yaparsan-" diye başladım ama tamamlamama izin vermedi.
"Hayır. Asla. Lütfen vazgeçme. Neden yada nasıl kabul ettin biliyorum ama bir daha bu şansı elde edemeyeceğime eminim."
"Doğru düşünüyorsun" dedim sakin kalmaya çalışarak. Az sonra yapacağım şey kalbimi hızlandırıyordu. Korktuğum içindi başka açıklaması olamazdı zaten.
"Şimdi gözlerini kapat. Unutma dur dediğimde duracaksın." Başını sallayıp beni onayladı ve gözlerini kapattı.
Yaptığım şey o kadar saçmaydı ki. Ah tanrı aşkına kendime bir anlığına onu öpmek için sebep mi arıyorum diye sordum ama sorduğum gibi bu fikri hemen unuttum. Wade'i öpmek için sebep falan aramazdım ben.
Yavaşça dudaklarına doğru yaklaştım. Aradaki mesafeyi kısa sürede kapatıp dudaklarımızı buluşturduğumda bende gözlerimi kapadım.
Bedenim hafifçe titremeye başlamıştı ve kalbim dakikada üç bin defa falan atıyordu. Şimdi düşüp bayılacakmış gibi hissediyordum. Tuhaf olansa bu midemi bulandırmamıştı oysa ki daha ilk anda kusacağımı düşünüyordum.
İkimizde hareket etmiyor öylece duruyorduk. Galiba ilk hamleyi benden bekliyordu. Beceriksizce alt dudağını kavradım. Anında bana karşılık verdi ve dudaklarımı tabiri caizse sömürmeye başladı.
Ona kızmam gerekiyordu. Hatta itmem, kendimden uzaklaştırmam gerekirse bir yumruk atmam ancak hiç birini yapmak istemiyordum. Dur demem gerekiyordu ama dursun istemiyordum. Tanrı aşkına bütün düşünce faaliyetlerimi yitirmiş gibiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Re-Hope (SpideyPool)
FanfictionPeter Parker'ı kimse sevmemişti. Ne annesi ne de babası. Sevgi nedir bilmiyordu tâki Wade Wilson hayatına girene kadar. ********** "Peter, biliyor musun popon çok güzel." "Ne?!" "Hayır dur bu olmadı. Başka bir iltifat bulmam lazım. Buldum! Biliyor m...