Savaş Kağan TÜRKOĞLU :
Korku...
Karşımdaki adamın hissettiği tek duygu korku...
Neden mi?
Çünkü ben Savaş Kağan TÜRKOĞLU 'yum...
Çünkü ben AVCIYIM...
...
Asya' nın kızaran yanaklarına baktım. Ona biraz daha yaklaştım ve kulağına fısıldadım."Yanakların kızardı. Sanırım yalan söylediğinden"
"Hiç de bile"
"O zaman sana bu kadar yakın olduğum için mi?" sinirlendi. Böyle olacağını biliyordum. Çünkü o tam bir' Laz Kızı'ydı. Şimdiyse yüzünün sinirden kızardığına emindim.
Hiçbir şey demeden gülerek odadan çıktım. Kimseye görünmeyerek de evden.
.
.
.Kağan Asya' yla tanışmadan önce operasyon:
Karşımdaki adamın gözlerine baktım. Ona ne yapacağımı merak ediyordu. Burada bulunan onlar için en yetkili insandı.
"Konuşmayacak mısın?"
"Konuşturamayacak mısın Esker?"
"Benim konuşturmamı istiyorsan seve seve." dedim ve bu şerefsizi konuşurdum. Nasılsına pek girmeyin gerek yok. Böyle korku filmi senaryosu bile yok çünkü.
Adam son derece tehlikeliydi. Sanırsam şu aralar davalarla falan uğraşıyordu. Onu da savcıya para vererek halletmiş. İşte bazıları da böyle adaleti sağlıyor işte.
"Adamları toplayın! "
"Emredersiniz Komutanım!"
Çevreye baktım. Eğer böyle bir yerdeyseniz her an tetikte olmanız lazım. Kaçırdığınız 1 saniye bile hayat demektir.
...
Toplandıktan sonra helikoptere binmiş, karargaha gelmiştik. Şuan sorgu odasına gidiyordum. Adamları güzelce konuşturmak lazımdı. Sorgudan sonra da generalin yanına gider azarımı yerdim.
"Kolay gelsin."
"SAĞOL!"
"Hangisi var içeride?"
"Sizin istediğiniz adam."
"Tamam." elebaşı olan en yetkili adamı istemiştim. Onu ben sorgulayacaktım,diğerlerini zaten sorgulamışlardı. Sorgu odasının kapısındaki askerlerin verdiği selama kafa salladım ve içeri girdim. Adam masada beni bekliyordu. Tabii o sıradan bir asker beklerken benim geleceğimi bilmiyordu. Rahat bir şekilde oturmuş sırıtıyordu. Başına gelecekleri bilse böyle yapar mıydı acaba?
"Heç misefir perver değilsiğiz esker."
"Ne yapalım? Çay, kahve? Belki de kırmızı halı istiyorsundur yaptığın şerefsizlikler için ha?" elimi hızla masaya vurup verinde sıçramasını sağladım. Yüzündeki sırıtış geçti. Ciddileşti.
"Evukatımı istirem"
"İkimiz de bu odaya avukat gitmeyeceğini ve senin bülbül gibi şakıyacağını biliyoruz dimi? Ha ister şimdi ister sorgu bitip senin canın acıyınca. Orası sana kalmış."
"Evcı nerededir? Korktu gelmiyir değil?"
"Avcının sana selamı var. 'Benim yerime sorguya gir göster ona yaptıklarının bedelini' dedi. Şimdi onun sözünü dinlememek de olmaz ama dimi?" şimdi korkmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcı Hanım (Güçlü Kadınlar Serisi - 1)
Ficción GeneralAşkın sizi nerede bulacağını bilemezsiniz. O da bilmiyordu bilemezdi. Yine aynı sıradan gün dediğinde o günün aslında son sıradan günü olduğunu bilmiyordu. Aşkın ne kadar güzel, deli ve inatçı olduğunu bilmediği gibi. Vatan aşkıyla yanıp tutuşan ko...