Evet millet 1K'yı geçtik. Çooooook mutluyum. Bunların hepsi sizin sayenizde. Kitabımı okuyan herkese teşekkür ederim. Şu aralar bana moral veren tek şey kitap yazmak ve sizin yaptığımız güzel yorumları gördükçe moralim daha da yükseliyor. Bunun içinde çok teşekkür ederim.
Bu bölüm hikâyede ki en uzun bölüm olacak. Tam 2350 kelime. Umarım beğenirsiniz. İyi ki varsınız.❤💙💚💛💜
"Bay Parker, telefonunuz yirmi yedi dakikadır çalıyor."
"Haa?"
Peter yatakta diğer tarafa dönüp yorganı kafasına kadar çekti. Gece bir kaç kabus gördüğü için uyuyamamıştı. Ve şu an Jarvis'in sesini duymayı falan istemiyordu.
"İsterseniz sizin yerinize cevaplayabilirim."
"Tamam."dedi uykulu sesiyle. Sonra da odada Harry'nin sinirli sesi yankılandı.
"Peter neden cevap vermiyorsun? Yarın saattir seni arıyorum. Hani konum atacaktın." Peter telaşla kalkmaya çalıştığında yorganına dolandı ve sesli bir şekilde yere düştü.
Esmer genç 'birisi beni sürekli düşüp durmam için lanetlendi mi" diye düşünürken Harry endişeyle "İyi misin? Orada neler oluyor?"diye sordu.
Sonunda yorgandan kurtulmuştu ama nefes nefeseydi. "İy-iyiyim iyiyim. Siz buraya gelecektiniz değil mi? Doğru evet tamamen unuttum üzgünüm. Uyuyakalmışım."
"İyi o zaman seni affettim. Uykunun ne kadar tatlı bir şey olduğunu bilirim. Şimdi konum at da gelelim hadi."
"Şey eee ta-tamam." Ardından telefon kapandı. Peter hemen ayağa kalıp odada ileri geri dolaşmaya başladı. Sinirle elini saçlarından geçirdi.
"Aahhh, lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun! Ben şimdi ne bok yiyeceğim. Tanrım lütfen babamın görevi falan çıksın, lütfen." Telaşla ne yapacağını düşünürken aklına gelen şeyle telefonu hızla eline alıp konum gönderdi.
Şimdi yapması gereken tek şey Tony'yi evden göndermekti. Ama nasıl yapacaktı ki daha odasından bile çıkamıyordu. O sırada kapı tıklatıldı. Peter ileri geri yürümeyi bırakıp durdu ve "Gel."dedi.
Kapı açılıp içeri Steve girince ağızı şaşkınlıkla kocaman açıldı. "Oha!"
Steve donup kalan Peter'a gülümsedi. "Merhaba Peter. Müsait misin?"
"Ha ne? Ben e-evet müsaitim."
Sarışın adam kapıyı kapatıp elindeki tepsiyi çalışma masasının üzerine koydu.
"Ben Tony'yi ziyarete gelmiştim. Ona seni sorduğumda bana cezalı olduğunu söyledi. Sanırım biraz yaramazlık yapmışsın. Jarvis bana hala kahvaltı yapmadığını söyleyince bende sana bir şeyler hazırlayayım dedim. Hemde biraz sohbet ederiz diye düşündüm."
"Tabi olur." Steve yatağa oturup Peter'in yemeğini yemesini bekledi ama genç adam öylece durmaya ve kendisine bakmaya devam ediyordu.
"Sen iyi misin? Bir sorun yok değil mi?" Peter aklına gelen fikirle Steve'in yanına oturdu. Şu an ona sadece kaptan amerika yardım edebilirdi fakat nasıl anlatacağını bilmiyordu.
"Hayır ama acaba sizden bir şey rica edebilir miyim? Bir konuda yardıma ihtiyacım var da."
"Eğer yapabileceğim bir şeyse elbette."
"Şey bugün benim arkadaşlarım buraya gelecekte. Hatta şu an yoldalar. Ama babamın yabi Bay Stark'ın haberi yok ve kızabilir."
"Tony böyle bir şeyle neden kızsın ki? Bu gayet normal bir şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Re-Hope (SpideyPool)
FanfictionPeter Parker'ı kimse sevmemişti. Ne annesi ne de babası. Sevgi nedir bilmiyordu tâki Wade Wilson hayatına girene kadar. ********** "Peter, biliyor musun popon çok güzel." "Ne?!" "Hayır dur bu olmadı. Başka bir iltifat bulmam lazım. Buldum! Biliyor m...