"Bu bir icat! Kızım bunun içine ne koydun?" diyen Buğra yaptığım yemeğe yumulurken Ela kıkır kıkır gülerek abisini izliyordu. Berkay ise ağzını bile açmadan yaptığım yemeği yiyordu.
"Mantar," dememle Buğra'nın kaşığı tabağa düştü. Başını kaldırıp bana baktığında genişçe gülümsüyordum. Sevimli bir kedi gibi başımı yan yatırırken Sinan ve Çiğdem de kaşıkları tabaklara bırakmıştı.
"Ne oluyor?" dedi Ceren eğilerek diğerlerine bakarak.
"Mantar sevmeyen tayfa kendini belli etti bile! Doğrusu ben söylemesem anlayabilecek miydiniz?" dedim omuz silkerek.
"Bunda nasıl mantar var be? Offf midem..." diye söylenmeye başlayan Buğra utanmadan karnını bile tutmaya kalktığında bir anne edasıyla söylendim sadece. O kadar da abartılacak bir tadı yoktu bence.
"Hiç boşuna uğraşma Buğra. Yemeğime bayıldın ve tek sorun mantar olsa bile göz ardı edebilirsin." Sinsi gülüşüm yüzümün her yanına usulca sirayet ederken Buğra dudağını ısırmış kötü kötü bana bakıyordu. O sırada telefonuma gelen bir mesajla kucağımda duran telefonu aldım elime. Yemeğim bitmişti zaten.
"Afiyet olsun. Benim buna bakmam gerekiyor," diyerek masadan kalktım ve telefonuma gelen mesajı açarak salona ilerledim. Amerikan mutfak olduğundan salona gidişimde onlardan ayrı düşmeyecektim ama en azından mesaja daha rahat bakabilirdim.
Eskitme koltuğa kurulup kucağıma bir yastık aldım ve sohbet sayfasına girdim.
parcalibulut___: Nasıl gidiyor her şey güzellik?
parcalibulut___: Daha iyi misin? Aklım sende.
dogalyasam: Yaşananları yaşandıkları yerde tutmaya karar verdim. Sen ne zaman geliyorsun?
parcalibulut___: Bir hafta...
parcalibulut___: Seninle gurur duyuyorum aşkım. Çok özledim seni.
dogalyasam: Ben de seniii! Ama ben çok yakında buradan da ayrılacağım.
parcalibulut___: O ne demek o? Nereye? Ben senin arkandan geliyorum sen de geri mi döneceksin? Yapma bunu ya! Ne alaka şimdi?
dogalyasam: Buradaki işlerimi bitirip Londra'ya yerleşeceğim. Benimle oraya gelebilirsin tekrar. Olmaz mı?
parcalibulut___: Olmaz. Tekrar oraya dönemem. Doğal nereden çıktı şimdi bu? Londra sadece tedavi içindi. Oraya tekrar dönmen çok saçma. İstemiyorum bunu. Türkiye'de kalabiliriz birlikte. Yapabiliriz bunu. Güçsüz hissetme kendini ben varım.
dogalyasam: Biliyorum... Varsın. İyi ki de oldun ama ben o kadar da güçlü değilim. Her gün yüz yüze bakamam onunla. Kollarım ağrıyor ona sarılamadığım her an için. İçim üşüyor. Londra'dayken bu soğuğa dayanıyordum, alışmıştım da ama şimdi... Burnumun dibinde. Ne yapacağımı bilmiyorum. Çok yoruldum ben. Gitmek istiyorum sadece.
dogalyasam: Sonsuza dek gitmek... Bir karavan fena olmazdı.
parcalibulut___: Benim gelmemi bekle güzelim. Yapma böyle. Anlaştık mı? Benim gelmemi bekle sadece. Az kaldı. Çok az kaldı, yanında olacağım artık.
dogalyasam: Seni çok seviyorum. Unutma bunu. Kendine iyi bak. Dikkatli ol.
parcalibulut___: Ben de seni çok seviyorum güzelim benim! Görüşürüz. Yaz mutlaka.Mesajı sadece beğenip Instagram'dan çıktım. Telefonu koltuğa bırakırken karşımdaki cama bakıyordum dümdüz. Sis her yere yayılmıştı. Ağaçları bile zor görebiliyorken Sadem'in tam yanıma kendini öylece bırakması irkilmeme sebep oldu. Çok geçmeden ortamıza da Çiğdem gelip kollarını bana doladı.
Benden sadece iki yaş büyüktü Çiğdem. Çağrı da benden bir yaş küçüktü sadece. Yıllarca kuzenlerimden ayrı düşsem de aramızdaki kardeşlik bozulmamıştı. Her yaz tatilinde görüşürdük mutlaka.
"Canım mısın sen, benim misin, her şeyim misin? Hoş geldin melekkk! Sefalar getirdin!" diyen Çiğdem'in enerjik sesi bütün hücrelerimi harekete geçirmişti ve üzerimdeki ölü toprağını az da olsa atabilmiştim. Onun kemikleri çıkan yanaklarını elimden geldiğince sıkarken bundan memnun gibiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı ama Çılgın (TAMAMLANDI)
Teen FictionTatlı ama Çılgın ○○○ Bu bir grup çılgın gencin tatlı hikâyesidir! Bir yanda dört çocukluk arkadaşı bir yanda beş lise arkadaşı... Bu iki arkadaş grubu iki ayrı dünyaların insanı olabilir, bazıları çok çılgın olabilir, bazılarının yaşları denk gelmey...