Barış Saral
"Ooo hoş geldin abi! Uzun zaman oldu seni görmeyeli." Denizaltı'na geldiğimde beni karşılayan gişedeki Pamir ile erkekçe tokalaşıp gişeye yaslanınca beni gördüğüne gerçekten sevinmişti. Etrafı kısa bir an için kolaçan edince insanların keyifleri yerinde gibiydi. Sorun yoktu.
"Sorun var mı?" diye sorunca Pamir olumsuz anlamda başını salladı.
"Yok abi, her şey tıkırında. Herkes kesin dönüş yaptığını söylüyor. Doğru mu?" Pamir'in meraklı sorusuna dudağımın kenarında beliren tatsız gülüşle cevap verdim. Dönsem de değişen hiçbir şey yoktu. Kırdığım masum bir kalp vardı ve eskisine nasıl döner hiçbir fikrim yoktu."Doğrudur koçum. Temelli döndüm artık. Daha sık buralardayım," deyince Pamir bilgisayar ekranından başını kaldırıp çekingen bir şekilde bana baktı. Bir karın ağrısı vardı belli ki. İstifimi düzeltip dikkatle ona bakmaya başladım.
"Şey... Abi..."diye başladı güzelim kelimeleri ağzında gevelemeye.
"Ney? Abi?" Susmaya ve bakışlarını kaçırmaya devam edince masaya yaslandım iyice. "Hayırdır oğlum ne oluyor? Bir sorun varsa söyle, kıvranma karşımda," dediğimde Pamir dudaklarını son noktaya gelmiş gibi birbirine bastırıp yanaklarını şişirdi. Beklentiyle yüzüne bakarken kaşlarım elimde olmadan keskin bir şekilde çatılmıştı.
Ağzında, "Senin çocuklar geldi abi. Sorun yok yani..." diye bir şeyler geveleyince bıkkın bir şekilde nefesimi verdim ve iki elimi de sertçe gişe tezgâhına dayadım.
"Pamir, Metin ve Nehir'den mi bahsediyorsun? Oğlum bu mu karın ağrın senin? Ceren mi getirmiş oynatmaya? Neredeler?" derken aynı zamanda başımı kaldırmış daha dikkatli bakmaya çalışıyordum etrafa. Kafamı iyice uzatıp arkadaki oyuncaklara da bakarken çocuklar için yapılan, ebeveynlerin bisiklet sürmesiyle çalışan küçük hız treninde gördüm onları.
Metin, Nehir'e sarılmıştı. Çığlıkları havada uçuşurken bu kadar hızlı bisiklet süren kişiye baktım. Saçındaki mavi bir tutamdan anladım ki Doğal, bana arkası dönük şekilde deli gibi bisiklet sürüyordu.
"Abi çocuklar gelip senin adını verdiler sonra da heyecanla yanlarındaki kadınla beni tanıştırdılar. Şey... Sanırım o Doğal bu Doğal. Ben yeni olduğum için bilmiyorum tabii ama duydum yani. Hanımefendiyi gören tanıdı, sarılan bile oldu. Birkaç saattir buradalar."
Pamir ağzında bir şeyler geveliyordu hâlâ. Onu duyuyordum ama anlamıyordum sanki. Bir hafta önce hastaneden çıktığından beri onu bir daha nasıl görürüm diye düşünüyordum ama sanırım dua kapımın açık olduğu bir zaman diliminde onu görmeyi kalpten istemiştim. Şimdi tam gözümün önünde kardeşiyle eğleniyordu. Berkay'a sorduğumda Metin'le bir hafta önce tanışmışlardı. Hatta Metin dün akşam Doğal'ın evinde kalmıştı. Azra ablanın bu durumda ne yapacağını bilmiyordum.
"Gerilme bu kadar Pamir. Kaçtım ben..." dedikten sonra gişelerden hızla uzaklaşıp ellerimi cebime yerleştirdim ve hız trenine yaklaştım. Kaçıncı turda olduklarını anlamak için Doğal'a bakıyordum da nefes nefeseydi. Çocukların eğlencesini bölmemek için kim bilir kaç dakikadır bu haldeydi?
"Çocuklar sizce de başka oyuncaklara sıra gelmedi mi? Ablanız çok yorulmuş gibi. Onu çok yormasak mı?" diye bağırınca Doğal aniden durdu, çocukların bindiği vagon ise sakince raylarda durdu.
Metin ve Nehir beni görünce neşeli çığlıklarla adımı haykırdılar ve vagondan inip kan ter içinde bana koştular. Yere diz çöküp önce Metin'e bir kolumla sarıldım daha sonra paytak adımlarla ancak bana ulaşan Nehir'e sarıldım ve ikisini de kucağıma alıp ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı ama Çılgın (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteTatlı ama Çılgın | Kahverengi Ajanda Serisi ● 1 ○○○ Bu bir grup çılgın gencin tatlı hikâyesidir! Bir yanda dört çocukluk arkadaşı bir yanda beş lise arkadaşı... Bu iki arkadaş grubu iki ayrı dünyaların insanı olabilir, bazıları çok çılgın olabilir...