Asya GÖKTEN:
Sırtımı Kağan'ın sert göğsüne yaslamış, ayaklarımı kıvırmış koltuğa doğru uzatmış dergiden eşya bakıyordum.
Kağansa bir elini bacağıma koymuş, kafası boynumda diğer eliyle hoş olabilecek eşyaları gösteriyordu.
Böyle eşya bakmak güzeldi. Bana demin muhabbetini yaptığımız evlilik mevzusunu hatırlatıyordu.
Bir elimi dergiden çekip Kağan'ın yüzüne koydum. Çenesini ve yanağını okşarken elime öpücük kondurdu. Gülümseyerek elimdekine bakmaya devam ettim.
Hoşuma gidenleri işaretleyip bazılarını da bizimkilerin evleri için onlara gönderiyordum. Bir süre sonra seçme işi bitmişti. Bazılarını da kendim gidip alacaktım. Evdeki eşyaları da toplamam lazımdı. Ay çok iş var!
"Bunları mağazaya gönderirim en yakın zamanda getirirler." dediklerine kafa salladım.
"Zaten temizlikçisi varmış sitenin ev temiz ben yine de gelir düzeltirim. Sonra yerleştiririm."
"Sen bilirsin güzelim"
Ben biraz daha ona sarılı kalırken telefonumun çalmasıyla biraz kollarından sıyrıldım. Rüzgar abimdi.
"Efendim abi"
"Nasılsın Asya'm? Ağrın var mı?"
"Yok abi iyiyim."
"İlaçlarını içtin mi?"
"Birazdan içeceğim. Sen napıyorsun?" bu sırada Kağan saçımı okşuyor, boynuma öpücük konduruyordu.
"Hiç ben de iyiyim." sesi garip gibi geliyordu.
"Abi sen iyi misin? Sesin garip geliyor?" sonra abimle Leyla ablamın sesleri gelmeye başladı.
"Hayır değilim! Yeter!" sert sesiyle irkildim.
"Sen bana bak bakayım. Artistliğin kime lan! Rahat bırak kızı!
Ama Leyla'm o benim kardeşim!
Beni eve götürdüğün günleri çabuk unuttun Rüzgar! Farkındaysan Asya bile bizi evde öğrenmişti. Biraz rahat bırakın kızı! Şimdi o telefonu kapat. Yoksa alır münasip taraflarına sokarım! Sinir etme beni!
Tamam karıcığım ne dersen o. " sonra bana hitaben konuştu"Duydun Asya tam korumadasın. Yanındaki adamdan gram haz etmiyorum! Yine de keyfine bak bebeğim. Bir şey olursa ararsın."
"Tamam abi görüşürüz."
Telefonu kapatıp geriye yaslandığımda Kağan'ın karnındaki eli yüzüme doğru geldi. Başımı kendine çevirdiğinde masmavi gözlerinde kaybolurken konuştu.
"İlaçların saati var mı?"
"Günde 3 kere." saatine baktı.
"Ne yemek istersin?"
"Evde malzeme var mı? Daha doğrusu tencere falan varsa markete sipariş ver yapalım."
Kafa sallayıp ne istediğimi sordu. İstediklerimi sıralayınca biraz daha oyalanıp telefonu kapattı.
Elimi yüzüne uzatıp yeni tıraş olan yanaklarını okşadım. Gözlerini gözlerime kenetledikten sonra belindeki eli ağır ağır hareket etmeye başladı. Diğer eli yüzüme çıktı. Ortamın yoğun havası yanaklarımı kızarttı. Kızaran yanaklarımdan sonra ağır ağır dudaklarımı okşadı.
"Eğer istemiyorsan geri çekil, anlatmadıkların için fırsat tanıyorum. Ne olduğunu bilmediğim bir konuda nasıl davranacağımı bilmiyorum."
"Şuan anlatmaya hazır hissetmiyorum. Ama sana güveniyorum ve yanındayken sadece bu anda yaşıyorum. Ne geçmiş ne gelecek..."
"Asya'm, nefesim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcı Hanım (Güçlü Kadınlar Serisi - 1)
Tiểu Thuyết ChungAşkın sizi nerede bulacağını bilemezsiniz. O da bilmiyordu bilemezdi. Yine aynı sıradan gün dediğinde o günün aslında son sıradan günü olduğunu bilmiyordu. Aşkın ne kadar güzel, deli ve inatçı olduğunu bilmediği gibi. Vatan aşkıyla yanıp tutuşan ko...