"Hanimiş benim güzel torunum, dedesi Melina neredeymiş?"
Arsel, evin içinde bir sağa bir sola koşturan kızına ve onun arkasında pervane olan annesini izliyordu.
"Aaa buradaymış, ne kadar hızlı koşuyor bu kız böyle, vallahi yordu beni."
"Sen bir de bana sor."
Arsel arkasına yaslanıp kahvesinden bir yudum aldı.
"Arven ne zaman dönecek?"-A
"Bilmiyorum."
"Bence çok iyi yaptı. Melina doğduktan sonra iyice eve kapanmıştı."-G
Gönül Hanım, Melina'yı kucağına alıp koltuğa oturdu ve sırtını kontrol etti.
"Çok terlemişsin, hadi gel bakalım üzerini değiştirelim."
Onlar yukarı çıktıktan sonra Ahmet Bey bahçe kapısının yanında ki masaya yaklaştı ve boşta duran bardaklardan ikisine viski doldurdu.
"Annene iyi uğraş çıktı, bir görsen torunum da torunum diye her gün başımın etini yiyordu."
"Daha sık gelmelisiniz öyleyse ."
"Siz de gelmelisiniz, en son ki ziyaretinizde Melina ilk yaşını bile doldurmamıştı."
Hoşbeş muhabbetinin bitmesini gerginlikle bekleyen Arsel babasının uzattığı bardağa uzandı.
Ahmet Bey içkisinden bir yudum alıp Arsel'in karşısına oturdu.
"Neler oluyor?"
"Ne?"
"Beni rahatsız eden şeyler var."
Arsel gözlerini ayırmadan bardağındaki içkisini izliyordu.
"Eşinle probleminiz ne bilmiyorum, bu ikinizi ilgilendiriyor ama işle ilgili olanları bilmek istiyorum."
"Arven'le bir problemimiz olduğunu nerden çıkardın?"
"Kadınlar hakkında değil belki ama evlilik hakkında senden fazlasını biliyorum evlat. O bugün buradan çok mutsuz ayrıldı ve tek sebebi sizden ayrılması değildi."
Bardağındaki içkinin tamamını tek seferde bitiren Arsel yüzünü ovuşturarak ayağa kalktı.
"Bu işler her zaman böyle olmuştur. İş hayatı ve kadınlar, ikisini birlikte idare edebilmek zor ikiside mükemmeli ister."
"Baba buraya neden geldiniz?"
Ahmet Bey gülümsedi ve bardağını sehpaya bırakıp oğlunun yanına gitti.
"Buraya seni huzursuz etmek için gelmedim merak etme ama neler döndüğünü bilmek istiyorum. Neden hala bekliyorsun?"
"Tarihin ertelendiğini biliyorsun."
"Biliyorum biliyorum, zaten sorduğum şey senin bu saçmalığa neden hala son vermediğin."
"Kimin yaptığı çok yakında ortaya çıkacak o zaman..."
"Hayır hayır hayır. Biz kesinlikle bunlarla uğraşmayacağız. Bırak başkaları öğrensin."
"Ne yapmamı önerirsin ?"
"İhaleden çekileceksin Arsel."
"Ne?"
"Dediğimi duydun."
"Yapamam."
"Ne demek yapamam? Konu yaptığın yatırımlar ve çalışmalarınsa eğer gerçekleşecek projede en çok benim emeğim var biliyorsun ve ben sana çekileceksin diyorsam, o ihaleden çekileceksin. Bizim başka planlarımız olacak."
Uzun bir sessizlik olmuştu. Arsel bardağına yeniden viski doldururken gözü bahçedeydi.
"Bu hamle karşısında üzerini örtmeye çalıştıkları, yalanladıkları o rüşvet iddialarını güçlendirmiş olacaksın."
"Sonra?"
"Sonra... Onlar bize gelecek. Bizim çekilmemiz demek, oraya para yatıracak olan herkesi etkileyecek unutma."
Ahmet Bey, oğlunun omzuna elini koydu gülümsedi.
"Buraya annenle eski günlerimizdeki gibi güzel vakit geçirmek için geldik. Artık işle değil onunla daha çok ilgileniyorum ama bu, gelmişken oğlumu rahatsız eden meseleleri de çözmeyeceğim anlamına gelmiyor."
Arsel yüzünü babasına dönüp duvara yaslandı.
"Yoluna çıkmayacağıma dair söz veriyorum. Sadece sana yol göstermeye çalışıyorum. Her zaman yanındayım."
****
3 Gün Sonra
Yeni haftanın ilk gününde Meltem Hanım herkesten önce uyanmış ve tıpkı eski günlerinde olduğu gibi kahvaltıyı kendisi hazırlamıştı.
İlk önce oğlunu uyandırmak için odasına gitmiş fakat onu odasında göremeyince soluğu Melina'nın odasında almıştı.
Minicik yatakta iki büklüm uyuyordu Arsel. Rahatsız bir uyku olduğu belliydi ama Melina onun üzerinde uyuduğundan kıpırdayamıyordu.
Kapıyı sessizce kapatıp Ahmet Bey'in yanına gitti. O çoktan uyanmıştı.
"Günaydın."
"Günaydın hayatım."
Yatağın ucuna oturup bir süre üzerine giyeceği kıyafetleri seçmeye çalışan Ahmet Bey'i izledi.
"Arsel uyandı mı?"
"Hayır hala uyuyorlar."
Üzerine tuttuğu iki gömleği eşine gösterdi.
"Seçemiyorum, hangisini giymeliyim?"
Meltem Hanım oturduğu yerden kalktı ve eşinin elindeki gömlekleri yerine asıp sarı renkte bir tişört çıkarttı.
"Şaka yapıyorsun değil mi?"
Şaşkınlıkla bir tişörte bir de kendine baktı.
"Çok uzun zamandır bu sıkıcı gömlekler içine kendini hapsettin."
"Ama..."
"Bunların sana ne kadar yakıştığını bilemezsin."
"Ahh yapma Meltem."
"Ne o, yoksa seçimlerime güvenmiyor musun?"
"Tabi ki hayır beni yıllardır sen giydiriyorsun."
"O zaman..."
Tişörtü Ahmet Bey'in ellerine bıraktı.
"Aşağıda görüşürüz."
****
"Bugün okula gitmek zorunda değil. Biz buradayız. Onunla ilgilenebiliriz."
Sema bardaklara çayları doldururken Meltem Hanım, Melina'ya kahvaltı yaptırıyordu.
"Her zaman yanımızda olmayacaksınız. Buna alışması gerekiyor."
Ahmet Bey hayretler içinde oğluna bakmıştı.
"Ne?"
"Ne-ne?"
"Neden öyle bakıyorsun baba?"
"Hiç, sadece yeni oğluma alışmaya çalışıyorum."
Masada ki sessizliği Melina bozmuştu.
"Bababa."
"Ben onun bu halinden çok memnunum. Arselime baba olmak çok yakıştı, bunun için Arven'e minnetarım."
"Sahi ya, Arven nasıl? Hiç konuştunuz mu?"
"Evet uçaktan inince aramıştı."
"Belki biz buradayken ona bir sürpriz yapıp yanına gidebilirsin."-M
"Annemee gideliimm!" Sandalyesinden heyecanla kalkmaya yeltenen Melina'yı Arsel durdurdu.
"Hayır Melina otur lütfen."
"Anneme gidelim baba."
"Paris, aşıklar şehri. Eminim evinden, ailesinden uzakta böyle bir sürpriz onu çok mutlu eder."
"Elbette ama..."
"Arsel'in burada başka işleri var Meltem. Paris bir yere kaçmıyor."
"Evet ama Arven..."
"İyisi mi bu planı başka bir zamana saklasın. Çözülmesi gereken meseleler var."
"Hep iş hep iş, vallahi bıktım. Siz erkekler eşini ve işini asla aynı anda idare edemiyorsunuz. Biz kadınların halinden anlayan kimse olmayacak mı hiç?"
Arsel arkasına yaslanıp tabağındakilerle oynamayı sürdürdü.
"Melina'yı kreşe biz bırakabiliriz, sen buradan direkt şirkete gidebilirsin. Madem derhal çözülmesi gereken meseleler var, her dakikasını değerlendirmek lazım."
"Hayır, okulunun ilk gününde yanında olacağım."
"Öyleyse kıpırdayın bakalım, geç kalıyoruz."
"Gitmeyeceğim!"
***
Melina okulun ilk gününü müthiş şekilde dramatize ederken, onun çığlıkları ve ağlamasıyla diğer çocuklarda fazlasıyla korkmuşlardı.
Kendini iyi hissetmesi ve ortama alışabilmesi için yanından hiç ayrılmayan Arsel, oyun odasının ortasına oturmuş hep bir ağızdan konuşan onlarca çocuğu izliyordu.
"Melina hadi sende onlarla oyna bak ne kadar güzel oyuncakları var görüyor musun?"
Melina'yı kendinden uzaklaştırma denemeleri her seferinde kollarını ona daha sıkı sarmasıyla sonuçlanıyordu.
"Baba gitme lüpden."
"Bebeğim işe gitmem gerekiyor."
"Baba beni bıyakma!"
Onları gülümseyerek izleyen Türkan Hanım yanlarına yaklaştı.
"İlk sefer her zaman zor olmuştur. Lütfen işinizden olmayın, ona burada çok iyi bakacağız. Melina hadi gel, sana en sevdiğim odayı göstereyim hem orada ki oyuncaklar buradankinden çok daha güzel."
İçini çeke çeke Arsel'e sarılmaya devam eden Melina yüzünü başka yöne çevirdi.
"Zorlamasak iyi olur. Bugün burada kalmak istemiyor."
"Böyle olmasına gerçekten üzüldüm. Belki yarın başarabiliriz."
Ahmet Bey ve Meltem Hanım'ın da onlarla beraber evden ayrılması sebebiyle Arsel şirkete Melina ile birlikte gitmek zorunda kalmıştı.
Günlerdir meşgul oldukları ihaleyle ilgili verdiği kararı açıklayacağı toplantıya geç kalması yetmezmiş gibi şimdi bir de kızıyla katılmak zorunda kalmıştı, bu şimdiye kadarkilerin en ilginci olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✨BİR BULUT OLSAM/2✨(ARA VERİLDİ)
Romance• Bir Bulut Olsam'ın devam kitabıdır • • Macera kaldığı yerden +1 kişi ile devam ediyor 🐣 • Arven, güveni gün geçtikçe artıp, kendini daha iyi tanımak için eline geçen her fırsatı değerlendirmek isterken, hiç tanımadığı bir hayatın içinde kaybolmuş...