Ama Öyle Güzel Gülerdi ki-51

18 2 1
                                    

"Neredesin şampiyon? Fotoğraflarını süt kutularına bastıracaktık."
"Bize biraz izin verir misin Senem?"
"Elbette."
Kapıdan çıkmadan önce, Arsel'in arkasından bana işaret etti.
"Dişiliğini kullan!"
Dudaklarını okumuştum Senem'in. Bu taktiğin şu an işe yarayacağını hiç sanmıyordum.
Arsel, Senem'in arkasından kapıyı kapattı.
Yanımdaki koltuğa oturup arkasına yaslandı.
Bu kadarcık yaklaşması bile kaç promil alkol aldığını anlamama yetiyordu.
"Burada olduğumu nereden bildin?"
"Aradılar."
"Telefonun kapalıydı."
"Yeni açtım."
Gözlerini kapattı, sanki buraya uyumaya gelmiş gibiydi. Bana nasılsın diye bile sormamıştı. "Nasılsın diyecek hal mi bıraktın Arven?" dedim içimden kendime.
"Nerdeydin?"
"Buraya konuşmaya gelmedim Arven."
"Beni dinlemeyecek misin?"
"Hayır."
"Ama dinlemek zorundasın. Düşündüğün gibi değil, ben kendimde değildim bu fotoğraflardan haberim bile yoktu."
"Kendini kaybedecek kadar ne içmiş olabilirsin?"
Utançla başımı eğdim.
"Alkollü değildim. Ben..."
"Uyuşturucu kullandın değil mi?" Dedi bezgin ve senden bunu hiç beklemezdim diyen kınayıcı bakışlarıyla.
"Hiç şaşırtmıyorsun beni."
"Yediğimiz keklerde varmış, yemin ederim bilmiyordum! Bilsem asla yemezdim, bana bunu söylemediler!"
Arsel önce saçlarını karıştırdı sonra yüzünü ovuşturarak ayağa kalktı.
"Magic Mushroom." Dedi zorla gülerek.
Sonra devam etti, "Halbuki Amsterdam'a defalarca gitmiş biri olarak bunu akıl etmen gerekirdi."
Hayalkırıklığı içinde ona baktım.
"Amsterdam'a yalnızca düğünümüz için gittim."
"O kadar çok yer değiştirdin ki aklımda tutamıyorum kusura bakma. Belki de o keklerden haberin olmadan orada da yemişsindir."
"Bana keş muamelesi mi yapacaksın şimdi de?"
Arsel susmamı işaret ettikten sonra yeniden yerine oturdu.
Parmak uçlarıyla şakaklarına bastırıyordu. Başı mı ağrıyordu acaba?
Kalkıp ona masaj yapmak istemiştim ama dokunmama bile tahammül edemeyecek durumdaydı. İlk kez benden nefret ettiğini düşünüyordum. Yo ilk kez değil, tanıştığımızda da böyle hissetmiştim. Yine de şimdiki kadar yoğun değildi hislerim.
"Uyuşturucu kullanmıyordum."
Gözlerimin içine baktı.
Susmam gerektiğini tek bakışıyla anlamıştım.
Bana bu şekilde davranması öyle incitiyordu ki.
Gözlerim dolmuştu yine.
"Beni affetmeyeceksin değil mi?"
Arsel cevap vermeden doktor gelmişti.
"Merhabalar geçmiş olsun."
İçerideki kasvetli havayı fark eden doktor gülümseyerek o havayı dağıtmak istemişti.
"Değerleriniz normal Arven Hanım ama sizi daha öncede uyardığım gibi riskli bir gebelik geçiriyorsunuz. Zaman zaman kanamanızın olmasıda bu yüzden. Dikkat etmezseniz bebeğinizi kaybedebilirsiniz."
Duymayı korktuğum şey değildi belki ama riskini bile duymak korkutuyordu.
Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladığımda Arsel'in ayağa kalktığını hissettim.
"Ne yapmamız gerekiyor?"
"İstirahat istirahat istirahat. Başka bir çözümü yok. Sinir stres üzüntü hiçbiri olmayacak. En azından 1-2 ay bu şekilde geçecek."
Dizlerimi karnıma çekip kapandığımda elini sırtımda hissettim.
"Ne gerekiyorsa yapacağız."
Doktor çıkmadan önce elindeki dosyayı son bir kez karıştırdı.
"Ha bu arada... Daha çok erken, yanılma payımız yüksek ancak erkek gibi gözüküyor."
Başımı kaldırıp Arsel'in yüzüne baktım.
Gülümsüyordu, sadece birkaç saniye sürmüştü ama öyle güzel gülmüştü ki, bir daha hiçkimse gülmesin istemiştim.
Doktor çıktıktan sonra Arsel yeniden yerine geçti.
O elini üzerimden çektiğinde yeniden yapayalnız hissetmiştim kendimi.
"Oğlumuz olacakmış." Dedim bir ümitle. Yüzüme bile bakmadan başını salladı.
"Melina'yı görmek istiyorum."
"Getireceğim."
"Ne zaman?"
"Arven biraz zamana ihtiyacım var, düşünmek istiyorum."
Sustum...
"Ne düşüneceksin?"
"Bu şekilde devam edebileceğimizi sanmıyorum."
Başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu sanki.
"Ayrılıyor muyuz?"
Yeniden bir ağlama krizi tutmuşken Arsel o kadar da vicdansız davranmayıp yanıma oturdu.
"Çocukları almayacağım."
"Melina çok küçük." Ağlamaya ara vererek nefes almaya çalıştım.
"Onun yaşayıp yaşamayacağı bile belli değil." Ellerimi yeniden karnıma doladım.
Arsel elini çekinerek sırtıma koydu.
"Ben hep yanınızda olacağım."
"Aynı şey değil!"
"Hiçbir şeyinizi eksik etmeyeceğim."
"Aynı şey değil Arsel! Melina sana çok düşkün, sensiz nasıl devam edecek hayatına?"
Yanımdan kalktı odanın içinde biraz dolaştı.
"Düşüneceğim Arven, düşüneceğiz..."
"Düşünecek bir şey mi bırakmışsın? Her şeyi düşünmüşsün zaten ."
Gözlerimi sildim. Ağlamaktan nefes alamıyordum artık.
"Sen bu şekilde devam edebileceğimize inanıyor musun?"
Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.
"Böylesi ikimiz içinde daha sağlıklı olacak."
"Kızımı bana getir Arsel. Senden tek isteğim bu."
****
Arven

✨BİR BULUT OLSAM/2✨(ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin