Asya Gökten :
Kulağıma yaklaşıp fısıldadı.
"Yanakların kızardı. Sanırım yalan söylediğinden."
"Hiçte bile" yalandan yüzüm kızarmazdı.
"O zaman bu kadar yakın olduğum için mi?" öyle bir sinirlendim ki onu orada parçalayabilirdim. O ne demekti ya
-adam doğuruyu söyledi Asya kendini kandırma
Ne gerçeği ve yok öyle bir şey
-kızım adam daha demin dibindeydi. Eli belindeydi
Ay evet öyleydi dimi. İsmini bilmediğim ama mükemmel bir kokusu vardı. İnsanın kafasını boynuna gömüp kokuyu kaynağından alası geliyordu. O gözler neydi be. Öyle bir mavi var mıydı? Varsa sadece bu adamdaydı. Hele o dağılmış simsiyah saçla-
-bir de bana laf edersin kızım yavaş adamı yemişsin. Bu adam da fark etmiş işte adama laf söyleyemezsin ki.
Beni bir daha haksız duruma düşürme. Sen benim tarafımı tutmak zorundasın.
-yoo ben gerçekçi tarafım senin şu durumunun da çok iyi bir adı var
Yok neyse ne kes sesini!İç sesimle ettiğim kavgadan sonra kafamı düzgün toplayamamıştım. Yok bu kız ne dediğini bilmiyor.
-ben senim salak
Hayır! KES SESİNİ!🍀🍀🍀
Aşağı inerken bile hala sinirliydim. Yukarı kimseyi çıkarmamış heryerini kendim temizleniştim. Bu kadar sinirlenmemde biraz - ama çok çok az- iç sesimin haklı olması da etkili olabilirdi.
"Ay kızım çok yorulmuşsundur gel otur."
"Kızım iyi sen yaptın orayı burası çok pisti. Bir de benim kızın ağzı hiç susmadı."
"Anne aşk olsun."
"Olmasın!"
"Allah seni napsın. Salak ne bağırıyorsun! Korktum ya!"
"Niye aşk olmasın kuzum?" hass.. Nermin Teyze.
"O manada değil ya konuşmuştur bu geveze ondan. Lafı düzgün anlayın." aha annem. İkisinde de aynı bakış. 'ne saçmalıyorsun sen?'
"Tamam kuzum anladık biz."
"Aman diyim düzgün anlayın annem." hay şansıma ya
"Tamam kızım anladık. Kağan nerde kaldı ya. Özlem abini aradın mı?" niye gerildim ki. Tövbe ya
"Aradım anne geliyormuş."
"Ee çabuk gelsin saat kaç oldu!"
"Tamam anne söyleyeyim."
Midem düğüm düğümdü. Bir şey yiyebilecek gibi değildim. Evet evet ben. Asya Gökten. Acıkmamıştım.
...
Yaklaşık yarım saat sohbet etmiştik daha doğrusu diğerleri etmişti ben de telefona bakmıştım. Annemin bakışları üstümdeydi. Geçen günlerde doğru düzgün konuşamamıştık. Bugün konuşacağımız belliydi.
Çalan kapıyla Özlem kalkıp açmaya gitmişti. Geldiğinde arkasında eli dolu bir dağ ayısı vardı. Yüzüne bile bakmadım.
"Anne nereye koyayım?"
"Getir oğlum acıktı insanlar. Neredeydin sen?!"
"Karargahta anne. Bizimkilerle eksikleri tamamladık."
"Yemek yedin mi?"
"Yemedim anne."
"Tamam gel o zaman."
Karşıma geçip oturdu. Bana baktığını hissetsem de ona bakmadım. Karnım açtı ama yiyesim yoktu. Tabii bu durum paketi açıncaya kadar sürdü. Yemek şu hayattaki en büyük zaaflarımdan biriydi. Hemen açıp yemeğe başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcı Hanım (Güçlü Kadınlar Serisi - 1)
Fiksi UmumAşkın sizi nerede bulacağını bilemezsiniz. O da bilmiyordu bilemezdi. Yine aynı sıradan gün dediğinde o günün aslında son sıradan günü olduğunu bilmiyordu. Aşkın ne kadar güzel, deli ve inatçı olduğunu bilmediği gibi. Vatan aşkıyla yanıp tutuşan ko...