Loki koltukta oturmuş karşısında kendisini izleyen esmer adama bakıyordu. Diğerleri de onların etrafında oturmuşlardı. İkisi arasında mekik dokuyordu bakışları. İki adam da her an birbirlerinin üzerine atlayacak gibiydi. Şu an salonun ortasından filmlerdeki gibi çalı yumağı geçse şaşırmazlardı.
"Peter'la aranızda nasıl bir ilişki var?" diye sordu Tony. Loki kollarını önünde bağlayıp dudaklarını yaladı. "Sana ne?"
"Ben onun babasıyım!"
"Bundan banane."
"Ciddi anlamda sinirlerimi bozuyorsun Loki. Sorularıma doğru düzgün cevap ver!"
"Öyle yapıyorum zaten, kendimce tabii." Esmer adam sinirli bir nefes bırakıp şakakların ovdu. Loki ile konuşmak dünyayı kurtarmaktan bile daha zordu.
"Dinle, son kez soracağım ve sen de her şeyi anlatacaksın."
"Hayır anlatmayacağım! Peter'a söz verdim O izin vermeden tek kelime söyleyemem." Tony sinirle kalkıp Loki'ye doğru adımlarken Thor çekici ile onun önünde dikilmişti. "Ağır ol Stark! Ona dokunabileceğini sana kim söyledi?"
"Çekil önümden kas yığını, bu seni ilgilendirmiyor."
"Loki ile ilgili her konu beni de ilgilendirir." Esmer adam ona hayretle bakarken Loki'de ayağa kalkmış Thor'un arkasından ona zafer kazanmışcasına gülümsüyordu.
Clint "Yoksa Peter ile birlikte misiniz? Tanrı aşkına bu çocuğun kaç sevgilisi var?" diye araya girince bütün bakışlar Loki'yi bulmuştu. "Odin'in sakalı! Elbette hayır!" diye itiraz etti hemen ancak şüpheli bakışların hala sürdüğün görünce oflayıp pes etti. "Biz onunla şey gibiyiz, baba-oğul."
"Ne?" dedi hepsi bir ağızdan. Thor hariç çünkü o az çok ne olduğunu biliyordu zaten. Tony sarışın tanrının yanından geçip Loki'nin karşısında durdu ve işaret parmağını göğsüne bastırıp "Baba-oğul? Baba? Sen?" dedi sorarcasına.
"Evet Stark! Baba! Ben!"
"Hah, sana inanmamızı mı bekliyorsun yani? Ne dedin de kandırdın Peter'ı? Amacın ne Loki?"
"Kimseyi kandırmadım ben. Senin aksine onu önemsiyorum, seviyorum."
"Sen ve birini sevmek? Kötülük dışında yapabildiğim bir şey var mı ki senin?"
Loki cevap vermedi. Karşısındaki aptala laf anlatmaya çalışmak tamamen zaman kaybıydı çünkü. Kendisini kimseye kanıtlamak zorunda değildi.
O sırada Clint yanındaki kadına doğru eğilip "Keşke çerez getirseydik, böyle hiç tadı çıkmıyor." diye fısıldadı sırıtarak. Natasha ona bakıp "Bence de ama böyle de oldukça eğlenceli." dedi.
Bruce ise ikisine nasıl bir kafada olduklarını anlamak istercesine bakıyordu. Gerçi o neden burada olduğunu bile bilmiyordu. Kim kimin çocuğu, Peter'ın babası kim, neden Loki'yi sorguluyorlar hiçbir fikri yoktu. Sadece kahve almaya gelmişti ama kendisini birden olayların içinde bulmuştu.
Odada sessizlik ve gerilim sürerken ince bir ses duyuldu. "Baba?" Gözler o tarafa döndü. Peter birkaç metre ötede üzerinde Hello Kitty'li pembe pijamaları dağınık saçları ve kısık gözleri ile durmuş onlara bakıyordu Ve Lanet olsun çok tatlıydı.
Loki ve Tony aynı anda "Efendim." diye cevapladılar ve öfkeli bakışlarla birbirlerine dönüp sonra tekrar esmer gence baktılar. Peter Tony'ye göz ucuyla bile bakmadan Loki'ye doğru paytak adımlarla yürüyüp beline sarıldı ve başını göğsüne yasladı.
Tony olanları izlerken hissedeceğini bilemiyordu. Kabul fena koymuştu. Diğerlerinin ise dudakları 'o' şeklini almışdı. Az da olsa esmer adama acımışlardı. Aslında oldukça acımışlar dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Re-Hope (SpideyPool)
FanfictionPeter Parker'ı kimse sevmemişti. Ne annesi ne de babası. Sevgi nedir bilmiyordu tâki Wade Wilson hayatına girene kadar. ********** "Peter, biliyor musun popon çok güzel." "Ne?!" "Hayır dur bu olmadı. Başka bir iltifat bulmam lazım. Buldum! Biliyor m...