17.bölüm: Sorgu

15.4K 714 75
                                    

Asya gözlerinden ateş çıkan babasına baktı. Böyle şeyleri gizleyen birisi değildi. Tabii ki bu konu hakkında da bilgisi vardı fakat durumun böyle ciddi olduğunu bilmiyordu. Ahmet Bey bu durumdan içten içe memnundu aslında kızı kendini koruyordu. Bu devirde bir kız babasının en büyük korkularındandı. Kendisi de bunu göz önüne alarak kızını böyle yetiştirmişti. Bilmediği ise kızının kendisine çektiğiydi. Kendisi giydi sinirlendiğinde gözü dönen bi' deli...

Asya babasının bakışlarında kızgınlığa gizlenmiş gururu gözdü içi rahatladı. Annesine bakmıyordu. Ona söylese bile çekindiği için tam söylememişti. Şuanda söylemediklerinin pişmanlığını yaşıyordu.

Diğer yandan içinde volkan misali öfke bulunduran bir adam vardı. Kağan'ın içi yanıyordu. Patlamaya hazır bir volkandı. Asya'nın birini hak etmedikçe dövmeyeceğini biliyordu. Karargahta olanlardan sonra kameralara bakmış adamın o çalışırken ona nasıl baktığını da görmüştü. Asya fark etmese de adam onu 'fazlaca' incelemişti.

O anlar aklına geldi. Adam onu öpecek gibi yaklaşıyordu - neyse ki öyle bir şey olmamıştı olsaydı o adama ne yapacağını kendi bile düşünemiyordu- Asya adamın düşünmediği anda onu yere sermişti. Zeki bir kızdı ilk günden beri biliyordu. Eğer ilk başta yapsaydı adamın onu kolaylıkla durduracağının farkındaydı. 3 günlük kızı neden böyle düşündüğünü önemsemedi neler olduğu hakkında korktuğu bir gerçek vardı. Ama herkesin bildiği gibi korkunun ecele faydası yoktu. Korkması olanları değiştirmeyecekti.

...

Diğer tarafta ise diğer kız babaları vardı biri kızının hoşlandığı çocuğu diğeri sevgilisini düşünürken Tuğçe'nin babası ise kızının pişmanlığına bakıyordu. Kızının temiz yüreğini bilmese laf ederdi ama ona laf söyleyip kırmak istemiyordu.

"Yapılacak başka bir şey var mı?" sakince sormuştu Ahmet Bey. Babaların hepsi biliyordu ki burası zamanı değildi. İnsan içinde kavga olmazdı.

Salonda çok insan yoktu. Aslında vardı ama anlayışlı insanlardı. Ayrıca da şaşkın. Konuşan kızın bu sözleri isteyerek söylemediği belliydi zaten çok saf bir şekilde söylemişti. Sanki içinden söylemiş de insanlar onun zihnini okumuş gibi. Zaten yüzü de domates gibiydi.

...

Olaydan sonra çok fazla oturmayıp kalkmaya karar verdiler. Sedef Hanımlar da kapıya gelmişti. Ortam gergindi. Bunları başka bir insann söylese kesinlikle canını yakardı ama Tuğçe'ye bir şey diyemiyordu Asya. O öyleydi. İçinde bir şey tutamazdı. İstemeyerek de olsa söylerdi.

Asya çalan telefonuna baktı. Bilinmeyen numaraydı. Yine mi dedi. Artık alışmıştı.

Çalan telefonla herkes Asya'ya baktı. Yüzü ciddileşmişti. Kim olduğunu merak etmişlerdi.

"Alo?"

"Savcı Hanım" dedi bilgisayardan çıktığı belli olan mekanik ses. Asya insanlardan biraz uzaklaştı. Bu diğerlerini daha da meraklandırdı.

"Buyrun benim."

"Kendini fazla önemli görüyorsun. Boyundan büyük işlere kalkışma."

"Hahaha bir an beni unuttunuz sanmıştım. Geç kaldınız hayırdır?"

"Aslında tam vaktinde."

"Ne o yoksa dosyanın kimde olduğunu öğrenmen gecikti mi Albayım?" adam Asya'nın oltaya düştüğünü sandı.

"Bu kadar zeki olduğunu bilmezdim Savcı Hanım."

"Doğru sen benim ne kadar zeki olduğumu bilmiyorsun Yüzbaşı." güldü adamın cevabına 'beni salak sandı asıl salak kendisi haberi yok ' dedi Asya içimden

Savcı Hanım (Güçlü Kadınlar Serisi - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin