MERHABA SEVGİLİ OKUYUCULARIM; BÖLÜM +18 OLUP LÜTFEN RAHATSIZ OLACAKLAR ve 16 YAŞ ALTI MİNİK OKUYUCULARIM OKUMASIN.
SİZLERİ SEVİYORUM İYİ OKUMALAR.
Alaz, Tuğsem banyoya girdiğinden beri e-postalarına bakıyordu. Uzun zamandır holding dışında olduğu için bütün bilgilendirmeler telekonferans, video konferans ve e-postalar üzerinden gerçekleşiyordu. Arada bir banyonun kapısına bakıp, Tuğsem'in hala neden çıkmadığını merak ediyordu. Sonrasında ise günlerdir evinde olmadığı için uzun uzun yıkanma ihtiyacı duyuyor sanırım diye düşünerek tekrar işlerine dönüyordu. Su sesi kesildikten sonra banyo kapısına bakmaları sıklaştı ve sevdiği kadının neden hala çıkmadığı kafasına takıldı. Seslenmeyi düşünse de evham yapıyor gibi gözükmek istemediğinden sesini çıkarmadı.
İşe de kendini veremez hale gelince oturduğu yerden kalkıp, üzerini değiştirmeye karar verdi. Küçük valizine uzandığında banyoya tekrar baktı. Sonra dayanamayıp Tuğsem'e seslenmeye karar verdi. Banyoya doğru bir iki adım yürüdü. Kapının hafifçe açıldığını görünce yürümeyi bıraktı ve kaşlarını çattı. Kapı açılmasına rağmen neden çıkmadığını ve neden hala Tuğsem'e seslenmediğini düşündü. Bir adım daha attı.
Banyo kapısı tamamen açıldı ve Tuğsem gözüktü. Genç kadının muhteşem görüntüsünden sonra Alaz'ın bütün bedeni ihtiyaçla doldu. Olduğu yerde kaldı. Tuğsem'in dolgun vücudu makyajsız pürüzsüz yüzü kabarmış göğüslerinin altına kadar inen saçları ve ürkek bakışlarında gözlerini gezdirdi. Bir adım atıp o bedeni kendi bedenine yapıştırabilirdi. Fakat öyle etkilenmişti ki dilinin tutulmasının yanı sıra bedeni de kitlenmişti sanki. Adem elması aşağı yukarı hareket ederken yutkunamadığı belliydi.
Tuğsem, Alaz'ın şaşkınlığıyla mutlu olurken, bakışlarının yakıcılığından utanıyordu. Kızarmamak için dua ediyordu. Yanakları ısınırken, karnı ağrımaya başlamıştı. Sevdiği adamı şaşırtmak istemişti tamam ama tek kelime edemeyecek kadar mı etkilenmişti? Bir süre daha bekleyecek eğer Alaz konuşmazsa kendi adım atacaktı.
"Tuğsem!"
"Ee..efendim!"
"Sevgilim, kalbim yerinden çıkacak."
Alaz'ın sesi zor çıkıyordu. Göğsü hızlı hızlı inip çıkıyor, nefesinin yetmediği belli oluyordu. Tuğsem kendine doğru yürümeye başladığında açılan bacaklarıyla gözlerini sımsıkı kapattı. Biraz daha onu seyrederse kadına dokunmadan öleceği kesinleşmişti.
Tuğsem, Alaz'ın gözlerini sımsıkı kapatmasına gülümsedi. Sevdiği adamın yanına geldi ve titreyen elleriyle yüzünü sevmeye başladı. Onun elleri yüzünde gezerken Alaz hafif gülümsedi. Genç kadını tanıdığında kendinin en güçsüz dönemiydi. Sonrasında ise ihanetlerin en büyüğünü yaşamış, ailesi dağılma noktasına gelmişti.
Şimdi düşünüyordu da bu yaşadıkları olmasa Tuğsem olmayacaktı. Sanki ona yoldaş olması, yaşadıkları karşısında güçlü durması için gönderilmişti. Elini kaldırıp, Tuğsem'in yanağındaki elini tuttu. Dudaklarına götürüp, öptü. Gözlerini açtı.
"Şimdi seni öpersem kendimi tutamam!"
"Tutmanı isteyen kim?"
"Ben sana hanım ağası olduğun konakta sahip olacaktım."
"Hımm hayallerini mi yıktım!"
Tuğsem'in dudaklarını uzatıp dalga geçer haline Alaz güldü. Dilini çıkarıp, kuruyan dudaklarını ıslattı. Genç kadının bu hareketine bakışları öyle seksiydi ki, bir erkeğe yakışmayacak şekilde kıkırdadı. Hayallerinde sevdiği kadına düğünlerinden sonra konakta ki odalarında sahip olmak vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIN TACI (Tamamlandı)
Ficción GeneralBIÇAKÇI aşiretinin ağası Hüseyin Alaz'ın töre denen saçmalıklar silsilesi ile mücadelesini ve hiç ummadığı bir zamanda uğradığı saldırı sonucu tanıştığı doktor Tuğsem'le çekişmeli ilişkilerini okumaya ne dersiniz. Urfa'nın sert ağasının gri mavi g...