52.bölüm: Hastane

5.8K 407 50
                                    

Keyifli okumalar. 💚🍀

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.



Önümdeki yemeklere yabancı madde gibi bakarken annem kaşığı beş yaşında çocuğa tutar gibi ağzıma uzatmış yememi bekliyordu.

"Anne utanmasan uçak geliyor diyeceksin!"

"Eğer öyle yiyeceksen derim Asya. Hadi ye kızım ilaç içeceksin." suratımı asıp omuz silktim.

"Bana ne anne bu yemekler tatsız tuzsuz sevmedim ben."

Annem sinirle elindeki kaşığı bırakırken ayağa kalktı. Derin bir nefes çekti odadaki bütün oksijeni almak istiyordu sanki.

"Emin ol sana doğduğun günden beri böyle zor yemek yedirmedim Asya. Her yemeği havada kapardın." o isyan ederken kapı açıldı. İçeri Kağan girdi.

Uyanalı iki gün olmuştu ve herkesi yaşadığıma ikna etmiştim sonunda. Kağan da ilk gün gördüğüm gibi değildi neyse ki. Üzerinde koyu lacivert bir gömlek ve kot pantolon vardı. Ellerinde poşetlerle içeri girip hafifçe tebessüm etti. Anneme selam verip yanıma geldi ve alnımdan öptü. Gülümsedim.

"Nasılsın?"

"Kötüyüm, açım ben ve bana yemek vermiyorlar." kafasını iki yana sallayıp yanımdaki sandalyeye oturdu. Annem de bana yemeği her türlü yedireceğini bilerek gülümseyip dışarı çıktı.

"Yemeyeceğim işte Kağan tatsız bunlar." eline kaşığı alıp tabağa uzanırken aşık olduğum gülümsemelerinden birini sundu bana. Hayran kalmış şekilde gamzelerine bakarken sözleriyle iç çektim.

"Bugün sana bir şeyler almak için mağazaya girdim. Pijama aldım. Yanında anne kız takımları vardı." diye söze başladı. İlaç içeceğim, yemek yiyeceğim zaman, kısaca yapmamı istediği şeylere itiraz etmemem gerektiğinde bunu yapıyordu. Beni etkisi altına alıp hayallere dalmamı sağlıyordu. Ve sözlerini kısa kesiyor kalanını hayal gücüme bırakıyordu.

Gözlerimin önüne Kağan'ın kucağında baba diye bağıran çocuklar geldiğinde kendime engel olamadan bir daha iç çektim. Ağzıma ne zaman aldığımı bilmediğim lokmayı yerken gülümseyen Kağan'a baktım.

Saçlarını geriye taramıştı. Gömleğinin üstten birkaç düğmesi açıktı teni çok güzel görünüyordu. Yüzü pürüzsüzdü sanırım sabahtan Karargaha uğramıştı. Çünkü öğle yemeğime ancak yetişebilmişti.

Gözleri benim önümdeki yemeklerdeydi bir kaşığı daha ağzıma uzattığında itirazsız aldım. Çenesinden tutup kendime çevirdim ve mavi deniz gözlerine daldım. Parmağım yanağında dolaştı. Biraz dudaklarını okşadım. Ben bunları yaparken o da gülümsüyordu gamzesine hayranlıkla baktım. Çok karizmatikti.

Bense... Bundan bahsetmek istemiyorum açıkçası. Çünkü saçlarım sürekli yattığım için karışıyordu ve benim toplamaya mecalim yoktu. Daha duş alamamıştım ve berbat kokuyordum. Yine de Kağan bunu umursamayarak uzun uzun sarılıyordu. Yağlanan saçlarım beni fena halde rahatsız ediyordu.

Bu berbat halime Kağan aşkla bakıyordu ki işte o zaman bu adamın kör olup olmadığından şüpheleniyordum.

Ben Asya Gökten. Mükemmellik abidesi olduğunu savunan egoist bir manyak olarak 'çirkinim' diyordum yine de Kağan çok güzel bakıyordu.

Acaba gerçekten kör müydü? Tövbe ya saçmalama Asya.

"Bitti."

"Hı?" Saçma mırıldanmama güldü.

"Yemek yavrum. Bitti." hiç şaşırmadım nedense yine aklım dağılmıştı.

"Bitsin ne yapayım."

Savcı Hanım (Güçlü Kadınlar Serisi - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin