Kulağına eğilip "Salak değilim ve ne yapmaya çalıştığının farkındayım. Sen sevdiğim bir insansın bu yüzden ŞİMDİLİK bir şey demiyorum." özellikle şimdilik kısmına vurgu yapmıştım. İnsalar gittikten sonra özel olarak kesinlikle konuşacaktım.
Kafamı kaldırıp Savaş'a baktığımda bizim biraz ilerimizde olduğunu gördüm. Kızın ilgisinden de baya memnun olmalıydı.
" Savaş hadi oğlum gidiyoruz!!"
"Çok güzel. İyi baktığınız belli oluyor."
"Teşekkürler. Bu arada tam tanışmadık ben Asya. Ve resmiyete gerek yok."
"Ben Özlem. Memnun oldum."
"Bende tatlım. Hadi oğlum!"
Savaş'ın da bana doğru gelmesiyle kızın ikizi olduğunu düşündüğüm çocuk da yanımıza geldi.
"Seninle de tam tanışmadık ben Asya."
"Ben de Özgür. Memnun oldum."
"Ben de neyse çocuklar sonra görüşürüz." ikisine de veda ettim. Nermin Teyze' nin yanına yanaşıp
"Bülent daha haber vermedi herhangi bir şey olursa haber ver tamam mı?"
"Sen merak etme" ona güveniyordum çünkü ciddi konularda son derece dikkatliydi.
Savaş'ın tasmasını takıp yürümeye başladım. Aynı zamanda kendi kulaklıklarımı da taktım. Herzaman ki gibi sabah koşumuzu tamamladıktan sonra eve dönerken daha yavaş bir tempoda yürüdüm. Tabii Savaş ne kadar şikayetçi olsa da şuan yürümek ve kendimi çalan şarkılara vermek istiyordum.
Evin önüne gelince boşluğu fark ettim. Çiçeği gezdirdikten sonra arabayı oraya koyardım. Çiçek diğer köpeğimdi. Kördü ve duymuyordu bu yüzden özel bakım gerektiriyordu. Bir gün dışarda gezerken görmüştüm. Durumunu anlamam için veterinere götürmüştüm. Sonra barınağa bırakılmıştı ama işini düzgün yapmayan insanlar yüzünden kötüleşmişti ben de yanıma almıştım. Yıllar süren tedaviler sonucunda en azından refleksleri mükemmelleşmişti. Şuan normal bir hayvan gibiydi. Ben yine de ona özel ilgi gösteriyordum.
Bahçe kapısını açıp Savaş'ı içeri koydum. Çiçeğin kulubesinin önüne geldim. Benim gelmemle kokumu almış ve bana doğru gelmişti. Çiçekse Savaş' ın aksine bembeyazdı, tüyleri de yumuşacaktı.
Kapıdan gelen sese döndüm. Özlem ve yanında sarışın bir kız vardı.
"Gençler?"
"Ay bu çok tatlı! Şey abla biz Savaş' ı sevmeye gelmiştik de ama bu da çok tatlıymış."
"Siz Savaş'ı sevin ben Çiçeği dolaştırayım geleyim."
"Abla onu niye ayrı gezdiriyorsun ki?"
"Öyle gerekiyor. Bu arada tanılmadık ben Asya."
"Merhaba ben de Hilal. Özlemle kuzeniz."
"Merhaba tatlım. İsterseniz burada, ister dışarıda sevin fark etmez şu dolapta oyuncakları var. Biraz fazla hareketli dikkat edin. Tamam mı?"
Aynı anda "Tamam" dediklerinde güldüm. Çiçeğin tasmasını aldım anneme haber verip çıktım. Kızlar dışarı çıkmışlardı. Çiçeği daha yakın bir yere götürüyordum. Ben olmadığımda babam ya da annem hatta Osman amca bile götürüyordu.
Eve geri döndüğümüzde annem Nermin Teyzelerdeydi. Neden şaşırmadım acaba. Yarın babaannem de gelirse ay sonuna benim başımı bağlarlardı.
Kızlar çoğalmıştı. Yanlarına gidip hepsiyle tanıştık. Tabii bu arada Çiçek kucağımdaydı ve hepsinin gözü onun üstündeydi. Onu yere indirdim Savaş hemen koruma içgüdüsüyle yanına geldi. Aralarındaki bağ çok güzeldi. Bayılıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcı Hanım (Güçlü Kadınlar Serisi - 1)
Ficción GeneralAşkın sizi nerede bulacağını bilemezsiniz. O da bilmiyordu bilemezdi. Yine aynı sıradan gün dediğinde o günün aslında son sıradan günü olduğunu bilmiyordu. Aşkın ne kadar güzel, deli ve inatçı olduğunu bilmediği gibi. Vatan aşkıyla yanıp tutuşan ko...