Kırık Hava-32

30 1 0
                                    

"Bir kahve daha alır mısınız?"
Arsel evden ayrılıp doğruca kafeye gelmişti.
Neredeyse bir saattir oturuyordu fakat kız hala ortalıkta yoktu. Adresin yanlış olması ihtimalini düşünüyordu sürekli ancak, kağıtta yazan neyse şu an tam oradaydı. Babasının yanlış adresi alma ihtimali olabilir miydi?
Başka bir garson 15 dakika içinde ikinci kez gelip, ona 3. Kahvesini sorduğu sırada kapı aralandı ve telaşla içeriye bir kız girdi.
"Senem nerede kaldın?!"
"Üzgünüm, otobüsü kaçırdım! Beni soran oldu mu?"
"Hayır, çabuk giy önlüğünü hadi."
"Neler oldu inanamayacaksın..."
"Tamam hadi yoğunuz bak sonra anlatırsın."
"Beyefendi."
Arsel'in dikkati mutfağın yanında geçen konuşmada olduğundan kendisine siparişe gelen kızı tamamen unutmuştu.
"Bir kahve daha lütfen."
"Bunu kaldırmamı ister misiniz? Dokunmamışsınız bile..."
"Dursun lütfen."
"Beğenmediyseniz başka bir kahve getireyim."
"Aynısından istiyorum."
Garson kız gittikten sonra Arsel önündeki kahveden birkaç yudum aldı. Eş zamanlı olarak Senem önlüğünü giyip eline tepsisini aldıktan sonra masaları tek tek dolaşmaya başladı.
Masasına gelene kadar kahvesinin hepsini bitirmişti.
"Başka bir arzunuz var mıydı?"
Genç kız Arsel ile göz göze geldiğinde yüz ifadesi anında değişti. Hissettiği tüm duygular yüzüne yansımıştı.
"Sizi tanıyorum." Dedi sessizce ve devam etti.
"Ne istiyorsunuz?"
"Konuşmamız gerekiyor."
Arsel'in siparişi geldiğinde kız birkaç adım geri çekildi.
"Ne söyleyecekseniz burada söyleyin."
"Burada konuşamayacağımızı anlayacak kadar zeki birine benziyorsun."
Senem dişlerini sıkarak "Çalışıyorum." Diye tısladı.
"Hallederiz."
Masanın üzerine biraz para bıraktı ve nazikçe Senem'in kolundan tuttu.
"Napıyorsun?"
Birkaç adım ilerledikleri sırada kafenin sahibi çıkageldi.
"Arsel Bey, hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk, izniniz olursa Senem Hanım'ı işinden biraz alıkoyacağım."
"Elbette."
"Teşekkürler."
Şaşkınlık içersinde kalan genç kız kolunu Arsel'in elinden kurtardı.
"Sizinle hiçbir yere gitmiyorum!"
"Burada bu şekilde bağırıp çağırabileceğini mi düşünüyorsun? Dene istersen, eminim senin itibarın benimkinden çok daha fazla zedelenecektir."
Senem öfkeyle ayağını yere vurdu ve hızla kafeden dışarıya çıktı, Arsel'de onun hemen arkasındaydı.
"Babanız mı gönderdi sizi?"
"Hayır, dün gece yardıma ihtiyacı olan bir kız rica etti."
"O siz miydiniz?! Ah inanamıyorum! Bende neler hayal etmiştim! Ne o, çalıştığım yer yetmedi, artık evimi de mi gözetliyorsunuz?"
"Beni dinle küçük hanım. Nerede yaşadığın ya da nerede çalıştığın benim umrumda değil buraya ne istediğini öğrenmeye geldim."
"Ne?"
"Ne istiyorsun diyorum? Türkçe konuşuyorum bak."
Kız öfke ve hayalkırıklığıyla kalakalmıştı.
"Para için mi onu bulduğumu düşünüyorsunuz?! Ben dilenci değilim tamam mı?! Bunca yıl bir kez bile beni görmek istemeyen, beni merak etmeyen adam kim bunu öğrenmek istedim yalnızca!"
"Fazla merak insanın başına bela açabiliyor hanım efendi. Dikkat etmende fayda var."
Arsel cebinden babasının açtırdığı hesap cüzdanını çek defterini çıkardı ve yüklü bir meblağ yazıp kağıdı Senem'e uzattı.
"Oturduğun mahalleyi değiştir, kendine yeni arkadaşlar edin ve beladan uzak dur tamam mı tatlı kız?"
Senem'in güçsüz, kendince sert olan ancak yavaş tokadı Arsel'in yüzüyle buluştu.
Çek kağıdını yırttı ve Arsel'in gözlerine kendinden emin bir şekilde baktı.
"En az o adam kadar iğrenç birisin. Onun kadar aşağılık ve küstah! Şimdi defol git buradan."
Arsel, Senem'i kolundan sertçe tutarak duvara ittirdi.
"Bir daha sakın beni onunla kıyaslamaya kalkma, duydun mu beni? Gençsin, toysun, çok çabuk kandırılırsın. Buraya gelip bir abi gibi seninle konuşmak, sana yardımcı olmak istedim. Beni bunu yaptığıma pişman etme."
"Benim ne bir babaya ne de bir abiye ihtiyacım var! Size dair hiçbir şey görmek, duymak dahi istemiyorum! Rahat bırakın beni!"
Arsel'in elinden kurtulup yeniden kafeye dönen Senem içeriye girdikten sonra dönüp arkasına baktı. O bakışları çok şey anlatıyordu ve Arsel hepsinin farkındaydı.
Bu işi, bu yöntemle çözmeye çalıştığı için kendinden nefret ederek arabasına döndü.
Yüzünü ovuşturup bir sigara yaktı. O sırada Arven aramıştı.
"Dünyanın en iyi eşiyle mi görüşüyorum?"
Arsel gülümsedi.
"Hiç sanmıyorum."
Arsel hala az önce olanların utancını yaşıyordu.
"Ne demek o?"
"Onunla ben görüşüyorum."
"Çok özledim seni, ne yapıyorsun?"
Bunu söylemeyi ertelemeden direkt konuya girdi Arsel.
"Dün İstanbul'a geldik Melina'yla."
"A-Ah nereden çıktı şimdi bu?"
"Annem çok özlemiş bizi. Hem biraz hava değişimi olmasını istedik."
"İyi yapmışsınız hayatım sende biraz kafa dinlersin..."
Sorma...Hemde ne kafa dinlerim sevgilim
"Ama asıl sebep bu değil gibi sanki bir şey mi oldu?"
Sesindeki tedirginliği fark eden Arven bunun üzerine gitmişti.
"Evet, endişelenecek bir şey değil ama. Sadece başka bir kadından kardeşim olduğunu öğrendim."
Arsel bunu o kadar rahat ve her gün rastladığı bir durummuş gibi söylemişti ki Arven hem onun rahatlığı hemde duydukları karşısında şok olmuştu.
"Ne?!"
Bir süre sessizlik oldu.
"Annenin haberi var mı?"
Arsel'in kalbini sıkan o his yine tekrarlanırken derin bir nefes aldı, o an gözlerinin dolmasına engel olamamıştı.
"Arsel?"
"Hayır, henüz yok ama duyarsa mahvolur Arven, bunu kaldıramaz!"
"Sevgilim sakin ol lütfen tamam mı? Yanına geliyorum hemen."
"Hayır, gelme. O zaman bir şeyler olduğunu anlar. Bunu öğrenmemeli."
Arsel gözlerini sildi. Sesinin titremesine engel olmaya çalışarak konuşmaya devam etti.
"Bana onun kadar iğrenç birisin dedi."
"Kimin kadar? Onunla tanıştın mı?"
"Çalıştığı yere geldim bugün."
"Bebeğim, seni tanımıyor bile. Seni tanımadan buna karar veremez anlıyor musun?"
"Babam ondan kurtulmamı söyledi ve bende bir pislik gibi ona para verdim. Lanet olsun! Derdi para değil, kimsesi yok, yapayalnız Arven hiç kimsesi yok.."
"Ahh Arsel..."
"Saçma sapan hevesleri aşk zannedecek kadar saf."
"Onunla yeniden konuşmalısın."
"Beni dinlemeyecek."
"Öyleyse seni dinlemesini sağla. Bize ihtiyacı var Arsel bunu biliyorsun."
"Biliyorum."
"Aklım sende olacak sevgilim. Gelmemi istemediğinden emin misin?"
"Evet."
"Pekala, seni seviyorum."
"Bende seni."
****
Arsel bütün gününü arabasının içinde, Senem'in mesaisini bitirmesini bekleyerek geçirdi.
Kafe kapandıktan sonra genç kız çantasını omzuna taktı ve uzun hırkasına sıkı sıkı sarılarak taksi beklemeye başladı.

✨BİR BULUT OLSAM/2✨(ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin