Arven<
Heyecandan midem öyle bulanıyor ki buna daha ne kadar katlanabileceğimi bilmiyorum.
Her şey harika ilerliyor, herkes çok sıcakkanlı ve çok çabuk kaynaştık ama aklım sürekli Arsel ve Melina'da. Arsel bana her şeyin yolunda olduğunu söylediğinde biraz rahatlatmıştım ama defile stresinin son safhada olduğu şu dakikalarda en çok onların yanında olmayı isterdim.
"Hadi kızlar sıra sizde. Debby'den sonra Oliva ve sonra sen Arven."
Köpek görünce çıldıran kedilerde olduğu gibi tüm yatık tüylerim diken diken olmuştu.
Bunu yapamayacağım galiba...
Böyle bir ihtimal yok, yapmak zorundayım!Derin bir nefes alıp içimden beşe kadar saydım. Bu korkuyu yenebileceğimi biliyorum.
Defalarca kez yaptım, şimdi de yapacağım.
Debby çıktı, podyumda bir kuğu gibi süzülürken Oliva bana göz kırptı ve onun ardından gitti.
Sıra benimdi, beni benden başka kimse bundan kurtaramaz...
Heyacanım yürümeye başladıktan birkaç saniye sonra hafifledi. Yerini inanılmaz bir rahatlama ve güven duygusuna bıraktığında kendimi hiç olmadığım kadar özgür hissetmiştim.
Bu duyguyu yaşamayalı uzun zaman olmuştu.
Sanki baştan beri yerim burasıymış gibiydi.
İnsanların bakışları ve ellerinde ki fotoğraf makinelerinden rahatsız olmadığım nadir durumlardandı.
Sanki bunun için doğmuş bunun için var olmuşum.Dönüş yolunu içimde yaşadığım tarifsiz mutlulukla yürüdüm.
Bu harikaydı...Arsel<
Bu kesinlikle berbat bir şey!
Yemek yemek istemeyen bir çocuğu beslemek çok zor!
Bir insan neden yemek yemek istemez ki?
Aklımı kaçırmak üzereyim, ne yapsam işe yaramıyor. Arven telefon ve tablete kesinlikle izin vermiyor ama bunu bile denedim, ne oldu biliyor musunuz, yine işe yaramadı. Üstelik beni annesine şikayet edeceğini söylüyor.
"Baba aç değilim."
"Aç olmaman mümkün değil Melina."
"Yemek istemiyoyuuummmm."
"Kendin denemek ister misin? Daha önce yapmıştın hatırladın mı?"
Kaşığı eline tutuşturup ona umutla baktım.
Tabağın içine sertçe daldırdığı kaşıktan sıçrayan yemek doğruca yüzüme yapıştı.
Bu durum çok hoşuna giden Melina kıkır kıkır gülüyordu.
Sinirlenmeyeceğim...
Sakin olmam gerekiyor...
"Baba yüjünde bi domatiş vay."
Masadan kalkıp yüzümü temizledim ve biraz sakinleşebilmek için bahçeye çıktım.
Bilerek yapıyor biliyorum, beni kızdırmak hoşuna gidiyor.
Bir saksının altına sakladığım sigara paketimden bir kalem çıkarıp yaktıktan sonra bir süre gözlerimi kapattım.
Birkaç gündür sigara içmiyordum ve bu durum sigaraya yeni başladığım zamanlarda ki gibi baş döndürücü bir etki yaratıyordu. Cebimde ısrarla titreyen telefonuma aldırış etmemeye çalıştım ama kapanmaya niyeti olmadığı için
gözlerimi açmak zorunda kaldım.
Şirketten arıyorlardı.
"Arsel Bey..."
"Orkun, bugün izinli olduğunu sanıyordum."
"İzindeyim efendim ama bazı haberler aldım. Bilmeniz gerektiğini düşünüyorum."
"Dinliyorum."
"İhalesi yapılacak arsa sahiplerine rüşvet teklif edildiğini duydum. Son fiyatı verecek taraf şimdiden belirlenmiş. Fiyatı ne kadar yükselttiğimizin bir önemi yok, hep bir üstünü veren olacak. Gerçek bir ödeme yapacaklar mı emin değilim ama bizim aleyhimize sonuçlanacağı kesin Arsel Bey."
S...yim böyle işi.
"Bunu kimden öğrendin?"
"Güvenilir kaynaklardan efendim."
Telefon avucumun içinde küçülüyordu sanki. Bu duygunun beni ele geçirmesine izin vermemem gerekiyor.
Ya çoktan vermişsem...
Telefonu duvara fırlattığımda kırılan parçalarında bir tanesi bir çift minik ayağın yanına düştü. Korkuyla geriye sıçramıştı.
O ana kadar Melina'nın yanıma geldiğini fark etmemiştim. Korku dolu gözlerle bakıyordu bana, bir şey söyleyemeden içeriye kaçtı.
S.ktir, s.ktir, s.ktir!
"Melina!"
Beni görünce ağlayarak kaçmaya devam etti.
"Bebeğim özür dilerim. Sana kızmamıştım!"
Evin içinde süren kovalamaca onun bir köşede sıkışmasıyla sonlandı.
Öyle korkmuş görünüyordu ki aramızda birkaç adımlık mesafe bırakmak zorunda kaldım.
"Seni korkutmak istemedim güzelim. Babacık başka bir şeye sinirlendi ve..."
Gözlerini elleriyle kapatıp ağlamayı sürdürdü.
Onunla iletişim kuramıyordum.
Ve en başından beri olmasından korktuğum şeyle karşı karşıyaydım.
Ne olacağını sanıyordum ki? Ya da Arven ne olacağını düşünüyordu?
Kalbi korkuyla çarpan kızımın gözlerinde ki hayalkırıklığının sebebi olmayacağımı mı?"
"Çok üzgünüm Melina. Biliyor musun? Senin haberini aldığım günden beri beni en çok korkutan şey buydu."
Olduğum yere diz çöktüm. Daha fazla yaklaşıp,
korkusunu arttırmak istemiyordum.
Hala boncuk boncuk yaşlar süzülüyordu yanaklarından.
"Çok kızmıştım ama sana değil ve bu yüzden telefonum birden elimden çıkıverdi. Yaptığım çok yanlıştı biliyorum. Lütfen yanıma gel."
Burnunu çeke çeke, elinin tersiyle beceriksizce gözlerini sildi.
"Annemi iştiyoyum."
İçini çekmekten konuşamıyordu.
"Annen yarın akşam burada olacak."
"Annemi şimdi iştiyoyum ben!"
Gözlerim bir saniyeliğine duvardaki saate kaydı. Arven'in defilesi bitmiş olmalı.
"Sana anneni göstermemi ister misin?"
Onaylayarak başını salladı.
"Gel o zaman."
Yerden kalktım, televizyondan defilenin verileceği kanalı açtıktan sonra saklandığı yerden çıkması için ona fırsat verdim.
"Annem neyde?"
"Şimdi çıkacak."
"Bunu içinde mi? Buyaya naşıl giydi?"
"Bebeğim anneciğin televizyonun içinde değil."
Arven'in bir an önce çıkması için içimden dualar ediyordum. Melina televizyonun önünde durdu.
"Annem buyda mı?"
Yayınlanan yerde ki kapıyı işaret ettiğinde Arven'in çıktığını gördüm.
"İşte geliyor!"
"Anneciğiiim!"
Televizyona öyle hayranlıkla bakıyordu ki, neler hissettiği gözlerinden okunuyordu.
Ekrana elini koydu ve Arven'i okşamaya çalıştı.
"Annecim buyaya gel."
Geri döndüğünü görünce hayal kırıklığına uğradı.
"Neden gelmedi baba?"
"Annen yarın akşam yanımızda olacak."
Gülümseyerek yanıma geldi. Hala ıslak olan yanaklarını kuruladım.
"Baba şen en çok neyden koykaysın?"
***
Arven<
Defilenin ardından hepimiz kaldığımız hotelde düzenlenen afterparty'ye katıldık. Sınırsız içki ve malum sohbetler haricinde benim gibi birkaç kişinin olduğu bir grup gün sonu analizi yapıyordu.
"İlk değildi belki ama en iyisiydi."
"Kesinlikle. Şimdiye kadar düzenlenenler içinde açık ara farkla en iyisi buydu. Tabi seninde bunda katkın var Arven. Bize katıldığın için çok memnunuz."
Avucumda ısıttığım bardağımda ki içkimden bir yudum aldım.
"Çok teşekkür ederim. Bende çok memnunum. Sizinle çalışmak zevkti."
"Sonraki rotamız aşıklar şehri, Paris'e gidiyoruz."
"Paris mi? Ne zaman?"-Arv
"En fazla 2 haftaya."
"Oraya uzun zamandır gitmemiştim. Belki uzun bir şehir turu yaparız bebeğim."
Oliva ve sevgilisi birbirlerini öperken telefonumla ilgilenmeye başladım.
Arsel beni hiç aramadı, ben aradığımdaysa açmadı.
Önümdeki görüntü karşısında onu özlediğimi daha fazla hissetmiştim.
"Hey Arven, yeni bir içki daha ister misin?"
"Hayır teşekkürler. Sanırım odama döneceğim."
"Daha erken değil mi, parti yeni başlıyor."
"Bu bana yeterli geldi, iyi eğlenceler."
"Pekala annecik, yarın görüşürüz."
"Görüşürüz."
Bardağımdaki içkimi bitirip salondan ayrıldım.
Asansördeyken telefonum çalmıştı, Arsel nihayet geri dönüş yapmıştı.
"Sevgilim..."
"Sarışınım aradığını duymadım üzgünüm. Melina ile uğraşıyordum."
"Önemli değil. Nasıl gidiyor, beni özlediniz mi?"
"Bekle, görüntülü arayacağım."
Çok geçmedi, odama girdiğimde görüntülü sohbetten aradı.
"Melina gel tatlım. Onu bırak yanıma gel lütfen, anneyle konuşuyorum."
Melina gelmemişti, Arsel onu yakalayıp kucağına oturttu.
"Anneciğimmm."
"Benim küçük bezelyem nasılsın?"
"Anne ne zaman gelecekşin?"
"Yarın yola çıkacağız bebeğim."
"Seni çok öjledim."
"Bende sizi çok özledim bir tanem. Neler yaptınız babanla? İyi vakit geçiriyor musunuz?"
Melina, Arsel'in sakallarını çekiştiriyor ve yanaklarını sıkmaya çalışıyordu.
İlgisi şu an onu üzerindeydi.
"Babamın saçlayını yaptım anne."
Onun üzerine çıkmaya çalıştı ve saçlarına uzandı.
"Melinacığım, anne seninle konuşmak istiyor, lütfen onunla ilgilen."
Avucunun içini öpüp bana el salladı ve tekrar Arsel ile uğraşmayı sürdürdü.
"Sanırım konuşmak istemiyor."
"İnan bütün gün seni sayıklıyor, şimdi neden böyle yaptı anlamıyorum."
"Sanırım pek konuşma havasında değil."
"Galiba."
"Yarın için sabırsızlanıyorum."
Arsel, Melina'yı tutmaya çalıştığından benimle pek ilgilenemiyordu.
"Kapatalım en iyisi. Tat vereceğe benzemiyor."
"Onu uyutup seni arayacağım güzelim."
"Görüşürüz."
Yatağıma uzandım.
Arsel arayana kadar bir şeylerle uğraşmaya çalıştım ama öyle yorgundum ki uykuya direnmek çok zor olmuştu.
****
Yazardan<
"Uyku vakti ufaklık."
"Uyumak istemiyoyum."
"Gözlerini ovuşturuyorsun bebeğim. Artık uyuman gerek."
Arsel onu kucağına alıp başını omzuna yasladı.
"Baba, şüt."
"Biberonun nerede?"
Melina bir noktayı işaret etti. Sütünü aldıktan sonra birlikte yatak odasına çıktılar.
Annesinin yastığının üzerine yattı ve biberondaki sütünü içmeye başladı.
Yanındaki yastığa hafifçe vurup Arsel'in de yatmasını işaret etti.
"Bana masal okuy muşun baba?"
"Elbette, hangisini istersin?"
"Külkedişi."
Arsel, Melina'nın yanına uzandı ve ona istediği masalı okumaya başladı.
Çok geçmeden uykuya dalmıştı küçük kız. Arsel bir süre onu izledi ve bugün olanları düşündü.
"Beni en çok ne korkutur biliyor musun minik bezelye? Sen benim canımdan bir parçasın, canımsın. Senin gözünden düşecek tek damla yaşın sebebi olmak, işte en büyük korkum bu. Sana yemin ederim Melina, tüm hayatımı seni mutlu etmeye adayacağım."
Saçlarını gülümseyerek okşadı.
"Seni kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim Melina'm en çok da kendimin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✨BİR BULUT OLSAM/2✨(ARA VERİLDİ)
Storie d'amore• Bir Bulut Olsam'ın devam kitabıdır • • Macera kaldığı yerden +1 kişi ile devam ediyor 🐣 • Arven, güveni gün geçtikçe artıp, kendini daha iyi tanımak için eline geçen her fırsatı değerlendirmek isterken, hiç tanımadığı bir hayatın içinde kaybolmuş...