Bir Bilinmez-34

19 2 3
                                    

Kaderin insan hayatı üzerindeki etkisi hep tartışma konularında kendine yer edinmiştir.
Bazı görüşler, insanların kaderlerini kendilerinin yazdığını söyler.
Bazılarıysa, kader denen şeyin daha biz doğmadan önce yazılmış olduğuna inanır.
Eğer gerçekten kaderimiz daha biz doğmadan önce yazılmışsa; İrade denen şey neden var? Neden kendi kararlarımız doğrultusunda hayatımız yön değiştiriyor?
Parmaklarımın arasında ki bir kalemin ucundan akan mürekkep hayatımı nasıl böyle değiştirebilir?
Evimden, ailemden uzaktayım. İçin özlem doluyken beynim bana sürekli mutlu olduğumu söylüyor. Bazen ne yaptığımın farkında olamıyorum. Alkolsüz bir sarhoşluk halindeyim.
Sadece bana mı oluyor diye düşünürken çevremdeki neredeyse her kadında bu belirtileri görüyorum. Odaklanamıyorum, üşüdüğümü hissedip ellerimi vücuduma sardığım sırada üzerimde yalnızca iç çamaşırlarımın olduğunu fark etmem uzun sürmemişti.
Hatta iç çamaşırı fazla kapalı olabilirdi.
Üzerimde fantezi giyimde isim yapmış bir markanın en nadide eserlerinden biri vardı.
Ben bu hala nasıl geldim?
Karnımdaki guruldama ve kramplar mide bulantımla şahlanınca tuvalete koştum.
Yediğim tek şey soyunma odasındaki renkli keklerdi, içine her ne koyuyorlarsa midemi mahvetmişti.
Koşan bir unicorn görecek kadar bulanıklaşmıştı bilincim. Yüzümü soğuk birkaç su çarpıp oradan çıktım.
"Arven nerelerdesin seni arıyoruz."
"Kendimi iyi hissetmiyorum. Defileye çıkabileceğimi sanmıyorum."
"Neyin var? Hem bu üzerindekiler de ne?! Kim giydirdi sana bunları?"
"Bilmiyorum. Ben... Midem çok kötü, tansiyonum düşmüş olmalı."
"Bir şeyler yedin mi?"
Yakınlardaki bir koltuğa oturup elimle ateşimi kontrol etmeye çalıştım ama bedenimi başkası kontrol ediyormuşçasına kontrolsüz güç kullanıyordum.
"Ah hayır, sadece şu minik keklerden yedim. Dışında renkli şekerleri olan."
Olivia bir an duraksayıp bana dikkatle baktı.
Önümde diz çökerek ellerimden tuttu.
"Kaç tane yedin?"
"Ne?"
"Keklerden kaç tane yedin?"
"Bilmiyorum, 3 belki 4. Neden soruyorsun?"
"Aman Tanrım!"
"Neler oluyor?"
"Kekin üstündeki şekerlerde kafa yapıcı bir şeyler vardı Arven. Stresini azaltması için defile öncesinde sadece 1 tane yemene izin verilir."
Endişeyle ağzımı kapattım. Anlaşılan bedenimdeki bu alışılmadık haller uyuşturucuya bağlıydı.
Panikten gözlerim dolmuştu. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarparken aniden yerimden kalkmamla gözlerim karardı. Sonrasında neler olduğu ya da neler yaşandığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Kendime geldiğimde kaldığım oteldeki odamdaydım. Üzerimde pijamalarım vardı ve başım çatlama derecesinde ağrıyordu.
Yataktan yavaşça kalkıp etrafıma bakındım.
Masanın üzerinde büyükçe bir zarf görünce ayağa kalktım ve zarfı açtım. O sırada masanın üzerindeki oda telefonu çaldı.
"Alo..."
"Günaydın uyuyan guzel."
Bozuk türkçesiyle heyecan içerinde konuşan adamın kim olduğunu seçememiştim."
"Zarfımızı gördün mü? Hadi aç onu!"
Telefonu omzumla destekleyerek kulağıma yapıştırdım ve zarfı açtım.
İçinden birkaç tane fotoğraf çıkmıştı.
Ne olduklarını anladığımda tüm kanımın çekildiğini hissetmiştim.
Ne zaman çekildiğinden bile habersiz olduğum, vücudumu özensizce kapatan saçma kıyafetlerle çekilmiş fotoğraflardı bunlar. Üzerimde hiçbir şey yoktu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✨BİR BULUT OLSAM/2✨(ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin