Aşk İçin Ne Gerekiyorsa Hepsi Bende Var-6

51 6 2
                                    

Arven<
Benim minik torunuma ne oldu böyle?"
"Düştüm."
"Ah kıyamam sana, canın çok acıyor mu?"
"Hayıy aytık acımıyoy."
Annem geldiğinden beri Melina ile ilgileniyordu. Anaannemse her zaman ki huysuzluğuyla evimizi inceliyordu.
Ben de Melina için alınacak birkaç şeyin listesini hazırlamaya çalışıyordum.
"Ayşen! Neden bu kadar çok resim var bu evde?!"
"Anaanneciğim Arsel de bende bunları seviyoruz."
"Arsel kim?"
"Eşim anaanneciğim tanışmıştınız ya?"
"Tamam tamam anladık, ne zaman gelecek kocan? Yemeği hazırladın mı? Bak adam işten yorgun argın gelecek."
Anaannemle en son ki yemek hazırlığımız aklıma gelince güldüm.
"Her şey hazır merak etme."
Koltuklardan birine oturup gözleriyle incelemelerini sürdürdü.
"Kaç oda var bu evde Ayşen?"
"9 herhalde."
"Biz nerede kalacağız, biraz dinlenmek istiyorum."
"Sema anaanneme odasına kadar eşlik eder misin lütfen."
"Tabi efendim."
"Ayşen!" Aniden bağırınca yerinden sıçrayan Melina bacağıma sarıldı hemen. Onun başını okşadım.
"Efendim anaanne?"
"Beni odama sen götür."
Kalemi bırakıp oturduğum yerden kalktım ve anaannemin koluna girdim.
"Hadi gidelim."
Ağır adımlarla odasına ilerledik.
"Çok yaşlandım çok, dizlerim taşımıyor artık beni."
"Senin odanı bu yüzden bu kata hazırlattım."
"Eh bir zahmet."
Bastonuyla kapıyı iteledi ve içeriye baktı.
"İyi, hiç değilse aydınlıkmış."
"Beğenmene sevindim."
"Gel bakayım benimle içeri."
Anannemi yavaşça yatağa oturtup bende yanına oturdum.
"Ee anlat bakalım."
"Neyi anlatayım?"
"Nasıl gidiyor evlilik, keyfiniz nasıl?"
"İyiyiz anaanneciğim, bir sıkıntımız yok."
"O yüzden mi yapmıyorsunuz çocuk?"
"Anaanne bizim çocuğumuz var zaten."
"Daha gençsiniz, şimdi bir yapmayacaksınız da benim gibi pörsüyünce mi yapacaksınız?"
"Anaanne..."
"Çocuğunuz mu var? Bu ne zaman oldu?!"
"Ahh anaanne..."
Anaannem elimi tuttu ve bana gülümsedi.
"Benim kafam iyice gelir gider oldu. Daha ne kadar zamanım kaldı bilmiyorum."
"Lütfen konuşma böyle, daha göreceğin çok daha güzel günler olacak."
"Her şeyi gördüm kızım. Dedeni özledim, bir an önce ona kavuşmak istiyorum. Eminim o da beni özlemiştir. İnatçı ihtiyar, sanki hala bir yerlerden çıkıp gelecekmiş gibi."
Anaannemin durumu beni üzmüştü, dedem 10 yıl önce vefat etti. Anaannem o günden sonra içtiği sudan bile tat alamaz oldu. Aklındaki gitgellerin, bu huysuzluğunun sebebi aslında dedeme olan özlemindendi. Yaşadıklarını anlayamaz, ancak tahmin edebilirdim. Ki tahmin etmesi bile kalbimi sıkıştırıyordu...
****
Arsel eve geldi, üzerini değiştirmek için odamıza çıktığında bende onunla beraber çıktım.
Gömleğini çıkarttı, ona arkasından sarılıp pürüzsüz teni üzerinde parmaklarımı dolaştırdıktan sonra omuzundan öptüm.
"Seni özledim babacık ."
Ellerini belime doladı ve beni nazikçe öptü.
"Bende seni özledim annecik."
Elleri arasından birkaç saniyeliğine ayrılıp kapıyı kilitledim.
"Ne oldu?"
Yatağa oturdum ve ona gelmesini işaret ettim.
"Birkaç dakika yaramazlık yapabiliriz."
"Annenler bekliyor."
"Bir şey olmaz."
Elinden tutup onu kendime çektim. Üzerimdeki şeyleri çıkartıp beni az öncekinin aksine sertçe öpmeye devam etti.
Dudakları boynumun üzerinde dolaşıyordu.
Ona doymak mümkün değildi. Uzun zamandır bunun hayalini kuruyorum. Çocuklu hayatın eşe hasret bırakacağını kimse söylememişti.

