Hatırlatma:
"Ben arkadaşımın yanındayım yani onun başka bir evi daha varmış, oradayız. Neden, bir şey mi oldu?"
"Evet, oldu. Şimdi bana nerede olduğunu söyle gelip seni alacağım. O Wade denen çocuk iyi biri değil Peter. Orada güvende değilsin. Onun kim olduğunu bilmiyorsun bile."
Peter duyduklarından hiçbir şey anlamazken "Ne?" diyebildi sadece.
"Bay Rogers ne demek istediğinizi anlamıyorum neler oluyor?"
"Pekala, üzgünüm sadece telaş yaptım. Dinle dün Tony Jarvis'e Wade'i yani şu an yanında kaldığın arkadaşını araştırmasını söyledi. Senin nasıl birinin yanında kaldığını, güvenilir olup olmadığını öğrenmek için. Ve öğrendiğimiz şeyler pek de iç açıcı değil. Geçmişi suç sabıkaları ile dolu. Hırsızlık, adam yaralama, silahla şantaj ve kavgalar, uyuşturucu gibi.. Daha önce tutuklanmış ama nasıl olduysa kurtulmuş. Onu ne kadar tanıdığını ya da hakkında neler bildiğini bilmiyorum. Arkadaşın olması da umrumda değil ancak artık onun yanında kalamazsın. Bu yüzden her neredeyseniz seni almaya geleceğim."
Peter duyduklarını sindirmeye çalışırken sertçe yutkundu. Wade bir suçlu muydu yani? Bunca zaman hem de. İçine oturan ağır bir hisle nefesi kesildi sanki.
"Bay Rogers bakın bu doğru olamaz. Wade'i tanıyorum o asla böyle şeyler yapmaz. Yapmış olsa bile eminim bana anlatırdı."
"Peter Jarvis'in bir yanlışlık yapmadığına eminim. Bak senin için kötü olmalı anlıyorum sonuçta arkadaşın. Yine de lütfen bana inan. O iyi biri değil."
Esmer genç hiçbir şey söylemedi. Bütün bunlar bir gün için fazla değil miydi? Birazcık huzur için evi bile terk etmişti ama yine belalar, gizli saklı her bok ve tuhaf şeyler onun başına geliyordu. Ölmeden o hep istediği huzuru bulamayacaktı belli ki.
"Bay Rogers ben biraz düşüneyim tamam mı? Çünkü bu söyledikleriniz gerçekten saçma. Lütfen bunu şu an konuşmasak."
"Peter olmaz, artık onun yanında kalamazsın."
"Tamam ben halledeceğim. Başka bir arkadaşımın yanına gideceğim. Şimdi kapatmam gerek bu konuyu yüz yüze konuşmak en iyisi. Ben sizi ararım. Hoşçakalın."
Hattın diğer ucundan Steve'in itirazlarını duysa da aramayı bitirdi. Ardından telefonu tamamen kapattı. Yatağın üzerindeki yastığı aldığı gibi yüzüne dayadı ve çığlık atmaya başladı. Nefesi tükenene kadar bağırdıktan sonra yastığı yatağa fırlattı.
Kendini sırt üstü yatağa bıraktığında nefes nefese idi. Şu an o kadar fazla şey oluyordu ki hangisini düşüneceğini şaşırmıştı. Wade bütün o şeyleri yapmış olamazdı değil mi? Daha demin birbirlerinden bir şey saklamayacaklarını söylemişti. Jarvis bir hata falan yapmış olmalıydı.
Belki de gidip ona sormalıydı ama 'Sen bunları nereden öğrendin?' derse ne cevap verecekti? Ayrıca daha yeni bir tartışmanın içinden çıkmışlardı. Eğer bunlar doğru değilse bir yenisi daha olabilirdi ki Peter kesinlikle böyle bir şey istemiyordu.
Yan dönüp dizlerini karnına doğru çektiğinde Keşke Loki burada olsaydı, diye düşündü. O çok zekiydi ve emindi ki bütün bunlara bir çözüm bulabilirdi. Çözüm bulmasa bile yanında olması yeterliydi esmer genç için.
Bir haftadan fazladır onu görmüyordu, özlemişti... O kadar şey olmasına rağmen büyü ile bile gelmediği için merak ediyordu. Odasında olduğu o bir haftada onu çağırmayı denemişti ama yine yoktu. Başına bir şey mi geldi acaba diye düşünmeden edemiyordu. Ya da belki sadece Peter'dan ve sorunlarından bıkmıştı. Artık kendisini sevmiyor olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Re-Hope (SpideyPool)
FanfictionPeter Parker'ı kimse sevmemişti. Ne annesi ne de babası. Sevgi nedir bilmiyordu tâki Wade Wilson hayatına girene kadar. ********** "Peter, biliyor musun popon çok güzel." "Ne?!" "Hayır dur bu olmadı. Başka bir iltifat bulmam lazım. Buldum! Biliyor m...