Peter okulun bahçesinde ki ağacın altına oturmuş bugün Wade'e ne bahane uyduracağını düşünüyordu. Nerdeyse dört haftadır proje için çalışmamışlardı çünkü esmer genç sürekli onu geçiştiriyordu. Aslında geçen hafta bunun için Wade'in evine gitmişlerdi ama pek iyi şeyler olmamıştı.
Flashback
"Ah, Wade. Daha hızlı ol. Neredeyse yakaladın hadi." Peter koltuğun tepesine çıkmış koltuğun kenarına doğru eğilmiş olan gence bağırıyordu.
"Peter bağırmayı kes! Bu sikik canavar zaten yeterince baş belası çıktı. Tanrım buraya gelirken hayal ettiğim şey bu değildi."
"Söylenmeyi kes de şu örümceği yakala. O şey cidden korkunç."
Peter ile ders çalışırlarken genç adam birden yerde dolaşan örümceği görmüş ve kıyameti koparmıştı. Dakikalardır da örümceği yakalamaya çalışıyordu Wade.
Sonunda yakaladığında götürüp camdan attı. Arkasını dönüp Peter'a baktığında hala koltuğun üstünde olduğunu gördü.
"Güzelim hadi in aşağı bak attım dışarı onu hadi."
Peter kafasını iki yana sallayıp dudaklarını büzerek " Ya başkalarıda varsa. Ya koca bir sürüleri varsa ne yapacağız."
Wade onun bu tatlığına gülmeden edemedi. Koltuğa doğru yaklaştı. "Seni kucağıma almamı ister misin?"
Peter'ın tatlı suratı yerini sinirli bir ifadeye bıraktı. "Saçmalama bebek miyim ben?"
"Burdan bakınca benziyorsun biraz."
"Ha ha ne komik. Her neyse ben gidiyorum bir daha da beni öldürseler buraya gelmem." Bunu derken hala koltuktan inmemişti.
"Hatırlatmak isterim koltuk kendi kendine ayaklanıp seni dışarı çıkaramaz. Gitmek için oradan inmen lazım."
Peter durup sağa sola bakındı. Başka çaresi olmadığını anlayınca kollarını havaya kaldırıp Wade'e doğru uzattı.
'Tamam. Gel hadi. Beni kucağına al sonrada buradan çıkar. Bu günlük korku dozumu aldım."
Ela gözlü olan diğerine anlamazca bakıp "Sen ciddi misin?" diye sordu. Peter yine sinirle "Şaka yapıyor gibi mi duruyorum." dedi.
"Tamam tamam kızma. Geldim." Wade aptal aptal sırıtarak kollarını Peter'a uzattı. Kabinin ritmi aniden değişmişti.
"Gülmeyi keser misin?"
"Ah tabi üzgünüm." Peter kollarını ela gözlü gencin boynuna doladı ve bacaklarını beline sardı. Wade'de onu belinden sıkıca kavradı düşmemesi için. Yüzleri aniden yakınlaşınca esmer genç yüzünün yandığını hissetti.
"Daha bekleyecek misin yoksa beni şu kapıya doğru götürecek misin?"
Wade hipnoz olmuş gibi baktığı kahve gözlerden bakışlarını zar zor çekip kendini toparladı. "Aslında koridorun sonunda daha güzel bir yere açılan bir kapı var. Eminim orada çok güzel şeyler yapabiliriz."
Peter onun ne kastettiğini anlayınca utançla bakışlarını kaçırdı. Sertçe Wade'in omuzuna vurmaya başladı. "Seni pis sapık. Nasıl böyle konuşabiliyorsun. Çabuk beni yere indir. Sana diyorum beni indir."
"Peter yerde örümcek var!" Peter duyduğu şeyle ufak bir çığlık atarak kollarını kucağında durduğu gence daha çok sardı ve kafasını boynuna gömdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Re-Hope (SpideyPool)
FanfictionPeter Parker'ı kimse sevmemişti. Ne annesi ne de babası. Sevgi nedir bilmiyordu tâki Wade Wilson hayatına girene kadar. ********** "Peter, biliyor musun popon çok güzel." "Ne?!" "Hayır dur bu olmadı. Başka bir iltifat bulmam lazım. Buldum! Biliyor m...