 Çocuklu hayatın eşe hasret bırakacağını kimse söylememişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Seni özledim sevgilim. Hiç bırakmak istemiyorum."
Beni öperek susturduktan sonra ona hasret kalan her hücremi doyururken annemin sesini duyduk.
"Arven!"
Sanki bizi o halde görmüş gibi bir telaşla kalkınca Arsel ile tokuştuk.
"Ahh."
"Arvenciğim müsait misiniz?"
Üzerime alacak bir kıyafet ararken anneme sakin bir tonda cevap vermeye çalıştım ama nefes nefeseydim ve Arsel hala üstümdeydi.
"Değiliz, sen aşağı in geleceğim!"
"Ben yemeği hazırlatıyorum."
"Evet, evet lütfen."
Arsel başını tutarak yanıma uzandı ve yatağın kenarındaki sütyenimi bana uzattı.
"Neden hep böyle olmak zorunda ya?"
"Sanırım buna alışmamız gerekiyor."
Sinirle yerimden kalktım ve üzerimi giydim.
"Bununla idare edeceğimize inanamıyorum."
Arsel de yataktan kalktı ve popoma vurdu.
"İdare edecek bir şey olsa."
"Geceyi iple çekiyorum babacık hazır olsan iyi edersin."
"Her zaman."
Aşağı indim.
Annem masanın nasıl hazırlanacağıyla ilgileniyor anaannem de Melina ile birlikte belgesel izliyordu.
Bize ihtiyacınız yok madem neden çağırıyorsunuz?
"Arven ne içeceksiniz?"
Annem bana baktı, bakışları değişti. Yanıma yaklaşıp başıma dokundu.
"Başına ne oldu? Bir yere mi çarptın?"
"Yoo."
Salaklaşma Arven az önce kocana kafa attın ya.
Ah doğru ya, aslında telefonumu düşürmüştüm ve onu almak için eğilince komodine çarptım, dikkatsizlik işte."
"Sema, buz getirir misin?"
Annem beni sandalyeye oturttu. Her zaman, her şeyi çok fazla abartırdı, şimdi olduğu gibi.
Başıma buzu koyduğu sırada Arsel aşağı indi.
"Aaa, sana ne oldu?"
"Ne olmuş?"
"Alnın kızarmış. Sende mi komodine çarptın?"
Başımdaki buzu çekip yerimden kalktım.
"Yemeğe oturalım mı artık, acıkmadınız mı?!"
Annem ne olduğunu az çok tahmin ettiğinden konuyu daha fazla üsteletmedi ve masaya oturduk.
****
"Aç bakayım ağzını kızım. Ham yap hadi."
"İstemiyoyum."
Melina ve annemin amansız mücadelesini Arsel ve ben sabırla izliyorduk.
İkimizdeki biliyorduk ki bu mücadelenin galibi kızımız olacaktı.
"Yok, yemiyor... Nasıl bir inat bu? Ağzını açmadı."
"Babası kılıklı."
"Annesi kılıklı."
İkimizde aynı anda söyleyince, Arsel ile birbirimize baktık.
"Bu yaşlarda ki çocuklar yemek yeme konusunda hep sorun çıkartırlar. Melina'yı oyun evine göndereceksiniz değil mi? Yaşı geldi nasılsa."
Arsel hiçbir şey söylemedi, bunu sadece bir kez konuşmuştuk o da bakıcı isteyip istemediğim konusuydu. Gerçi o da konuşmadan çok kavgaya benziyordu.
"Bilmiyorum, bunu henüz konuşmadık."
"Geç kalmasanız iyi olur."
Geç kalmasanız iyi olur. Bu ara ne kadar da çok duyuyoruz bunu.
"Melina henüz üç yaşında. Okula bu yaşta başlatıp erkenden bıktırmaya gerek yok diye düşünüyorum . Hayatının uzun bir dönemi okulda geçecek zaten."
"Evet ama bu yaşta öğrenmesi gereken şeyler de var. Eminim ikinizde biliyorsunuzdur, hem siz de bir oyun evinde  tanışmıştınız, unuttunuz mu yoksa?"
Arsel'in içtiği su boğazına kaçmıştı, mendili ağzına bastırıp öksürmeye çalışırken, anneme artık susması için yalvarıyordum.
Aklına gelenleri tahmin edebiliyordum.
"Ben Melina'ya gereken her şeyi öğretiyorum."
"Yetemeyeceğin zamanlar olacak."
"Ne demek bu?"
"Meselaa, bu şekilde yemek yemesi büyük bir sorun. Bunun acilen çözülmesi gerek. Hem..."
Annem hayali bir bebeği kucağında pışpışladı.
"Elbette kardeşi doğduğunda..."
Arsel elinde ki çatalı tabağına düşürünce masada bir ölüm sessizliği oluştu. Ağzı yarım metre açık kalmış vaziyette bana dehşetle sordu.
"Hamile misin ?!"
"Hayır! Tabi ki değilim."
Elini göğsüne koyarak derin bir nefes aldı.
"Anne, bu konuyu çözdüğümüzü sanıyordum."
"Ne yani, onun bir kardeşi olmayacak mı?"
Sıkıntıyla ellerimi yüzüme kapattım.
Arsel neden hala susuyordu?
"Kardeşsiz büyümek ne kadar kötü en iyi sen biliyorsun?"
"Gönül Hanım, lütfen bu konuda baskı yapmayın. Melina henüz çok küçük ve ikimizde yeni bir çocuğun sorumluluğunu almaya hazır değiliz."
Nihayet yaşadığı şoku atlatabilmişti birileri...
"Ama..."
"Lütfen ilk geceden keyfimizi kaçırmayalım. Bu ikimizin alacağı bir karar."
"Elbette."
Keyif mi? Sence de çoktan kaçmadı mı Arsel?

✨BİR BULUT OLSAM/2✨(ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin