XXII

2.6K 230 273
                                    

Öncekile bir şey söylemek istiyorum. Harry ve Peter'ın Wade'i o barda görmelerinin sebebi Harry ile Wade'in orada sıksık takılmaları. Yani hani şey derseniz diye dedim. Koskoca şehirde Wade o ikisinin gittiği barı mı buldu falan diye. Açıklamak istedim . Umarım Peter'ın verdiği tepkiyi fazla abartmamışımdır. Her neyse yorum yapmayı unutmayın iyi okumalar... Birde söylediğimden erken geldi biliyorum ama boş zamanım olunca bitiri verdim işte.

Peter'ın anlatımı:

Hayatta bazı anlar vardır. Hani böyle deli gibi ağlamak istersiniz fakat yapamazsınız. Bunun yerine çenenizi sıkarsınız, öyle sıkarsınız ki kırılacak gibi olur ama yine de yaparsınız. Acımasına rağmen. Sonra dolan gözlerinizi yaşlar akamasın diye gökyüzüne çevirir ve kalbinizde ki acıyı yok saymaya çalışırsınız ya. İşte tam onu yaşıyordum şu an.

Gördüğüm şeyden sonra hiçbir şey söylemeden oradan ayrılmıştım. Harry beni durdurmayı denemişti ancak duramamıştım işte. Biraz daha dursam ağlardım çünkü biliyordum.

Şimdi de boş bir sokakta yağmur hafif çiselerken sol tarafımdaki o yabancı acı ve hayal kırıklığı ile nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Ağlamama çabam yüzünden çenem iyice acımaya başlamıştı ama bırakamazdım. Bırakırsam ağlardım.

Ağlayamazdım işte. Seviyorum yalanı ile beni kandıran, inandıran ve parçalara ayıran birisi için ağlayamazdım. Ağlamayacaktım!

Olanlar aklıma gelince kalbimi bir acı dalgası daha esir alırken yumruk yaptığım elimi daha çok sıkıp tırnaklarımın tenime batmasını sağladım.

Aşkı sadece filmlerden bilirdim ben. Hiç yaşamamıştım ve belkide hayatımda ilk defa birisine karşı böyle hisler beslemiştim. Peki sonuç? Yine yere çakılmıştım işte. Fakat bu sefer çok daha fazla acımıştı canım.

Oysa Loki, aşkın güzel bir duygu olduğunu söylemişti, bende ona inanmıştım. Güzel olan bir şey nasıl bu kadar acıtabilirdi? Madem güzeldi neden şu an gülmek yerine ağlamak istiyordum? O da mı yalan söylemişti bana?

Aptaldım! Gerçekten aptalın tekiydim. Birinin beni koşulsuz sevebileceğine bir an bile olsa inanarak aptallık etmiştim. Harry beni uyarmıştı halbuki. Ona değil güvenmem gereken en son insana güvenmiştim. Aptallık değil de neydi bu şimdi?

Ne kadar daha yürüdüm bilmiyorum. Sonunda bir sahile gelmiştim. Üşüyordum, hava o kadar soğuktu ki bütün hücrelerim tirtir titriyordu sanki. Ama umursamadım.

İlerideki iskeleye doğru çevirdim adımlarımı. En ucuna gelene kadar durmadım. İskele oldukça uzundu, su burada derin olmalıydı ve ben yüzmeyi bilmiyordum. Keşke biraz cesur olabilseydim. O zaman bütün bu acılara son verebilirdim. Yağmur biraz daha hızlı yağmaya başlarken yüzümü gökyüzüne çevirip çenemi sıkmayı bıraktım.

Dudaklarımın arasından titrek bir nefes çıkarken sol gözümden sıcak bir damla yaş aktı yanağımdan aşağı. Ve işte bu son nokta oldu.

Dizlerimin üzerine çöküp kalbimdeki bütün acıyla haykırdım. Sessiz gece sesimle süslendi. Bugüne kadarki hayal kırıklıklarımı kustum, hapsettim karanlığa acı çığlıklarımı. Boğazım acıyana ve yoruluncaya kadar bağırdım.

Haykırışım boğazımdan gelen derin hıçkırıkla son bulurken kendimi soğuk, tahta zemine bıraktım ve bağırarak ağlaya başladım.

Wade'i başkası ile gördüm diye ağlamadım. Farkettiğim gerçeğe ağladım. Ve bunca zamandır inandığım aptal düşünceme. Birinin beni sevebileceğine inanmıştım. Ama sevmeyecekti işte. Kimse sevmiyordu ve sevmeyecekti beni. Bir insanı onu doğuran kadın bile sevmiyorsa başka kim sevebilirdi?

Re-Hope (SpideyPool)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin