25. Bölüm

37.6K 2.2K 296
                                    

BEN GELDİM. SİZİ DAHA FAZLA BEKLETMEMEK ADINA KONTROL EDEMEDEN BÖLÜMÜ ATIYORUM. HATALARIM VARSA AFFOLA. SİZLERİ SEVİYORUM İYİ OKUMALAR VE İYİKİ VARSINIZ CAN OKUYUCULARIM...

"Gerçekten mi? Ne zaman? Hadi odamıza gidelim," diye yüzünü ona uzatmış, heyecanla soran adama bakınca sinirli halini devam ettiremedi. Gülümseyip dudaklarını Alaz'ın uzattığı yanağına bastırdı. Kocaman bir öpücük verdi. İki gündür birlikte uyuyorlardı. Öpüşmekten ileri gitmiyorlar sanki ikisi de sınırlarını biliyor gibiydiler.

Alaz'ın bakışlarından bazen çok daha fazlasını arzuladığını bir kadın olarak anlıyordu. Bu çok hoşuna giderken sevdiğinin isteyebileceklerine ortak olup olamayacağı konusunda kararsızdı. 'Hazır değilsin,' diyen iç sesine hayır diye bağırmak istiyordu. Çünkü bugüne dek yaşamadığı ne varsa Hüseyin ile yaşamak, sadece ona ait olmayı düşlüyordu. Bunları düşünmeye dalmışken Alaz'ı kaç defa öptüğünü ve bu masum öpücüklerle sevdiği adamın aklında dert tasa namına bir şey bırakmadığının farkında değildi.

"Şaka bir yana odamıza çıkalım mı sevgilim?" 

Alaz'ın öpücüklerden eklenmiş kalın ses tonu kadının tüm tüyleri ayaklandı. Ses tonundan bile etkilendiği için kendine kızarken sadece başını aşağı yukarı sallayarak, cevap verebildi.

Alaz, genç kadının elini sımsıkı tutarak bardan çıktı. O dik ve ciddi duruşuyla yine Tuğsem'i şaşırttı. Nasıl hemen toparlanabiliyordu. Demek ki benim kadar etkilenmiyor, aklından geçen düşünceyle kaşlarını çattı. Asansöre bile Melih ve bir korumayla birlikte bindikleri için hiç konuşmadılar.

Alaz ise Tuğsem'in aklından geçenlerden habersiz, yanına bu denli yakışan kadını karşısına çıkardığı için Allah'a içinden şükür etmekle meşguldü. Asla korumaların ya da başkalarının yanında hanımlığını bozmuyor, gereksiz kaprislerle onu mahcup etmiyordu. Biraz önce ki olayı başka bir kadınla yaşasa büyük bir kavgaya sebep olabilirdi. 

Kendi başına gelmese de arkadaşlarından biliyordu. Kıskançlıktan deliye dönüp, burası yeri zamanı değil demeden yanındaki erkeği rezil ediyorlardı. Bunu yapan erkeklere de denk gelmişti. Böyle olaylara şahit olduğu zamanlarda hep bunu kendine güvensizliğin dışa vurumu olarak düşünmüştü. Tuğsem'in bu geceki kendine güvenine bir kere daha hayran kalmıştı. Serpil'e kış kış dercesine olan hareketi gözlerinin önüne gelince tekrar gülümsedi.

"Bu gece odadan çıkar mısınız, adamlar dinlenmeye çekilsin mi ağam?" 

Asansörden çıktıktan sonra Melih'in sorusuyla Tuğsem birazcık kızarmıştı. Yirmi sekiz yaşında işinde gücünde bir kadın olarak yaşadıklarından utanmıyordu. Gönlü çok rahat yaşıyordu. Sadece hayatının hiçbir döneminde böylesine yakın ilişki yaşamadığından hem bocalıyor, hem de şaşırıyordu. Erkeklerle her zaman mesafeli ilişkilerde bulunmuştu. Normal erkek arkadaş olarak bile hayatında yakın ilişki de olduğu kimse yok denilebilirdi.

"Kapıda iki kişi nöbetleşe beklesin. Sende dinlen, sabah görüşürüz," diyerek odaya girdiler. Alaz, kapı kapanır kapanmaz Tuğsem'i duvara yasladı. Hafif yananları kızarmış, güzeller güzeli yüzüne baktı. Öpmelere doyamadığı gamzesine küçük bir buse kondurdu. Önüne düşen bir tutam saçı alıp, kulağının arkasına sıkıştırdı. Öpülesi dudaklarına ışıltılar saçan gözlerine baktı ve gülümsedi

"Tatlılığını görmek için sabırsızlanıyorum."

"Bu..burada mı?"

"Tamda burada," deyip saatlerdir öpmeyi iple çektiği dudaklara kapandı. Telaşsız içine çeke çeke öpmeye başladı. Tuğsem'in inleyerek cevabından sonra onu kucakladı. Yatağa doğru giderken hem gülümsüyor hem de sevdiğinin saçlarına yüzünü sürüyordu. Yatağa uzandırdıktan sonra ona aşkla bakan kadının alnından öptü.

BAŞIMIN TACI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin