SÜPRİZ BEN GELDİM :)
NORMALDE PARTLI BÖLÜMLERİ BU KADAR GECİKTİRMEZDİM AMA BİR TÜRLÜ ZAMANIM OLMADI. YORUMLARINIZA DÖNEMİYORUM AMA HEPSİNİ OKUYUP, MUTLU OLUYORUM LÜTFEN BOL BOL YORUM ATIN. DİĞER BÖLÜMDE PEK YORUM GÖREMEDİM :(
NOT : BÖLÜM +18 OLUP LÜTFEN RAHATSIZ OLACAKLAR ve 16 YAŞ ALTI MİNİK OKUYUCULARIM OKUMASIN.
Bu adam tamamen Tuğsem'indi. 'Daha ne sen onunsun ne de o senin,' diyen iç sesinin hırsıyla Alaz'ın baklavalarını dişlemeye başladı. Dimdik olan erkekliğe gerek kalmadan birbirlerini yaşamak istiyordu. Belinde duran gecelik artık ona fazla gelmeye başladı. Doğrulup genç adamın gözlerinin içine bakarak bir çırpıda çıkardı. Kadınlığında atan damarın inadına bu işi ağırdan alacaktı.
Alaz'ın gece karasına dönmüş gözlerine bir süre daha baktı. En etkileyici gülümsemesini sundu ve alt dudağını ısırdı. Başını yeniden eğdi. Baksırını dişleriyle aşağı çekiştirdi. İçinden vahşi bir kadın çıkmıştı. Bu vahşi kadını da asla uysallaştırmayı düşünmüyordu. Genç adam doktorun yaptıklarına şaşırmayı bıraktığını sanıyordu ama her defasında kadını onu tatlı bir zevkle şaşırtıyordu. Bu kadar seksi ve erotik hareketler yapabileceğini düşünememişti. Hele böylesine sıcak ve ıslak tepkiler vereceğini bilseydi asla bu denli zaman kaybetmezdi.
Alaz'ın elleri Tuğsem'in saçlarının arasına girdiğinde baksırın üzerinden erkekliğine bastırdı. Bunu yapan aklına küfür etti.
"Ah sevgilim," dedi. Bir kere daha erkekliğini kaldırarak kadının tatlı ağzına bastırdı. Kumaştan kurtulması gerekiyordu. Sanki düşüncesini okumuş gibi Tuğsem hızla baksırı aşağı indirmeye çalıştı. Kalçalarını kaldırarak yardımcı oldu. Artık çırılçıplak önünde uzanan adamla yutkunmak zorunda kaldı. Kendine bile itiraf edemese de gözü korkmuştu. Ne bekliyordu bilinmez ama büyüktü. Hüseyin'i fazla büyüktü.
Dakikalardır onu sevip, okşadığı için sertleşmiş, kocaman bir şekilde gözlerinin önündeydi. Neredeyse bir saattir utanmayı unutmuş bedenini, yeniden bir sıcaklık kapladı. Gözlerini kaçırdı.
"Dokun ona ve beni hissederek okşa!"
Tuğsem ilk defa sen emir mi veriyorsun diye inatlaşacak durumda değildi. İtaatkar bir tutum sergiledi. Elleri titreyerek görkemli erkekliğe dokundu. Sonrasında avucunun arasında okşamaya başladı. Fakat büyüklüğü tamamen avucuna almasına engel oluyordu. Elleri titreyerek okşadığı erkekliğe şaşkın ve korkuyla bakan genç kadına, Alaz kahkaha attı.
"Bebeğim korkma ısırmayacak!" dediğinde gözlerini kısarak sevdiği adama baktı. Onun gülen suratına kızmak istemesine rağmen her zaman ki hayran kaldı. Vicdansızın oğlu gülünce başka yakışıklı oluyordu. Bunu düşününce farkında olmadan elinin altında taş gibi olan aleti sertçe sıktı.
"Ah!"
"Canını mı acıttım?"
"Hayır hayır devam et!"
"Sen bana ne yapmam gerektiğini..." derken Alaz hafifçe doğruldu. Bedenine dokundukça ürpermesini sağlayan saçlarını sağ avucuna doladı. Kendine çekti. Dudaklarına yöneldi. Hüseyin'in bakışlarındaki yoğunluk kadınlığını sızlatmıştı. Aşağıya yukarıya okşadığı erkekliğin ucundan bir sıvı aktı. Eline bulaşan sıvıdan sonra başını okşamaya o sıvıyı alete yaymaya başladı.
Dudakları birleştiğinde elleri istemsiz daha hızlı hareket etti. Alaz'ın hırıltılı sesleri ve öpüşlerinin tutkusu Tuğsem'i nefes alamaz hale getirdi. Ne kadar süre öpüştüler bilinmez Alaz birden kendini geri çekti. Ne olduğunu anlamayan kadının istekli gözlerine baktı. Erkekliğindeki elin üzerine elini koyup, hareket etmesini engelledi. Saçlarını kavradığı elini ise doktorun yanağına getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIN TACI (Tamamlandı)
Ficción GeneralBIÇAKÇI aşiretinin ağası Hüseyin Alaz'ın töre denen saçmalıklar silsilesi ile mücadelesini ve hiç ummadığı bir zamanda uğradığı saldırı sonucu tanıştığı doktor Tuğsem'le çekişmeli ilişkilerini okumaya ne dersiniz. Urfa'nın sert ağasının gri mavi g...