Son Bir Rica-16

56 4 0
                                    

Güne telefonumun ısrarcı sesiyle uyanarak başlamıştım. Gözlerimi istemeyerek araladığımda gördüğüm ilk şey yatağın boş yanıydı. Banyodan gelen sus sesi onun henüz gitmediğini gösteriyordu.
Telefonuma uzandım.
"Efendim?"
"Günaydın Arven Hanım, yarın çıkacağımız turu hatırlatmak için sizi aradım."
"Yarın mı?"
Yattığım yerden doğrulup saatimdeki tarihe baktım. Bu kadar erken olmamalıydı.
"New York'tan yeni döndük. Bu kadar erken olmasını beklemiyordum."
"Tura eklediğimiz yeni ülkeler ve şehirler var. Hedeflediğimiz tarihte bitirebilmek için erken çıkmamız gerekiyor."
"Anlıyorum."
"Paris uçağımız yarın sabah 9'da kalkacak. İyi günler dilerim."
Kız telefonu kapattıktan sonra bir süre boş boş ekrana baktım.
Daha yeni gelmiştim ve şimdi yeniden gitmem gerekiyordu.
İşin fiziksel yorgunluğu bir kenara bıraktım, bunu Arsel'e nasıl söyleyeceğim?
Arsel banyodan çıktı, bir saniyeliğine göz göze geldik. Bana bakmadan "Erkencisin." Dedi.
Saçlarından vücuduna sular damlıyordu.
Yutkunup telefonumu komidine bıraktım.
"Telefona uyandım."
Havluyu saçlarına hızlı hızlı sürttükten sonra bir kenara fırlattı.
"Kim aradı?"
"Tura çıkıyormuşuz."
Üzerindeki havluyu attıktan ve  pantolonunu bir çırpıda giydikten sonra bana baktı.
"Yarın Paris'e gidiyorum."
Üzerine giyeceği gömleği seçecekken sanki söylediğimi o an anlamış gibi yeniden bana döndü.
"Yarın mı?"
Gözlerinde bir anlığına beliren endişeyi belli etmemek için başını öne eğdi ve ıslak saçlarını geriye itti.
"Ne kadar sürecek?"
"Bilmiyorum."
Yataktan kalkıp ona yaklaştım ve ellerimi beline dolayıp onu öptüm.
"Bu kadar erken olmasını beklemiyordum. En az 10 gün demişlerdi."
Arsel zorla gülümsedi ve yanağımı okşadı.
"İstemiyorsan gitmeyebilirim."
"Hayır, eğer sen istemiyorsan gitmeyebilirsin."
Bunu istediğimi biliyordum. Başımı öne eğdim. Ne istediğimi biliyordu, üzerinde fazla durmadı.
"Bir baba kız haftası daha bizi bekliyor öyleyse."
*****
Arsel ile ettiğimiz ufak tefek kavgaların ardından aramızda küslük olmayışını seviyordum. İkimizde dik kafalı olduğumuzdan kendi bildiğimizi okuyorduk. Kavgalarımızda genelde kendi istediğimizi yaptıramayınca çıkıyordu. Kahvaltı için hepimiz aşağı indik.
Bu sabah farklı bir yöntem denemek istemiştim ve bu yüzden Melina'ya tabak koymayıp önüne kendi başına yiyebileceği birkaç parça şey bıraktım.
"Kreş işini hallettim. Bugün birlikte çıkalım sana yerini göstereyim."
"Geç kaldım."
"Erken dönersen akşamüzeri de gösterebilirim."
"Olur, çıkmam gerekiyor."
Arsel beni ve Melina'yı öptükten sonra aceleyle evden çıktı.
Bugün ne kadar süreceğini bilmediğim turdan önceki son günümüz. Aile zamanı olması beklentisi içindeydim, oysa elimde olan tek şey beni sinir krizine sokmaya hazırlanan canım kızımdı. Arsel'in başka planları vardı.
****
Yazardan<
"Siz söylediğinizden beri takipteyim Arsel Bey. Dikkat çeken herhangi bir hareketi olmadı.
Sizin yanınızdan çıktıktan sonra evine döndü. Arabasında bıraktığı birkaç evrak vardı. Onlar için geceyi bekledim. Arabayı açmak beni biraz uğraştırdı ama sizin için birer kopyasını çıkartabildim. Ayrıca arabasına bir dinleme cihazı yerleştirdim, onu buradan dinleyebilirsiniz."
Ali elindeki kağıtları ve küçük cihazı masaya bıraktıktan sonra ellerini önünde birleştirdi.
Arsel kağıtları dikkatle inceledi.
" Bay Mavi diye söz ettiği birisi var. İrtibatta olduğunu tüm insanları araştırdım ancak ismi ya da soyismi Mavi olan hiçkimse yok, bu bir şifre."
Arsel kağıtlardan başını kaldırıp Ali'nin gözlerine baktı.
"İyi bir detay yakalamışsın. Bu adamın kim olduğunu bilmek istiyorum."
"Elbette."
Konuşmaları kapının çalmasıyla bölünmüştü.
"Arsel Bey Mel Plaza yatırım ortaklarından Uğur Bey geldi. Sizi görmek istiyor."
"İçeri alın lütfen."
Arsel kağıtları çekmecesine koyup kilitledi.
"Söylediklerimi unutma Ali. Kendini tehlikeye sokacak herhangi bir şey yapmanı istemiyorum. Sadece takipte kalacaksın."
"Siz ne derseniz o Arsel Bey, izninizle."
Ali'nin ardından içeriye giren Uğur masanın önündeki sandalyelerden birine oturdu.
"Günaydın Arsel Bey."
"Günaydın Uğurcuğum. Bu ziyaretini neye borçluyum."
Arsel önündeki dosyaları incelemekle meşgulken Uğur yerinde huzursuzca kıpırdandı.
"Arsel Bey, beni Ahmet Bey gönderdi."
Elindekilere olan dikkatini tamamen kaybetmişti ama her hareketinin babasına noksansız iletileceğini bildiğinden belli etmemeye çalışmıştı.
"Yaa, demek babam gönderdi. Anlat bakalım Türkiye'den ne haberler getirdin."
"İhaleyle ilgili çıkan dedikodulardan haberdar. Neden hala bir şey yapmadığınızı ve ne planladığınızı öğrenmemi istedi."
"Peki bunu öğrenmek için neden seni gönderdi?"
"Ahmet Bey'in söyledikleri netti. Bu işi bir an önce çözmenizi söylüyor aksi takdirde buraya gelip duruma el koyacak."
***
Arven<
"Melinaa pabucu yarııım çık dışarıyaaa oynayalııım!"
Yarım saattir bahçede bir sağa bir sola koşturan kızım şimdi kafayı saklambaçla bozmuştu.
Ne kadar çok yorulursa akşam o kadar erken uyur düşüncesiyle elimden geldiği kadar ona ayak uydurmaya çalışıyordum.
"Elma dersem çık armut dersem çıkma!"
Ağaçların arkasından kıkırdama sesi geliyordu ama çaktırmıyordum.
"Elmaa!"
Kulağından tuttuğu tavşanının poposu dışarıda kaldığından aslında nerede olduğu kabak gibi ortadaydı ama o kadar eğleniyordu ki bu numarayı biraz daha sürdürdüm.
"Allah Allah nereye gitti acaba bu kız? Çok merak ettim."
"Buydayııımm!"
Ağacın arkasından heyecanla fırlayıp bana sımsıkı sarıldı.
Diz çökerek onunla göz teması kurdum.
"Ne kadar da iyi saklanmışsın az kalsın seni kaybettiğimi sanacaktım."
Kıkır kıkır gülüyordu, bu durum onu çok mutlu etmişti.
"Babam neyde?"
Hava soğumaya başlamıştı, onu kucağıma alıp evimize girdim.
"Babacık çalışıyor tatlım."
"Ne jaman gelecek?"
"Bilmiyorum, ama istersen arar öğreniriz."
"Eveet!"
Kucağımda Melina ile evin içinde bir tur atıp telefonumu buldum.
Ama bir heyecanla aradığımız Arsel'in telefonu sürekli telesekretere düşüyordu.
"Sanırım şarjı bitmiş."
Anlamadığını belli eden bakışlarının ardından ona açıkladım.
"Telefonun uykusu gelmiş annecim."
Melina kucağımdan inip tavşanıyla oynamaya başladığında şirketi aradım ama bana şirketten bir saat önce ayrıldığını söylediler.
Neredesin Arsel..?
***
Yazardan<
"Bu durum hoşuma gitmiyor yani anlıyor musun? Adımın hileli bir ihaleye karışmış olması... Ah dostum siz de iyi bilirsiniz ki iyi bir iş adamı olmanın koşulu iyi bir isme sahip olmaktır."
"Bilmez miyim?"
Elindeki boş kalan viski bardağını barmene göstererek "Aynısından bir tane daha alalım, iki olsun." Dedi
"Çağrıma cevap vermenize sevindim Arsel Bey, bu işte aynı tarafta olduğumuzu bilmenizi istiyorum."
Arsel zorla gülümsedi.
"Aklınızda bir isim var mı?"
"Hayır, Arslan ailesi olarak bu tür iftiralarla çok fazla karşılaştık. Fazla ileri gitmediği sürece sessiz kalmakta fayda var. Bu şerefsizler kaostan besleniyor."
Barmen bardaklara ağır ağır içki doldururken ikiside sessizdi.
"Sizinde köklü bir aileden geldiğinizi ve bu ihaleyi ne kadar çok istediğinizi biliyorum. Ahmet Bey ve babam çok eski arkadaşlar. Eminim bu işte kimin parmağı olduğunu en az benim kadar siz de öğrenmek istiyorsunuzdur."
Arsel bardağında ki içkiyi tek seferde bitirdi.
"Aslında bakarsanız artık kimin yaptığı o kadar da ilgimi çekmiyor. Yeterince beklediğimizi düşünüyorum. Bir şeyler yapmanın zamanı geldi."
"Elbette, aklınızdan neler geçiyor?"
****
Arven<
Melina uyudu, saat 9'a doğru yaklaşırken yanmaktan eriyip minicik kalan mumların ışığında hazırladığım masaya umutsuzca baktım.
Hiç geç kalmazdı, kalacaksa da mutlaka haber verirdi. Kaç saat geçti aradan, telefonuna ulaşamadığım gibi nerede olduğunu bilen bir tek kişi yoktu.
Geçen gün ki kavganın izleri mi sürüyordu yoksa?
Ama iyiydik, hallettiğimizi düşünüyordum.
Yoksa yeniden gitmem gerektiği için mi böyle yapıyor?
Arsel çalışmam için beni en çok destekleyen insan, neden şimdi böyle yapsın?
Yoksa Melina ile olan problemleri benim sandığımdan daha mı kötü?
Hafta sonu olanları yalnızca ondan dinledim. Ya bana yalan söylediyse? Ya anlattığı kadar iyi zaman geçirmemişler ve bu Arsel'in durumunu daha da kötüleştirdiyse.
Öyle olsaydı anlatırdı ama ya...
Gitmemi istemese söylerdi, neden böyle bir yola başvursun ki. Arsel, onu tanıdığım günden beri kendisini rahatsız eden bir şey olduğunda hiç ima yapmaz çatır çatır söylerdi.
Şimdi de söyler değil mi?
Ya beni üzüp hevesimi kırmamak için söylemiyorsa? Bir diğer neden de belkide söyledikleriyle çelişmemek içindir.
Melina'nın tüm sorumluluğunun ağır gelmesi yüzünden aksini düşünmeye başladığını itiraf edemiyor olabilir. Ne de olsa beni en çok destekleyen Arsel'di, birdenbire aksini düşünmeye başladığını kabul etmek ve bunu bana söylemek zor gelmiş olmalı.
Ama Melina bizim kızımız, bu değişmeyecek. Daha ne kadar korkularının esiri olup bundan kaçacak bilmiyorum. Her geçen gün durum daha da zorlaşacak ve Arsel mücadele etmek yerine kaçan taraf olmayı seçiyor.
Benim için de zor olacak biliyorum ama Arsel için durum ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın vazgeçmeyeceğim.

✨BİR BULUT OLSAM/2✨(ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin