Yol hızla akıp giderken arabanın içi boğucuydu. Asya bunu bozmak için hamle yapmayı düşünse de nasıl tepki alacağını bilmediği için susuyordu. O kendi düşünceleriyle boğulup yola odaklanırken sessizliği Zeynep bozdu.
"Baya geniş bir çevren var galiba?" Asya'ya yönelik olan sorunun soruluş amacı kötü yöndeydi ve herkes bunun farkındaydı. Demet kızını susturmak için hamle yapacakken Asya tarafından durduruldu. Elini Demet'in susması için kaldıran Asya arkada oturan ve ona nefretle bakan iki kıza baktı aynadan.
"Evet fazlasıyla geniş bir çevrem var. Neden sordun?" genç kız gözlerine nefretle bakarak konuştu.
"Bencilsin fazlasıyla. Bizimle ilgilenmiş gibi yapıyor ailene de böyle gösteriyorsun ama kendini düşünmekten başka hiçbir şey yapmıyorsun." onun sözlerini Zeliha devam ettirdi.
"Zeynep haklı şimdi de bizi alışverişe götürüyorsun çünkü insanlar sözünde durunca egonu pohpohluyorsun. Mesleğini bile bu yönde seçmişsin! Emir vermeye bayılıyorsun, insanların senin sözünde durmasını istiyorsun! Çünkü bu sun insanlara tepeden bakan, onları ezen, sadece kendi istediği için ailesini bölen, giden ablasının arkasından üzülmeyen, onu düşünmeyen!-"
"YETER ARTIK ZEYNEP, ZELİHA ! KESİN SESİNİZİ!" arabanın içinde yankılanan ses Asya'nın aksine Demettendi.
"Hayır susma konuş. Ne istiyorsan söyle." Asya'nın sözleriyle daha da sinirle konuştu Zeliha.
"Senin yüzünden annem bile bana bağırıyor. Herkes sana melekmişsin gibi tapıyor ama öyle değilsin ve şeytan boynuzlarını görebiliyorum! Belki çok konuşmadım şimdiye kadar çünkü hepsi senden iğrendiğim ve bunu söylemeye bile tenezzül etmediğim içindi. "
Zeliha'nın sözleri kalbini kor gibi yakarken yüzü ifadesizdi Asya'nın. Bu herkesi şaşırtsa da yüzünü bozmadan Zeynep'e baktı.
"Konuş sen de içinde kalmasın." ona iğrenir halde baktı genç kız.
"Senden nefret ediyorum!"
İçinde yanan ateş daha da harlandı. Yola bakmaya devam etti. Bu sırada asla yapmayacağı şeyi yapıp telefona baktı. Hızla Aslı yengesine mesaj atıp telefonu kapattı. Aradan geçen birkaç dakikanın ardından büyük bir alışveriş merkezinin önünde durdu. Topidoya uzanıp 3 tane telefon çıkarttı. Hepsini Demet'e verdi.
"Hepsi aynı model, rehberde de aynı numaralar var. Hangisini alsanız fark etmez yani. Annemlerin gelmesi yakındır." sonra bir tane de zarf çıkarttı. "Bunları da onlar gelene kadar kullanırsınız. " zarfın içinde para vardı.
"Bizi burada bırakacak mısın yani?" cevap vermeye tenezzül etmeden kafa salladı. Onun bu hareketinden sonra çocuklar hızla ayrı kapılardan inip çarptılar. Arabasını çok seven Asya buna bile bir şey demedi. Çocukların ardından konuşmak isteyen Demet'e baktı. Kadının ağzını açmasına izin vermeden konuştu.
"Senin bir suçun yok boş ver. Bununla istediğinizi alın zaten bizimkiler gelince kendi öder." mahcubiyetle kafa salladı Demet.
"Her şey için çok teşekkür ederim Asya."
"Önemli değil" hızla arabadan inen kadının ardından baktı Asya tam gidecekken kapı yine açıldı.
"O adamla da mutlu olmayacaksın. Sen mutlu olmayı hak etmiyorsun. İnsanların mutluluğuna mani olduğun için mutlu ve huzurlu olmayacaksın. Öyle bir insansın ki evdeki varlığın bile beni oradan gitmeye itiyor. Sen orada olmasan daha mutlu olurduk. "
Demin arabanın içinde yankılanan seslerde bile bu kadar yıkılmamıştı Asya. Huzur bulduğu yuvasında başkalarına rahatsızlık verdiğini öğrenmek canını fena yakmıştı. Bütün yıkılmışlığıyla sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcı Hanım (Güçlü Kadınlar Serisi - 1)
Ficción GeneralAşkın sizi nerede bulacağını bilemezsiniz. O da bilmiyordu bilemezdi. Yine aynı sıradan gün dediğinde o günün aslında son sıradan günü olduğunu bilmiyordu. Aşkın ne kadar güzel, deli ve inatçı olduğunu bilmediği gibi. Vatan aşkıyla yanıp tutuşan ko...