Lütfen bölüme başlamadan önce yıldıza dokununuz.
herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.
----------------------------------------------------------------
"Sen, senin ne işin var burada?"
"Alaz abi," diye ağlayarak kendisine koşan genç kızla, Alaz ne yapacağını bilemediğinden hala olduğu yerde duruyordu. On yedi yaşında bir çocuğun onun vurulmasıyla ne alakası olabilirdi? Hıçkıra hıçkıra ağlayan kuzenine dayanamayıp, omuzlarından tuttu. Saçlarını okşadı. Kız kardeşlerinden farkı yoktu.
"Hişt! Tamam, ağlama artık!"
"Na..nasıl ağlamam, nasıl anlat..anlatabilirim."
"Alaz Bey buyurun," diyen emniyet müdürünün sesiyle kafasını kaldırıp, hafif saçları kırlaşmış ellilerindeki adama baktı. Ancak öyle etkilenmişti ki odaya girmek için neyi bekliyordu bilmiyordu. Duyacaklarından korkuyordu. Canının çok yanacağı belli olmuştu. İçeri girip girmemek konusunda kararsız kaldı. Melih arkasından seslendiğinde bile bu yorgunluğun üzerine yaşayacaklarına gücü var mıydı? Emin değildi.
"Ağam?"
"Helin hadi sakinleş güzelim," diye kendine bakmasını sağladı. Helin'in güzel gözleri öyle korkulu ve affet beni der gibi bakıyordu ki nasıl hareket etmesi gerektiğini bilemedi. Büyük odanın ortasında bulunan kare masanın olduğu yöne yürüdüler. Alaz, Helin'i yavaşça oturttu. İç çeken kız titriyordu. Kendisi de yanına oturdu. Kuzeninin ellerini tuttu. Sakin ama kararlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Hadi bana neden burada olduğunu söyle güzelim?"
Helin uzun siyah kirpiklerinin ötesinde sakladığı korkularla uzun uzun Hüseyin Alaz'ın yüzüne baktı. Sonra başını çevirip emniyet müdürüyle göz göze geldi. Adamın korkma dercesine başını sallaması üzerine tekrar ağabeyine döndü.
"İki gün önce bir şeyler duy...duydum. Ne yapacağımı bil...bilemedim?"
"Helin sakin ol! Hadi birkaç defa nefes alıp verelim."
"Abi ne olur beni sevmekten vazgeçme!" Helin tekrar hıçkırarak ağlamaya başladı. Bu üzüntüsünün tek nedeni amcasının ailesini en önemlisi Alaz abisi ve ablalarını kaybetmekten istememesiydi.
"Sen benim kardeşimsin. Ne anlatırsan anlat bu gerçek değişmeyecek söz veriyorum."
"Karadayı ile konağın arkasında ki arazi de dolaşıyordum. Seyit Dara abimin arabasının konağa doğru gittiğini gördüm. Hızla konağa geldim. Biliyorsun artık bizimle yaşamıyor çok özlemiştim," dedikten sonra Helin'in tekrar gözleri doldu ve birkaç kere yutkunmak zorunda kaldı. Derin bir nefes verdikten sonra anlatmaya devam etti.
"Annemden odasına gittiğini öğrenince koşar adım yukarı çıktım. Kapısı kıvrıktı yine de vurdum ama birine bağırıyordu, kapıya vurduğumu görmedi."
"Ne diyordu?"
Emniyet müdürü deneyimlerine güvenerek susan kıza sessizce sordu. Çünkü genç kız bir daha konuşmayabilirdi. Öyle korkuyordu ki kuş gibi titriyordu.
"Yedi canlı şerefsiz tam bir suikast daha yapacaktık Amerika'ya gitmiş ve nerede olduğunu bilmiyoruz. Sekreteri de ser veriyor sır vermiyor. Konağa geldim. Kaldığı otelin ismini amcam biliyordur. Gerisi sizde Amerika da olursa ırkçı saldırı diye yutturabilir, üstünü örtebiliriz. Alaz ağanın oradan sağ dönmesini istemiyorum anladınız mı? İhtiyarlara söyle biraz daha sabırlı olsunlar."
![](https://img.wattpad.com/cover/210183955-288-k77387.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIN TACI (Tamamlandı)
Ficción GeneralBIÇAKÇI aşiretinin ağası Hüseyin Alaz'ın töre denen saçmalıklar silsilesi ile mücadelesini ve hiç ummadığı bir zamanda uğradığı saldırı sonucu tanıştığı doktor Tuğsem'le çekişmeli ilişkilerini okumaya ne dersiniz. Urfa'nın sert ağasının gri mavi g...